bugün

iddiaya göre diyarbakır lice'de koyun otlatırken bir anda üstüne düşen havan mermisiyle ölen 15 yaşındaki kızdır.

http://www.gundem-online.com/haber.asp?haberid=79115
iddiaya göre değil meydana gelen olaya göre havan mermisiyle paramparça olan kızdır. ama ne tuhaftır ki bu küçük kızın paramparça olması ( bu kürt kızının demeliydim sanırım ) ne türkiye cumhuriyeti devletini, ne türkiye cumhuriyeti halkını ne de türk medyasını rahatsız etmemiştir. yani kızın biri koyun otlatırken nerden geldiği belli olmayan fakat biraz irdelense hemen belli olacak bir havan topu mermisi atılıp kız parçalanıyor fakat bunu kimse ses çıkarmıyor.

bırakın ses çıkarmayı devlet olay yerine inceleme yapması için savcı bile göndermiyor olay yerindeki görüntüleri köyün imamı amatör bir şekilde kayıt edip savcılığa yolluyor.

devletin bölgeye ne kadar hakim olduğunu bu olaydan da anlayabilirsiniz. devlet oradaki halkın canıyla ne kadar ilgili, oradaki halkı ne kadar kendin görüyor, o halka ne kadar değer veriyor işte bu soruların hemen hepsinin cevabıdır ceylan önkol !

siz bir bölgenin halkını insandan saymayıp, öldüğünde öldürenin peşine düşmeyip, başka bir bölgedeki vatandaş kadar değer vermeyip ben sizin devletinizim diyemezsiniz.bunu söyleseniz bile bu şekilde devletlik yaptıktan sonra oradaki halk sizi zaten devleti olarak görmez ki şuanda zaten olan da budur.

aynı olayın izmir'de, muğla'da, trabzon'da, bursa'da olduğunu düşünün ve o zaman da medyada bu olayın bu kadar yer alacağını, devletin tüm birimleiyle bu kadr görmezden geleceğini ve halkın bu kadar umursamaz olacağını kendinize söyleyin. bakalım dediğinize kendiniz de inanıyor musunuz ?

uzun lafın uzunu demem o ki türkiye cumhuriyeti devletinin en büyük ayıplarından birinin paramparça fotoğrafıdır ceylan önkol !
lice'de koyun otlatırken havan mermisiyle vurularak öldürüldü. 14 yaşındaydı. failinin kodaman olması sebebiyle herhalde; ne bir gazetede ne de yetkili bir ağızda konu oldu. 10.000 yazarı bulunan bir sözlükte sadece iki entry'de bu konudan bahis açılması... kararını siz verin artık.

ahmet altan bugünkü yazısında çok güzel anlatmış; okuyun lütfen:
http://taraf.com.tr/makale/7709.htm
cem garipoğlu öldürseydi manşetlerde boy boy görebileceğimiz küçücük bir çocuktu.
türk devleti'nin ayıbıdır. bu konu daha çok su kaldırır. acil olarak gereğinin hükümet tarafından yapılması gerekiyor. sen 14 yaşındaki kıza isabet eden havan mermisinin hesabını vermezsen o plandığın açılımlar gelir elinde açılır sonra.
ahmet altan ın yazısı.

bazen tek bir olay, bütün bir ülkeyi anlatır. şu ceylan’ın korkunç hikâyesine bakın, türkiye’yi göreceksiniz. bu ülke, bir roketle bir kız çocuğunun paramparça edilebildiği bir ülke. bir sosyal demokrat, bir siyasetçi, bir insan olan deniz baykal, “kürt açılımının içi boş, doldursunlar konuşalım” diyordu.
ceylan’ı vuran roket o “açılımın” içini dolduramıyorsa hiçbir şey dolduramaz. açılım denilen şey bu işte deniz bey. “anne, bana makarna pişirsene” dedikten sonra evinden çıkan kızın bir roketle parçalanmaması. bu kadar basit işte. o kızın ölmemesi açılım. buna karşı mısınız? bunun içini boş mu buluyorsunuz?
aslında bu soruları baykal’la bahçeli’ye başbakan erdoğan’ın sorması gerekiyordu. onun cesareti yetmediği için sormak bize düşüyor. başbakan, o roketin bir askeri birlikten atıldığının ortaya çıkmasından çekindiği için olacak ağzını bile açmıyor.
gazze’de ölen çocuklara türkiye’den sahip çıkmak kolay. türkiye’de ölen çocuklara türkiye’den sahip çıkın siz. nedir bu sessizliğiniz? kürsü kürsü dolaşıp bağıran erdoğanlara, baykallara, bahçelilere ne oldu? zor, değil mi bir çocuğu askerler vurunca konuşmak?
“dağa çıkarım” diye bağırıyordu bahçeli, o kadar yüreği varsa dağa çıkmasına gerek yok, siyasetçiliğini yaptığı ülkede vurulan çocuğun hesabını sorabilsin yeter. bağırmak ne kolay devlet bey, bağırmak ne kolay. bak senin memleketinin bir köşesinde bir çocuğu vurdular. sesini çıkarmak bir yana yüzünü bile gösteremiyorsun. bir çocuğa bile sahip çıkamıyorsun, dağa çıkıp ne yapacaksın?
susuyorlar.
ceylanın vurulması bize türkiye’deki siyaseti, siyasetçileri gösteriyor işte. susan sadece onlar mı? neredeyse bütün türkiye susuyor. şu medyaya bakın. bu nasıl bir bıçak kesmez sessizlik allahım. bir gazete neye yarar vurulan bir çocuğun hesabını soramazsa? onca kâğıda, mürekkebe, emeğe yazık. bir kız çocuğunun bir roketle vurulup parçalandığı, devletin ortadan yok olduğu, savcının köye gitmediği, doktorun karakol bahçesinde otopsi yaptığı bir ülkede yaşıyorsunuz. bunlardan hiç mi biri size tuhaf gelmiyor? hiç mi birinde haber değeri bulmuyorsunuz?
bu medya iki grupmuş da, birisi muhalifmiş de, öbürü başbakanı tutarmış da, muhalif olan demokrasi mücahidiymiş de...
bunlar iki grup falan değil. bunlar tek grup. öyle ortak bir sessizlikleri var ki...
hele o muhalif geçinenler...
ne oldu muhalefetinize?
bu hükümetin iktidarında bir çocuk vuruldu, niye hükümete hesap sormuyorsunuz, niye muhalefet yapmıyorsunuz? hükümet “iyi bir şey” yaptığında muhalefet etmek için yerlerde yuvarlanıyorsunuz, muhalefet edecekseniz hükümetin bu “sessizliğine” muhalefet etsenize.
olmuyor değil mi?
roketi atan asker olunca sizin o muhalif dilleriniz tutuluveriyor. ceylan’ın annesi, “kızımın parçalarını etekliğimde taşıdım” diyor. hiç mi içiniz acımıyor sizin? hiç mi vicdanınız yok? bu sessizlikten hiç mi utanmazsınız?
yarın bir gün çocuğunuz çıkıp gelse de, “bir küçük çocuğu vurmuşlar, sen neden yazmadın” dese, ne diyeceksiniz? çocuğunuzdan da mı utanmıyorsunuz? hadi vicdanınızdan, utanmanızdan vazgeçtik, gazetecilik merakınız da mı yok?
üç askeri karakolun ortasındaki bir köyde bir küçük kız nasıl bir mermiyle parçalandı, merak etmiyor musunuz? her konuda birbirinizden farklıyken bir küçük kız vurulduğunda ortaklaşa sesiz kalmayı size kim öğretti?
“anne bana makarna pişirsene” dedikten sonra bir kız paramparça oldu.
istediğiniz kadar susun. o ölü kızın çığlığı sizin sessizliğinizden büyük.
siz sustukça o bağıracak.
siz sustukça o bağıracak.
ta ki siz de bağırana kadar
bir münevver karabulut kadar olamayan çocuk.hala haberlerde yeteri kadar yer bulmamıştır.bulamayacaktır da.bu çocuğun abisi,dayısı,halası,amcası dağa çıkmasın da kim çıksın.ahmet altan'ın da dediği gibi 14 yaşında bir çocuk göz göre göre paramparça ediliyorsa ülke bölünse ne olur bölünmese ne olur.
kimilerine göre:

--spoiler--

iddiaya göre diyarbakır lice'de koyun otlatırken bir anda üstüne düşen havan mermisiyle ölen 15 yaşındaki kızdır.
--spoiler--

bunu eleştirel söylem analizine tabi tutarsak:

1. "iddiaya göre"dir. yani gaipten gelen bir şeylerle ölmüştür.
2. "bir anda üstüne düşen" havan topu uzaydan gelmiştir ya da allah'ın takdiridir. "7.8 yetmedi mi"dir. hak etmiştir, büyüyünce pkk'li olacaktır zaten.
3. "ölen" kızdır, öldürülmemiştir, ölmüştür.
4. "15 yaşındaki kız"dır, bir günde büyümüştür, ölmesi ile mütemadiyen büyümektedir ve büyüdükçe de ölmesi daha bir olağanlaşmaktadır.

sözün özü: insanlıktan çıkmış türkçü kitlenin kendi iğrenç sureti ile yüzleşmesini sağlaması beklenen onlarca örnekten birisidir. kimilerinin sefilliğinin ayracıdır.

edit:

5. kızdır, kürt olmayan kızdır.
(bkz: uğur kaymaz)
tsk yı yıpratmaya çalışan kızdır. kimbilir belki de pkklılar öldürmüşür bunu da suçu tsk ya atmaya çalışmaktadırlar. oyuna gelmeyelim, tsk yıpranmasın açıklaması kapıdadır.
hakkında sadece 15 entry girilmesinden anladığımız sözlüğümüzün güzide yazarlarının favori gazetesi posta, plase hürriyet olmadı milliyet.

çocuk katili pkk klişesini ezberleyen sevgili yazarlarımız bu dakkadan itibaren ne diyecekler bilemiyorum. zaten anlamıyorum, gariban bi kız çocuğu sebepsiz yere niye vururlur?
terör benim bildiğim savunmasız, sivil insanların öldürülmesidir. aristonun düz mantığından gidersek tsk nedir?, sorarım size.

authorvari bi küfür mü etsem, nazire şenlendirici tarzı allah belanızı versin mi desem?
facebookta adına grup açılmış kızımızdır.listemde bu konuda duyarlı 5 adam olduğunu görmemi sağlamıştır.geri kalan 300 kişinin filistinliler için aylarca kıçını yırttığı düşünülecek olursa ,bu konuda sessiz kalmaları çok övdükleri insancıl(!)dinlerinden bir bok olmayacağını da an itibariyle göstermiştir.
topla topu kesilmiş küçücük.

kazadır, ihmal olamaz. kızlar okula diyen devlete kulak vermediği için böyle olmuştur.
çoban sevmeyen bir tarafımız var. fakirler bence de ölsün. kaymak da yiyemesinler.
münevver karabulut'a gösterilen ilginin binbir katı da gösterilse artık ölü olan kişi..kalbi durmuş , kanı pıhtılaşmış , bağırsaklar peristaltik hareketi bitirmiş..
bu lafa iyi de bu toplumun bi yarasıdır, bu kız gibi niceleri olmasın diye ilgi istiyoruz diyenlere bi sorum var ; münevver'e bu kadar ilgi gösterildi ve türkiye'deki tüm genç kız cinayetleri bitti mi?
püf

hala üstünden ilgi aldım ilgi verdim muhabbetleri yapılan kızdır..ölmüştür..savcı oraya gitmiş gitmemş kaç yazar..sanki o savcı çok bişi değiştirecek oraya gitse..kuklalardan medet ummak..
etrafımdaki herkesin duyarsız kaldığı kızımız.bu kızcağzın ölümünü kendi kıçımızda havan topu patlayınca mı önemseyeceğiz? nasıl bir millet olduk ? üzüntülerimizin arkasında bile bir mesaj kaygısı var . filistinliler müslüman diye üzüldük,münevveri zengin piçi öldürdü diye kendi bacımız bildik.ne zaman bir i-n-s-a-n öldü diye tek yürek olacağız acaba? cumhuriyet mitinglerinde laiklik elden gidiyor diye yırtınan hanımefendilerin,beyfendilerin yanıbaşımızda insanlık suçu işlenirken sessiz kalmaları kabul edilecek gibi değildir.sen küçücük bir çocuk öldüğünde kürt,türk,müslüman diye ayırt ediyorsan sokayım senin laikliğine de milliyetçiliğine de dinine de.
Alexis Grigoropoulos ile aynı kaderi paylaşan kişidir.Tek fark oradaki halkın gerçeklere uyanmış olmasıdır.
kürt milliyetçiliğince ölümü politik amaçlarla kutsanan kızcağız.
güçlü ordu, güçlü türkiye. hiç sektirmeden küçük bedene havan mermisi. tebrikler, harbiden güçlüymüşüz...
ceylanın yakınları tarafından yazılan yazıyı okuyunuz.

--spoiler--
Ceylanem Kezew (Ceylanım ciğerim);

Lütfen virgülüne noktasına dokunmayın ki acılarımızı anlattıktan sonra nokta bırakabileyim. Ceylan dayımın kızı. Daha on dördüne on dört gün kalmıştı. Zeki mi zeki bir kız. Ramazan ayında Kuran-ı Kerim'i iki defa hatim edecek kadar zeki, akıllı bir kız. Yaşıtları ona PiRE (nene) diyor. Kendisi dininin gereklerini yerine getirmekte herkesten hassas, kendi yaşıtlarının anlamayacağı kadar olgun. Babası dayım onu KERGEM (tavuğum) diye seviyor. Kürdün sevmesi, doğası gibi saf ve yalın ve yalansız. Okuduğu Kuran-ı Kerim bu amansız ve zamansız ölümü yüzünden kapandığı için üzgün KADER... Tapan tepeden atılan 20'lik uçaksavar mermisiyle hedef gözetilerek vurulmuş.

Dayım elindeki dahrenin silah sanılarak vurulduğu ihtimaline inanmak istiyor. Yoksa Ceylan'ına kim kıysın ki, bu kadar büyük bir mühimmatı niye kullansın ki? Ceylanem Kezew ciğerinden ciğer koparıp meşe ağaçlarından toplayacağını, kırılan omurgasının parçalanan bedenine kapaklanacağını, kendi kanında yıkanacağını nereden bilsin ki! Bu ülkenin Ceylan gibi ne zaman omurgası kırılır, kendi cesedine çöker bilir misiniz? O kadar çok kaybedeceği hiçbir şeyi olmayan insanlar yarattık ki, bu ülkenin felaketi, kaybedecek hiçbir şeyleri olmayan bu insanların elinden olacak. Ağlamak istiyorum, bir kadından daha fazla hıçkırarak, sarsılarak, utanmadan ve sıkılmadan. Tetiği çeken nasırlaşmış o vicdanlar içinde hesabımız neden hep sonsuzluğu yaratan Rabbimize kalır bilmem! Ne kadar çok severiz ölümleri yarıştırmayı? Üç tane kızım dünyaya gelecek, üçüzlerimin şimdi adlarını ölüme dair mi bırakayım? Adları Beritan, Avaşin, Ceylan mı olsun, yoksa yaşama dair Umut, Sevgi, Barış mı olsun? inanın bu ülkede ikincisi daha zor.

Biz yaşamı yüceltmek gibi derdi olmayan, sadece acıları ve ölümleri yarıştırmakta mahiriz. Ceylan'ın hiçbir zaman kendine ait bir odası veya bilgisayarı olmayacak ama hatim ettiği Kuran-ı Kerim'in hatırına bizi de kurtaracağına inanıyoruz. Bilirsiniz ki dünyadaki en güzel şey tanımadığın bir çocuğu sevebilmektir.

insanın en saf ve yalın halidir. Ceylan'ı yalansız ve sebepsiz sevebilir misiniz?

O zaman bu ülke yekpare kalacak. Çıkarlarınızı bırakıp hayatı seçtiğiniz zaman... Tetiği çeken korkağa sesleniyorum. Hangi korku seni teslim aldı ki dayımın minicik kızının canına kıyabildin? Ebedi adalette sonsuz merhamete ihtiyacın olacak. O da, canına kıydığın Ceylan'ın annesinde babasında, ailesinde mevcut. Biz senin yalansız ve rahat uyumanı diliyoruz. Ölüm kusan, nasırlı, vicdandan yoksun parmağına rağmen, yeter ki başka Ceylanlara KIYMA NE OLUR!
--spoiler--

ateş düştüğü yeri yakıyor..
allah kahretsin ki hiçbir yetkili zahmet edip zamanında olay yerine gitmemiş, o kızcağızın anacığı kızın sağlam kalan kolunu bacağını eteğine toplayıp karakola götürmek zorunda kalmış, ceylan'ın otopsisi de k a r a k o l d a yapılmış. olay yerine gitmeye korktuğu için imama kamera ile görüntü alıp kendisine ulaştırmasını söyleyen savcı, üç gün sonra zahmet edip çıkıvermiş ya dağa, devletimiz sağ olsun.
yıldırım türker'in yazısı: http://www.radikal.com.tr...10.2009&categoryid=97
--spoiler--
Savcı, doktor ve kolluk güçleri, can güvenlikleri olmadığı gerekçesiyle olay yerine uğramıyorlar.
Hukuk devletimiz, köy imamını gönderip elindeki kamerayla olay yerini çekmesini sağlıyor.
Ceylan'ının parçalarını eteklerine toplayan anası, karakola gidiyor. Karakol nizamiyesinde şıpınişi bir otopsi yapılıyor.
Olay yerini incelemeye Cumhuriyet Savcısı ancak üç gün sonra teşrif ediyor.
Ceylan, bu dağlarda avlanmış. Ama gezmesin de ne yapsın, koyunları otlatmak gerek.
Bize ondan kalan vesikalık bir fotografı.
Orada yaşayanların çoğu hayatlarında bir kez dururlar kameranın karşısında. Onların evlerinde yoksul bir nikâh fotoğrafı, belki bir de askerlik fotoğrafı dışında sabitlenmiş bir suret yoktur. Bir de devlete bakarken; kafa kâğıdına vesikalık.
Ceylan, kameraya nasıl bakacağını bilememiş. Belli, fotografı çeken, gözlerini aç, demiş ona.
Evet, Ceylan da, "Bir teneffüs daha yaşasaydı tabiattan derse kalkacak, devlet dersinde öldürülmüş" çocuklardan biri. Uğur Kaymaz gibi. Bir karışını vermem deyip ölüme adanmış topraklarda mayınlarla patlayan çobancıklar gibi. Taş attılar diye üzerlerine kurşun sıkılan, ölümleri sıkanın yanına kâr kalan çocuklar gibi.
--spoiler--

--spoiler--
Oraların, Kürt ellerinin kavruk, mutsuz bütün çocukları gibi.
Hayatları gözümüzde beş para etmeyen küçük ölü çocuklar.
Bu memleketin vatandaşları. Siyasileri. Gazetecileri. Hukuk insanları.
Ceylan'ın ölümü karşısında işte anlı şanlı ordumuz sessiz sedasız kırıtıyor yine.
Araştırmışlar da havan atılmadığını saptamışlar. Pekiyi ne? Ceylan'ın o topraklarda yaşıyor olması, o dağlarda geziyor olması ölümü için yeterli bir gerekçe, öyle değil mi?
Hesap vermenize hiç gerek yok elbet. Kendi hukukunuz, kendi savcılarınız nasılsa göğüslerini siper edip koruyorlar dokunulmazlığınızı. Seferberlik halidir, bir hatadır olmuş, öyle değil mi? Hatta bu konuyu deşmek, Ceylan'ın ölümü üstüne suskunluğa gömülmeyi reddetmek de, Allah bilir, vatan hainliğidir.
Askeri bir karakoldan atılan, henüz bilmediğimiz bir silahla katledilmiş olduğu ortada olan Ceylan'ın ölümünü de örtbas edivereceğinize inancınız tam, değil mi?
--spoiler--

yıldırım türker yazmış küçük ceylanlar'ın yaşadıklarını...

http://www.radikal.com.tr...ate=&ArticleID=957580

edit: imla
tarlada vurulan koyun. evet, koyun.
ayrıca o havan takımını da kutlarım. bu nasıl bir nişan yeteneğidir birader? sen 120mm lik havanı ta 2-3 km uzaktan at ve tam kafasının ortasından vur, helal olsun! böyle bir isabet daha görülmüş şey değil.
asla ug tek kadar ilgi çekemeyecek küçük kız.
hep küçük kalacak,
ölülerin yaşı sabit kalıyor çünkü.

hakkında yazılacak çok şey var mı? tanımıyorum ben ceylan'ı. ama bir çocuk, bunu biliyorum işte.
umutları olan, kendince küçük hayalleri olan bir kız çocuğu.
küçük hayalleri büyük yıkımlara uğramış.

artık hiç olmayacak.

toplanamayacak şekilde dağılmış bir bilmece. bir üzgü.
münevver karabulut cinayetinin 100 de biri kadar medyada yer almadı almayacaktır. ne ilk ne de son olucak. sorusturmada üstü örtülücek. ondan sonra neden pkk bitirilemiyor diye sorucak herkes birbirine. seninde kızını evin onunde kaza bombaları ile öldürseler, devlet dusman olmak için daha ne gerek! Olay yeri incelemesine savcı, jandarmanın can güvenliğini sağlayamayız uyarısından sonra gitmemistir. bu ülkede herkes eşittir bazıları daha eşittir sözünde doğruluk payı varmiş. bu olaylardan sonra Devlet Bahçeli çıkıcak kürt açılımı bölücülüktür diyicek. bu açılıma destek verenler vatan hainidir diyicek, dağlara cıkarız ile konuşmasına son vericek. sayın baykal ise rotası belli olmayan gemiye binmem demekle yetinicek. işte geminin rotası bu sevgili baykal mahsum insanların kanının olağan üstü hal kisvesinde akmasının engellenmesi.
Medya halkı istediği ile mesgul ediyor. arkada dönen dönüyor. Asker yanlıslıkla cocukları katleder. Polis dayak ve işkence ile insanları bezdiriyor. Ulan siz kimin parası ile kimlere zulm ediyorsunuz. Gectim ekonomıden işsizlikden. Bu millet 2 kuru ekmeklede doyar, halkın vergileri ile halka zulm yapıldı mı? işte o koyuyor adama.
Ceylan Önkol'un havan mermisiyle öldürülmesiyle ilgili bir imza kampanyası başlatılmıştır. Destek olmak isteyenler kadindernegi@gmail.com adresine isim ve soyisimlerini gönderebilirler.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar