içine atmayı seven insandır. belli bir süre sonra maalesef dertleri içinde birikip farklı şekillerde patlatacaktır. bu hayatta bir insanın gerçekten güvenebileceği en azından bir dostu olmalı. derdini paylaşıp derman arayabilmeli.
ben dert paylaşmayı en azından kendi adıma iffetsizlik gibi saymışımdır hep...
zaten büyütülecek bir derdim yok bana göre.
tamam bir takım psikolojik sıkıntılarım, ruhsal bunalımlarım, göğsümde darlık hissi,
nefes alamamak gibi sıkıntılarım var. yok değil ama kimsenin dizinde ağlamamam gerekir bunlar için.
kendine ağlayanlardan olmayı bilmedim hiç.
hele kendimi acındırmaktan ve bununla teselli bulmaktan
birilerinin bana üzülmesiyle mutlu olmaktan hiç hoşlanmam...
öyle insanları çok gördüm. ve onlar benim kardeşim olamazlar.
ben dağ gibi dertleri olsa bile kalbinde ezenlerle kardeş olabilirim.
sorunlar sevgi ile aşılsın, ağlayarak sızlanarak değil.
ben böyleyim.
derdini kimsenin umursamayacağını biliyordur. en doğru kararı veriyordur. duygusal kimliğini ortaya çıkarmıyordur. esrarengizdir, gerçekleri bilendir. sayıları nadir olandır. adamdır adamdır ve yine adamdır.
Niye paylaşayım? Çözüm mü bulacaklar? Anlatınca o dert yok mu olacak? Ben bileyim sadece yeter.
Benim benden başka kimseye ihtiyacım yok.
Canım kendim.
Kendi kendine derdinde kaybolurken kimsenin onun elinden tutmasına izin vermez. insanlardan uzaklaşır. Onun için bir şeyler yapmak isteyen insanlardan uzaklaşır. Hayır, tek başına her şeyi çözemez insan. Bazen durup, uzanan eli tutmayı bilmek gerekir. Bazen göz yaşlarını ve yaralarını kabullenip sana kucak açanın kanatlarına sığınmayı bilmek gerekir.
Anlaşılmama korkusunun ötesinde olan bir durum daha vardır ki o da:
"anlaşılsam ne fark eder?" evresi.
Daha önce anlaşıldım da ne değişti? Dediğin yer. Tesellilere sığınmakla avunamadığın yer.
Bu noktaya gelindiği an güçlü bir çarpma sesi işitilebilir zira o dibe vuruşun sesi. Dert edindiğin, kaçtığın her ne ise onunla yüzleşme vaktinin geldiğinin sesi.
Artık şunu net bir şekilde tecrübeyle sabit kavramıştır ki; Ağaca yaslanma kurur, insana yaslanma arkadan vurur.
inananlar için söylüyorum; ALLAH'tan başkasına içini döken, Güvenen ve derdine çare bekleyen her kimse, Hayal kırıklılığına uramaya ve pişman edilmeye mahkumdur.
yurdum insanı her fıratta derdini paylaşır, kahvede, sıra beklerken, komşulukta..siz de koyverin gitsin, dertler paylaştıkça azalır. paylaşım aleminin içine doğuyoruz biz, hor görmeyin kendinizi.
bir zaman önüme çıkan herkese herşeyimi anlatırdım. belli bir süre sonra karşı tarafın bana acıdığını görmek tuhaf bir dinginlik veriyordu. '' aa bak işte buna böyle haksızlık yapmışlar, ne kadar mağdur'' diye düşünmeleri bana tuhaf bir dinginlik veriyordu. sonra biraz tecrübelendik bu hayatta, yaş aldık. iyiyim felsefesine dahil oldum. soranlara iyiyim, bir sıkıntım yok diyorum. esasında da yok zaten. kimseye birşey söylememenizi öneririm.