bugün

ayrıca 'hazmedilmesi zor olan,gerçekleştirmek,başarmak ve yaşatabilmek için fedakarlık ve gayret gerektiren' anlamına da gelir..
1999 yılında çıkan, demirden bir leblebi gibi hazmetmesi zor bir nazan öncel albümü. o vakitler benim için napardın gibi cümleler kurmazdı nazan öncel. anlatacak daha önemli öyküleri vardı. içimize dert olacak, uykusuz gecelere ortak olacaka şarkılar da yapmıştı zamanında.
(bkz: demirden leblebi)
(bkz: çetin ceviz)
*

1. beni söyletme
2. hep yalnız
3. kunduram sandukam zembilim
4. aşıklar parkı
5. zor dünya
6. hızlı yaşarken
7. kötülere bişey olmaz
8. kız bebek
9. sokarım politikana
10. demirden leblebi
kartal tibet in yönettiği, tamer karadaglı ve sibel turnagöl ün başrollerini paylaştığı, 1999 tarihli film...
türk pop müziğinin göç ile birlikte şu ana kadar gördüğü doruk noktalarından biri olan ve diğer bütün albümleri gibi * * baştan sona dinlenilebilme vasfına sahip bir nazan öncel albümü. nazan öncel göç sonrası bir defa daha türk pop müziğine bir başyapıt armağan ediyor. gerçi hakettiği ilgiyi görüyor mu? orası şüpheli doğrusu, nazan öncel den göç ve demir leblebi gibi albümler yapmalarını bekleyenler bu albümleri para verip almadıkça, para da maalesef yaşamak için geçerli oldukça, benim icin ne yapardin, lo lo lo, of of ları da anlayabiliyor insan. komple lere çakkıdı lara bir şey diyemeyenler, konu nazan öncel olunca laflarını esirgemiyorlar maşallah. güzeli, kötüyü objektif bir şekilde değerlendirmeyi öğrenmedikçe ne desek boş doğrusu.
"ben sinirlenince mutlaka bir orospu çocuğu vurulmuş olur" gibi.. pulp diction!
"çiğ insanlar gibi kırmaktır hep işi" gibi. pulp leblebi!
texas hold em de kaybetmesi imkansıza yakın el.
(bkz: kare as)
avrupa yakasındaki iffetin bir repliğindeki kelimedir: aslı, kızım evlilik demir bir leblebi yut yutabilirsen
yenilmeye çalışanın dişçilerle daha çok samimiyet kuracağı gerçektir. yutulması halinde iç hastalıkları bölümünün servislerinde zamanını geçireceği tespitlenmiştir. şiddetle kaçınılması tavsiye olunur.
argoda mermi.
Nazan öncel'e en çok yakışan şarkıdır.

Sözleri ise;

Söylenmese de olurdu
Ama şimdi söylemek
Söylemek istiyorum
Belki kalbin kırılır
Gözyaşına boğulursun
Gözyaşını sakla
Ben ölürsem ağla
Bunu senle hiç
Hiç konuşmadık biz
Tek tanığım sen
Tek çarem sendin
Beni anlamak istemez miydin
Bu acıyı ben tam yüz sene taşıdım
içimdeki bu acıyla hamal gibi yaşadım
Şimdi bana sarıl
Sadece sarıl
Ve lütfen artık beni dinle
Lanet olası bir gündü
Kapı açıldı ve o geldi
Yüzünde pis bir ifade vardı
Koynunda yılan beslediğin o yatakta
Kardeşime süt veriyordum o anda
Doğru odaya daldı
Ve buyurgan bir sesle
Beni yanına çağırdı
Kolumdan çekip
Kucağına aldı
"Otur" dedi kısaca
Evet bu öyle sıradan bir gün değildi
Gözyaşlarını sakla
Ben ölürsem ağla
Sonra "bu yana bakma başını çevir" derken
Elleri bacaklarımda
Geziniyordu anne
"Babacığım yapma" dedim
Bir hayvan gibi soluyordu
iki bacağının arasında
Beni mengeneye almıştı
Sonra nasıl olduysa
Kurtulmayı başardım
Bir odaya kaçtım
Ve o anda sadece haykırıyordum
"Defol defol git burdan"
O kapıyı yumrukluyor
Ben ağlıyorum kardeşim ağlıyordu
Her şey bir kabustu
Her şey bir kabus
Kalbim kırık öleceğim
Bilmem ne halt edeceğim
Benim kalbim yaralı
Bu cehennem azabı
Senin kızın hayatla
işte böyle tanıştı
"Baba ne demek anne"
Bu kelime bana inan çok yabancı
Çok üzgünüm çok
Çok ne kadar az bir laf
Hiçbirşeyi anlatmaya yetmiyor
Gözyaşlarını sakla
Ben ölürsem ağla
Artık için rahat olsun
Sen bir meleksin anne
Yediğimiz her lokmayı
Kuruş kuruş ödedik
Nasıl ödenirmiş öğrendik
Demirden leblebi
Ne yenir nu yutulur
Bazı şeyler belki
Belki unutulur
Unutmak var ya
Demirden leblebi
Demirden leblebi
Demirden
Kalbim kırık öleceğim
Bilmem ne halt edeceğim
Elimden alınan hayatım
Çalınan masumiyetim
Sıkılıyorsa biri kalkıp bir şey söylesin
Dokuz yaşında bir çocuk
Hayatı böyle tanıdı
Annesinin sütü
Babasının çükü
Bu çocuk senin kızındı anne
(bkz: demir leydi)
1999 nazan öncel albümü.

sanırım nisandı ya da mayıs. albümün çıktığı ilk gün aldım. kaset zamanları tabi daha. otobüse bindiğim gibi o açılmakta inatla direnen jelatinle boğuştum elbette. niye bu kadar zor açılır ki bu meret...

sokak kızı albümünden sonra beklenti tabi rock sound yönündeydi. ama eve gidilip sıcak bahar izmir'inde albümü dinlediğimde bi tuhaf oldum. tuhaflığım curadan, gitardan falan değildi. tuhaflığım şarkı sözlerindendi.

kartonete bakıyordum bir yandan. değişik çizimler, samimi pozlar. sevmiştim ama şaşkınlığım geçecek gibi değildi. kadın kunduram sandukam zembilim diye pop-türkü yapmıştı. sokarım politikana diyordu oyunbozan şebekesine. kız bebekmiş sonra onu anlatıyordu eksik etek halini, tam 37 gün adının konmayışını anlatıyordu. yine de kötülere bi şey olmaz derken domuzların domuz olduklarını yüzlerine vuruyordu. ama asıl tokatı demirden leblebi ile atıyordu albümün sonunda. "annesinin sütü babasının çükü bu çocuk senin kızındı anne" diyerek babası tarafından uğradığı tacizi anlatıyordu. gözümüze soka soka. duyun gerçeklerden kaçmayın diye diye. haykıra haykıra. yaka yaka.

bu albüm türkiye'de yapılan en kişisel albüm olmakla birlikte en dobra albümdür. aşıklar parkı'na da gidilir bu albümle, bu havada gidilmez denilip hep yalnız da kalınır. böyle delidir bu albüm. zor dünya diye haykırmak kolay iken bu ülkede, hızlı yaşarken değil ölmek kolay iken bu ülkede, beni söyletme diyip susmayı kendine yakıştıramaz nazan öncel. ve var gücüyle haykırır.

bu albümü dinlememek bir kayıptır. bir kadın olmaktan ziyade, bir insan olarak dinlememek, özümsememek gerçekten çok büyük bir kayıptır.
(bkz: demir ökçe)
Istanbul edebiyat fakültesinde çıkan kadın fanzini.
Okurken kadınlığınızı keşfedebileceğiniz bir fanzin.
üstelik yazanlar da bu iddia ile yazıyor sanirim.
nihayetinde "hepimiz yeni bir hayatın acemileriyiz" ve keşfetmemiz gereken onca şey var neden cinsiyetimizden başlamayalım ki!

Mottoları da pek hoş; demir leblebi - yenilir yutulur "cinsten" değildir.
Figüranlık yaptığım Sibel Turnagöl filmi.
sibel turnagöl'ün oynadığı demir leblebi filminde ben de küçük bir rol almışımdır.