bugün
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek25
- insanlar melek mi şeytan mı9
- bir kadın nasıl tavlanır15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz36
- kızların tipe bakmadığı gerçeği21
- sözlük kızlarının saç rengi9
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- anın görüntüsü9
- iğrenç bir his tarif et33
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün10
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike16
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
sözlük yazarı olma sebebi
her seyin üstüste gelmesi hali.
yapacak bir şey bulamamak,bulunsa da zevk alamamak,kendinden bile sıkılmak.
çukurova üniversitesinde illegal olarak elden satılan bir dergidir.tamamı öz ve öz fotokopidir.yanında bir de korsan kısa film verirler.ne kadar abi dediğimizde ise abi ne verirsen derler.
nası geçer bu bir bilsem dediğim şeydir.
insanın eve, sokaklara sığamaması durumudur. evin duvarları üstüne üstüne gelir insanın ve sokağa çıkılır. fakat dışarda da durum pek parlak değildir. ne yapılırsa yapılsın geçmez bu sıkıntı bir türlü. gece uyutmaz da insanı.
hiç sebebi yoktur bazen ama peşini bırakmaz bir türlü. bu da yetmezmiş gibi bir de saplanır başına bir ağrı, bütün gününü sana zehir bile edebilir. böyle bir durum da annem:sıkıcan iyidir çabuk çıkmaz der.
parmak degistirmemize neden olan duygu.
hele bir de havalar da cehhennemi sıcaksa, lanet olsun dedirtir. insanda güneye kaçma isteği uyandırır
(bkz: yapacak bir şey bulamamak)
çikolata ve çekirdekle arttırılmaktan sivilce oluşumuna meyil veren hal.
mal mal uğraşmayı peşinden getirir. salak salak takılırsınız. içki içersiniz, başka bir içki içersiniz... yoğurdun içine karabiber dökersiniz içine yeşil biber doğrarsınız, üzüm atarsınız. ekmek banıp yersiniz. ağzınız yanar, şarapla dindirmeye çalışırsınız. sigaradan fırt çekersiniz ağzınız körelir. bu entrynin girilme sebebidir.
büyüklerin 'sıkı can iyidir,kolay çıkmaz' tabiriyle çocuklarını kandırmaya çalıştığı ve insanın canıyla beraber boğazını da sıkası gelen bir duygu oluşturan durumdur...
içinde bulunulduğunda "sıkı can kolay çıkmaz" türünden bok bir espriyi yapana kafa atma hissi uyandıran durum.
şu an bende var olan sendrom...
"canım hiç bir şey yazmak istemiyor, off.."....demek için bu entryi yazmış oldum, bu da başka bir sikici durum yani.
"canım hiç bir şey yazmak istemiyor, off.."....demek için bu entryi yazmış oldum, bu da başka bir sikici durum yani.
(bkz: sokaktaki adam)*
şu an içinde bulunulan durum. *
sözlüğe girince geçen durum.
--spoiler--
"tarihin kaynağı ne ilerlemede, ne biyolojik gelişmede, ne ekonomik olaylarda, ne de çeşitli okullardan tarihçilerin genellikle ileri sürdükleri nedenlerin hiçbirinde değildi ve sıkıntıda idi sadece. işin başında sıkıntı geliyordu. tanrı'nın canı sıkıldı, yerle göğü, suyu, hayvanları, bitkileri, sonra da adem ile havva'yı yarattı; bunların da cennette canları sıkıldı, yasak yemişi yediler. böylece tanrı'nın canını sıktılar, o da onları cennetten kovdu. habil canını sıktığı için, kabil onu öldürdü. tanrının insanlara yine canı sıkıldığından tufanla dünyayı yıkıp yok etti. ama, bu felaketler de onun canını sıktı, o kadar ki, havayı yine düzeltti. bu da böylece sürüp gitti. büyük mısır, babil, pers, yunan ve roma imparatorlukları can sıkıntısı içinde ortaya çıkıyor, can sıkıntısı içinde yıkılıp gidiyorlardı. puta tapanların sıkıntısı içinde hristiyanlık doğuyordu..."
--spoiler--
kısmen de olsa en ince ayrıntısıyla anlatılmış, tekdüzelikten bıkma durumu. bu öyle bir tek düzeliktir ki yukarda yazıldığı gibi gün gelir kardeş öldürülür, gün gelir 17 aylık bebeğe tecavüz edilir, gün gelir, olmamalı dediğimiz her şey olur.. tek nedeni sıkıntıdır. kurtulmak için mi ne yapmalıyız...
bilsem bunları yazmazdım sanırım. ama gene de boş durmayın zorla da olsa kendinizi meşgul edin.
"tarihin kaynağı ne ilerlemede, ne biyolojik gelişmede, ne ekonomik olaylarda, ne de çeşitli okullardan tarihçilerin genellikle ileri sürdükleri nedenlerin hiçbirinde değildi ve sıkıntıda idi sadece. işin başında sıkıntı geliyordu. tanrı'nın canı sıkıldı, yerle göğü, suyu, hayvanları, bitkileri, sonra da adem ile havva'yı yarattı; bunların da cennette canları sıkıldı, yasak yemişi yediler. böylece tanrı'nın canını sıktılar, o da onları cennetten kovdu. habil canını sıktığı için, kabil onu öldürdü. tanrının insanlara yine canı sıkıldığından tufanla dünyayı yıkıp yok etti. ama, bu felaketler de onun canını sıktı, o kadar ki, havayı yine düzeltti. bu da böylece sürüp gitti. büyük mısır, babil, pers, yunan ve roma imparatorlukları can sıkıntısı içinde ortaya çıkıyor, can sıkıntısı içinde yıkılıp gidiyorlardı. puta tapanların sıkıntısı içinde hristiyanlık doğuyordu..."
--spoiler--
kısmen de olsa en ince ayrıntısıyla anlatılmış, tekdüzelikten bıkma durumu. bu öyle bir tek düzeliktir ki yukarda yazıldığı gibi gün gelir kardeş öldürülür, gün gelir 17 aylık bebeğe tecavüz edilir, gün gelir, olmamalı dediğimiz her şey olur.. tek nedeni sıkıntıdır. kurtulmak için mi ne yapmalıyız...
bilsem bunları yazmazdım sanırım. ama gene de boş durmayın zorla da olsa kendinizi meşgul edin.
neredeyse günü birliğine geldiğimiz şu dünyada canımızın sıkılması tuhaf değil midir? italyan romancısı alberto moravia'nın kıskançlık isimli romanında, romanın baş kişisi şöyle diyor: "tarihin kaynağı ne ilerlemede, ne biyolojik gelişmede, ne ekonomik olaylarda, ne de çeşitli okullardan tarihçilerin genellikle ileri sürdükleri nedenlerin hiçbirinde değildi ve sıkıntıda idi sadece. işin başında sıkıntı geliyordu. tanrı'nın canı sıkıldı, yerle göğü, suyu, hayvanları, bitkileri, sonra da adem ile havva'yı yarattı; bunların da cennette canları sıkıldı, yasak yemişi yediler. böylece tanrı'nın canını sıktılar, o da onları cennetten kovdu. habil canını sıktığı için, kabil onu öldürdü. tanrının insanlara yine canı sıkıldığından tufanla dünyayı yıkıp yok etti. ama, bu felaketler de onun canını sıktı, o kadar ki, havayı yine düzeltti. bu da böylece sürüp gitti. büyük mısır, babil, pers, yunan ve roma imparatorlukları can sıkıntısı içinde ortaya çıkıyor, can sıkıntısı içinde yıkılıp gidiyorlardı. puta tapanların sıkıntısı içinde hristiyanlık doğuyordu..."
özetlersek, bir sıkıntı bir sıkıntı ki, yaşamdan ölüme dek sürüp baştan alıyor. bir saçmalığın, bir tutarsızlığın ürünü değil de nedir bu sanki? yo... bundan ötürü her şeyi küçük görelim, bu dünyadan bir an önce geçip gitmeye bakalım dediğim yok, sakın yanlış anlamayın. nasıl olsa bir gün çekip gidecek değil miyiz, hiç canınızı sıkmayın!
özetlersek, bir sıkıntı bir sıkıntı ki, yaşamdan ölüme dek sürüp baştan alıyor. bir saçmalığın, bir tutarsızlığın ürünü değil de nedir bu sanki? yo... bundan ötürü her şeyi küçük görelim, bu dünyadan bir an önce geçip gitmeye bakalım dediğim yok, sakın yanlış anlamayın. nasıl olsa bir gün çekip gidecek değil miyiz, hiç canınızı sıkmayın!
tek dersten ya okuluna kalmanın yarattığı etkidir.
sigara yaktırandır.. *
güncel Önemli Başlıklar