boşluktan dolayı oluşan "can sıkıntısı" aslında güzel bir şeydir. çünkü o kadar boşsundur ki, artık yapacak hiç bir şey bulamıyorsundur. örneğin, işyerinde kafa ütüleyen bir patronun yoktur ya da yaz okulunda değilsindir. sabah 12 de kalkarsın. uzun uzun kahvaltı yaptıktan sonra hafiften canın sıkılmaya başlar. bilgisayarın başına geçip nette fink atmaya başlarsın. nitekim ondan da sıkılırsın. onu yaparsın bunu yaparsın, sonra bir bakarsın can sıkıntısından eser kalmamış. o yüzden, telaş yapmayın geçicidir. gün gelecek canınızın sıkılmasına bile vakit kalmayacak. can sıkıntınızın kıymetini bilin, onu sahiplenin, bağrınıza basın...
şu an beni sarıp sarmalayan durumdur. yapacak bir şey bulamazsınız, hiç birşeyden zevk almazsınız... sebepsiz görünse de kafanızda yüz tane şey vardır... durup durup of çekmenize neden olur.*
beynimde garip şeylere neden olan his bunu yazdım mesela;
ölüm sebebim,
evet ölüyüm herşeyden daha ölüyüm,
evet yaşlıyım ağaçlardan, dünyadan, evrenden,
evet yanılıyorum sen, ailen, insanlık gibi
ama bu bir yazıdan fazlası değil öyle değil mi?..
can sıkıntısından sözlüğe girip, dişine göre başlık bulamadığında yada yazası gelmediğinde "yazar oldunda ne oldun amk bir bok oldun sanki" dedirtendir.
yarın kaktığında da aynı şeyleri yapıldığından ötürü,kimsenin seni anlamamasından ötürü,borçlarının çok birikmesinden ötürü,işinin olmadığından ötürü,cebinde sigara alacak paranın olmamasından ötürü,sevgiliye hasret kalmaktan ötürü,güne saat akşam dörtte başlamadan ötürü,babanın artık yeter demesinden ötürü,annenin artık yemek hazırlamasından ötürü,ablanın sana bir boka yaramamasından ötürü,arkadaş meclisinde sözünün geçmemesinden ötürü...gelişen hadisedir.