deliliğe övgü

entry66 galeri5
    41.
  1. 40.
  2. 39.
  3. Eski Yunan ve Roma kültürünün canlandırıldığı Rönesans'ın en önemli savunucusu, Hümanizmin Batı Avrupa'daki en büyük temsilcisi olan Erasmus, aynı zamanda Reform'a giden kapıyı aralayarak günümüz Avrupası'nın şekillenmesine yardım eden ve kültür hayatına etki eden isimlerden biridir.

    "Deliliğe Övgü" ise onun, fikirlerini cesurca dile getirdiği en önemli ve en popüler eserleridir. 1509'da kaleme alınan eser ilk kez 1511'de Paris'te basılmış, ilerleyen yıllarda çok sayıda Avrupa diline tercüme edilerek defalarca tekrar baskıları yapılmıştır. Ancak bu sakıncalı eser 1527 yılında Paris'te, daha sonra Milano, Venedik, ispanya ve Portekiz'de yasaklanmıştır.

    Çağının tüm nüfuzlu kişilerinin onunla tanışmak, onun desteğini almak için yarıştığı Erasmus " Deliliğe Övgü" ile engin bilgisini, zekasını, gözlem ve kurgu yeteneğini ortaya çıkarmış, eser Avrupa'da büyük ses getirmiştir.

    Gülmece türündeki yapıta egemen olan iki temel görüş vardır. Bunlardan birine göre gerçek bilgelik, deliliktir. Öteki görüşe göre ise kendini bilge sanmak, gerçek deliliktir. insana yeryüzünde yaşama gücü kazandıran şey, gerçek bilgelik olma niteliğiyle doğrudan doğruya deliliğin kendisidir. Kitapta delilik, kendi kendisine övgüler sıralar; bu arada çocuklukta ve yaşlılıkta, aşkta, evlilikte ve dostlukta, politikada, savaşta ve bilimde deliliğin nasıl her zaman egemen olduğu gösterilir. Tüm uğraş alanları, bu arada özellikle din kurumu ve din adamları bu panorama çerçevesinde sergilenir.

    Deliliği konuşturma kisvesi altında Erasmus, çağının kilisesine ve o kilisenin mensuplarına en acımasız eleştirileri yöneltir. Bu niteliğiyle "Deliliğe Övgü" çağlar boyunca bağnazlığa karşı kaleme alınmış en yetkin düzeydeki başyapıtlardan biri olmuştur. Yapıtın yazılışını izleyen yüzyıllarda -haklı olarak- düşünce düzeyindeki bağnazlığın her türlüsüne yönelen bir eleştiri diye yorumlanması, belki de güncelliğini yüzyıllar boyunca korumasının altında yatan en önemli nedenidir.
    1 ...
  4. 38.
  5. Etrafımızda deliliği sadece zihinsel bir engel olarak gören dangalakların muhakkak okuması gereken,desiderius erasmus eseri.
    0 ...
  6. 37.
  7. Leyla ile mecnun dizisinde erdal bakkal karakteri ironi halinde en guzel mesaji vermistir.
    1 ...
  8. 36.
  9. özeti, millet gider mersine ben giderim tersine olan erasmus'un kitabı. (böyle yapınca deli oluyormuşsun işte!) bir arkadaşıyla seyhat ederken ayaküstü yazılmıştır varın siz düşünün. yazdıklarında doğru düzgün anlam ve mana yoktur.
    0 ...
  10. 35.
  11. üç yıldır kitaplığımda duran ama hâlâ okuyamadığım kitap.
    0 ...
  12. 34.
  13. dünyanın en kral ironilerinin yapıldığı, döneminden çok ileride üstelik bir teolog tarafından yazılmış dönem eleştirisi kitabıdır. mizahın eleştirel gücü en güçlü şekilde kullanılmıştır bu kitapta. dönemin çeşitli siyasi ve sosyolojik olaylarına ince göndermelerle doludur.
    0 ...
  14. 33.
  15. desiderius erasmus isimli eski çağ düşünürünün bir eseridir. not: okuyanların deliliği kabul ettikleri kitaptır. bu üstad deliliği öyle bir anlatmış ki artık bir tek kimse kalmamış sokaklarda, aklını gözlere gözlere sokan. ben senden akıllıyım diyen çıkmamış bir daha. delilik meziyet her kes de deli olmuş. kitap kesinlikle önerilir.
    1 ...
  16. 32.
  17. 31.
  18. Öyleyse soruyorum, kendisinden nefret eden adam başkasını sevebilir mi? Kendisiyle anlaşamayan kişi başkasıyla anlaşabilir mi? Kendisinden bile bıkmış usanmış kişi başkasına keyif verebilir mi? Bana göre, insan delilikten daha deli değilse bu sorular karşısında sadece susar.
    1 ...
  19. 30.
  20. deli kadın uzaktan seslendi. "çocuk bana bi bak!". Korka korka gittim. "ağaçtaki çiviyi görüyor musun? Çabuk sök onu!." dedim "neden?". Dedi, "dişi ağrıyormuş gibime geliyor."

    deli adam baktım ekmekleri ellerinle ufalıyor. O da yetmezmiş gibi, yere atıp, ayaklarınla unufak ediyor. Dedim, yapma günahtır. Bi şey demedi uzaklaştı. Günler sonra anladım, karıncaları izlerken.
    1 ...
  21. 29.
  22. "more" kelimesinin latinceleştirilmiş ve yunancalaştırılmış adının "delilik" anlamına gelmesinden ötürü erasmus'un, dostu Thomas more'a ithaf ettiği kitabı.
    0 ...
  23. 28.
  24. zülfü livaneli'nin başucu kitaplarımdan birisidir dediği eserdir.
    1 ...
  25. 27.
  26. erasmus'un delilik ve bilgeliği kıyasladığı ve hiciv sanatıyla yoğurup sunduğu kült bir eser. okumadan önce böyle bir beklenti vardı ama doğruya doğru 1500 yılında yaşamış büyük bir yazarın bu kadar adı duyulmuş eserinden insan biraz daha bir şeyler bekliyor. yanlış anlaşılmasın kötü kitap değil ama yunan mitolojisinden verdiği metaforların tadını kaçırmış biraz abimiz. bu kitabı kankisine değil de bana yazıp yollasaydı "birader sen hollandalısın , kendine gel , özüne dön" derdim. neyse eserden beğendiğim bölümlere gelirsek ;

    --spoiler--
    "Başınıza taş düşerse bu sahiden kötüdür ; ama utanç , şerefsizlik , ayıp ya da hakaret , anca sen aldırırsan kötü olur. His yoksa kötülük de yoktur. Halk var gücüyle seni ıslıklarken , sen kendini alkışlarsan , bunun ne zararı olabilir? işte kendini alkışlamanı mümkün kılan tek şey deliliktir."

    "Çünkü hakikati söylemenin kendine özgü bir zevki vardır , gücendirmemeyi beceriyorsa tabi. işte bu meziyeti tanrılar sadece benim delilerime bağışlamıştır."

    "Ne gerek vardı diyalektiğe , aralarında fikir ayrılıklarından kaynaklanan bir savaş olmadığına göre? Ne yeri vardı hitabetin , hiç kimse birbirinin işine burnunu sokmadığına göre? Ne işi vardı hukuk ilminin, iyi yasaların doğmasına neden olan kötü huyları olmadığına göre? .."

    "Bana öyle geliyor ki , doğa öngörülü davranıp bilgelikten doğacak kötülüğü ölümlüler arasında daha fazla yaymak istemiyor."

    "(yaşlılık hakkında) Tanrıların öfkeyle yaptığı dönüşümleri (metamorfoz) hatırlatmak dahi istemiyorum , ama büyük bir lütufmuş gibi bahsettiklerine gelirsek , onlar insanları ağaca, kuşa , çekirgeye ya da hatta yılana dönüştürerek hep avutup duruyorlar; sanki başka bir şey olmak aslında ölmek değilmiş gibi... Oysa ben yaşamın en iyi ve en mutlu çağına gitmekte olan insanı hiç değiştirmeden oraya ulaştırıyorum. "

    --spoiler--
    1 ...
  27. 26.
  28. "filozoflar, onları dinleyiniz. küçücük birtakım şeyleri; nelikleri, böylelikleri, tümel kavramları mutlak surette bilirler sanırsınız."

    fosforlu kalemle üzerinden geçtim bu cümlenin.
    1 ...
  29. 25.
  30. düşüncelerinin rönesans üzerinde çok büyük etkisi olan erasmus un en az kendisi kadar meşhur kitabı.her insan evladının en az bir kez okuması salık verilir
    0 ...
  31. 24.
  32. tüm delilerin, potansiyel delilerin, deliliğe gönül vermişlerin ve tabi ki felsefe severlerin okuması, mümkünse bir kaç kez okuması ile deliliğe hayran olması kuvvetle muhtemel eser.***
    '' delilik, gençliğin hızlı akışını yavaşlatır ve can sıkıcı ihtiyarlığı bizden uzaklaştırır.''

    ''stoacılara göre bilge olmak, aklı rehber olarak almaktır; deli olmak ise kendini tutkuların akışına bırakmaktır. halbuki jüpiter hayatın acılarını, kederlerini biraz yumuşatmak için insanlara akıldan çok tutku vermemiş miydi? birinin ötekine oranı, bir tanenin bir dragmaya oranına benzer. ve jüpiter aklı başın bir köşesine atmış, oysa bedenin geri kalan kısmını tutkuların sürekli sarsıntılarına terk etmiştir. sonra, yalnız kalan bu zavallı aklın karşısına karşitları olarak, pek sert ve pek şiddetli iki kıyıcıyı çıkarmış; üst kısımda, yani hayatın kaynağı olan kalpte hakim olan hiddet , hükmü bedenin en aşağıdaki yerlerine kadar yayılan şehvet, insanların hareket tarzları, aklın bu iki güçlü düşmana karşı ne yapabileceğini her gün yeterli derecede gösteriyor. düşmanları bu uydurma kraliçe ile ALAY EDiyorlar, kendinden daha fazla gürültü yapıyorlar, nihayet o da, gereksiz bir direniş göstermekten bıkkın bir halde, teslim oluyor, ne isterlerse ona razı oluyor.''

    ''kadın her zaman delidir. çekiciliği delilikten gelir.''

    ''hayatın en büyük hazzının, aşkın kaynağı deliliktir.''

    ''insanın her yaptığına hayran olmasından, kendine hayran olmasından daha delice bir şey olur mu? ama itiraf ediniz ki ömrünüzde yaptığınız güzel ve hoş ne varsa bunu deliliğe borçlusunuz. evet, özsaygı olmayınca, edimlerinizde ne hoşluk, ne güzellik, ne uygunluk kalır. demek ki herkesin kendi kendini okşaması , başkalarının alkışında hak iddia etmeden önce adeta kendinden alkışa kavuşması bu derece gereklidir.''

    '' bir dert, onu duymayana bir dert değildir. herkes sana ıslık çalıyor; sen kendini alkışladıktan sonra sana ne? işte, insanın kendini alkışlamasına sebep, yalnız deliliktir.''

    '' utanma ve korkudan kesin olarak vazgeçmiş olanların kendilerine ne kadar çok fayda sağladıklarını hisseden pek az kimse vardır.''

    ''kendi doğal halinde bulunan hiçbir varlık bahtsız olamaz.''

    '' hiç yaşamamış bir insan için ölüm saatlerinin hepsi eşittir.''

    '' her tarafta delilerin birbirlerine güldükleri ve böylece kendilerine karşılıklı haz sağladıkları görülür. çoğu zaman en delisi, daha az deli olana, daha samimiyetle güler.
    özellikle, aktörler, müzisyenler, hatipler ve şairler böyledirler. ne kadar az hüner sahibiyseler, o derece kibirli ve gururludurlar.''
    5 ...
  33. 23.
  34. erasmus un bu yapıtı thomas more u eğlendirmek amacıyla bir haftada yazdığı kendisi tarafından ileri sürülmüş ancak otoriteler tarafından bu kitabın çok ciddi bir amaca yönelik olduğu söylenmiştir. henüz okumadığım ama sıraya koyduğum kitaptır.
    0 ...
  35. 22.
  36. desideres erasmus 'morias enkomion seu laus stultitiae' deliliğe övgü

    kendini bilge sanmak ise gerçek deliliktir
    1 ...
  37. 21.
  38. gerçek bilgelik ve özgürlüğün delilik olarak kabul görmesi, erasmusu ben deliyim demeye ve bu kitabı yazmaya zorlamış.
    0 ...
  39. 20.
  40. insanın üzerinde "ben sana demiştim" etkisi yapan eserdir.

    şöyle ki; ne zaman azıcık melankoliye dönmek istese biçare ruh akla hemen erasmus gelir. ya da belirli amaçlar için ertelenen mutluluk varsa planlarda kendini bir anda kitaptaki anlatılanlarla özdeşleştirir insan. çok garip ki, kola içmek istendiğinde o malum çok bilinen markanın adı bir anda ağızlardan dökülür ya da kağıt peçete almak isterken "abi bi selpak" dersin hani.

    daha da kötüsü, kitap okurken, bir konuda bilgi sahibi olduğunu düşünürken ya da işindeki başarı oranının diğerlerinin çok üstünde olduğunu farkettiğinde yine "deliliğe övgü" kırmızı kırmızı neonlarla beyinde parlar. beğen kendini bakalım. aha sana demiştim.

    överken yeren yererken öven "deliliğe övgü" nün hangi kısmındayım acaba dersin ya.

    işte o çok sıkıcı. bir anda ego yerle bir oluveriyor. allahtan çok yüksek değil de darmadağın olmuyor düştüğünde.

    ben böyle hissettim.
    6 ...
  41. 19.
  42. geçen sene bir otel odasında bulduğum,muhtemelen birinin unuttuğu kitap.
    biraz okudum,güzeldi..
    0 ...
  43. 18.
  44. antik yunan'dan beslenen rönesans hümanisti erasmus'un eseri.
    dilimize kazandırılması osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır. eserde erasmus delilik tanrısı gibidir. sıradan olmayan, belki çoğunlukla deli olarak toplumda kabul gören insanlar okursa kendilerini bulacaktır. okunmaya değer.
    2 ...
  45. 17.
  46. bu kadar deliliğe övgü olan bir kitapta insanın deli olası geliyor. kitabın başlangıcında dediği gibi yanlış hatırlamıyorum bu bir hivic kitabıdır bunu anlamayacaklar sittirsin gitsin gibisinden birşey diyordu*. gel de delirme.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük