şiir okuyan, şiir yazan, şiir çeviren bir türkiye cumhuriyeti eski başbakanıydı... politikası bana göre değildi ancak çevirileriyle, türkiye yi büyük hint şairi rabindranath tagore ile tanıştıranlardandı. yani sonsuzluğa bir tagore şiiriyle uğurlanması uygun olan kişidir:
işleyecek ve testini dolduracaksan, benim gölüme gel.
su ayaklarına sarılacak ve sırrını çağlayacak.
yaklaşan yağmurun gölgesi kumlara vurmuştur. ve bulutlar senin kirpiklerinin üzerindeki ağır zülfün gibi, aşağıda, mavi çizgilerin üstünde asılıdır.
adımlarının âhengini pek iyi bilirim. kalbimde vuruyor, çarpıyorlar.
testini dolduracaksan gel, benim gölüme gel.
yan gelip, hareketsiz oturacak ve testini suyun yüzünde yüzer bırakacaksan gel, benim gölüme gel.
çimenli bayır yeşildir. yabanî çiçekler de sayısız. yuvalarından çıkan kuşlar gibi düşüncelerin, siyah gözlerinden dağılacak.
peçen ayaklarının dibine düşecek.
eğer yan gelip oturacaksan gel, benim gölüme gel.
oyununu bırakıp suya dalacaksan gel, benim gölüme gel.
bırak, lâcivert manton sahilde kalsın. mavi sular seni kaplar, gizler.
dalgalar, seni boynundan öpmek ve kulaklarına fısıldaşmak için parmaklarının uçlarına basarak uzanacak.
gel, benim gölüme gel, suya dalacaksan eğer...
delirecek ve ölümüne atılacaksan, gel benim gölüme gel.
gölüm, serin ve dibi bulanamayacak kadar derindir. bir rüyasız uyku kadar karanlıktır, orası. derinliklerinde, gece ile gündüz birdir. türküler sessizliktir.
robert lisesi mezunu; türkiye'nin gördüğü * en dürüst ve halkçı politikacısıdır kendisi. *
yemedi ama yiyenlere engel olamadı.
götürmedi ama götürenlere engel olamadı
cümleleri kendisinin politika yaşantısı özetlemektedir.
cenaze töreninde atılan sloganlar, girilen arka kapılar, * yürünen kilometrelerce yollar da tabii....
karışına aşık olan türkiye cümhuriyeti eski başbakanlarındandır. o kadar aşıkdır ki karınının adına bir af bile cıkarmıştır. bu affın karısı tarafından cıkarıldığı günlerce medya gündeminde kalmıştır. o günlerde 'demokrasi gidiyor' 'laiklik gidiyor' 'cumhurşyet gidiyor' gibi seslerin duyulmaması da düşündürücüdür.
Bülent Ecevit, siyasi yaşamının yanı sıra yazarlık ve şairliği de birlikte yürütmüş ender siyasetçilerden birisidir. Sanskrit, Bengal ve ingilizce dillerinde çalışmalar yapmış olan Ecevit, Rabindranath Tagore, Ezra Pound, T. S. Eliot, ve Bernard Lewis'in yapıtlarını Türkçe'ye çevirmiş, kendi şiirlerini de kitap halinde yayımlamıştır.
kim ne deserse desin dürüstlüğü ve içtenliği ile iz bırakmıştır. satılmış değildir, taşeronluk yapmamıştır, ihale ayarlamamıştır. şairdir, insan adamdır.
bence o türkiye'nin 2. atatürk'üydü.bu ülkenin gururunu , onurunu taşıyan son 50 yıllık geçmişimize damga vurmuş bir siyasetçiydi.mükemmel ingilizce konuşurdu.allah rahmet eylesin..mekanı cennet olsun.
siyasi kulvarına ters olduğum ama siyasette adam gibi politikacı sıfatının üzerine cuk oturduğunu düşündüğüm, şahsiyetine büyük saygı duyduğum merhum siyaset adamıdır.
28 mayıs 2007'de yaş gününü kutladığımız, karaoğlan.
"iyi ki doğdun ecevit, iyi ki bu ülkeden geçtin, ama geçerken bıraktığın eserlerle, ışıkla sonsuza kadar bu ülkede yaşayacaksın ecevit..." **
12 eylül darbesine karşı tavır alma cesaretini gösterebilmiş tek siyasetçi. süleyman demirel ve necmettin erbakan askeri cunta'nın her dediğine eyvallah çekerken, hep rest çeker bir tavır takınmış, darbecilerin yasaklamasına rağmen demeç vermek için dergi bastırmıştır. bu yönüyle takdir edilmeye değer bir siyasetçidir.
ismail cem ile peşpeşe aramızdan ayrılışlarıyla türk siyeseti'nden inceliği, nezaketi, naifliği de beraberlerinde götürdüklerine inandığım değerli insan.
şu anda almış olduğum forward mailinden aktarıyorum:
rahmetli bir mitinginde,
- bu düzen er yada geç değişecektir!
vatandaşın biri bağırır:
- düzen hayatından memnun, düzülen ne zaman değişecek?
o bir karaoglan di geldi ve gecti bir anlik sert bir yel gibi. atatürk ten sonra politikasina inandigim tek insandi, dürüstlügüyle sagcilarin bile sevgisini kazanmisti. hep zor zamanlarda geldi, ülkeyi tam düzeltiyorduki gitti bir anda. yani ari gibi üretti ayilarda yedi. topragi bol olsun.