O 30-40 sene önceki haliydi. Şimdi nilüferi saymazsak ki şimdilerde inşaat yapacak boş arazi bile kalmadı, ne yeşili, meyva bahçeleri bile talan edildi..
insanı paragöz oluyor ama bi tek kendini akıllı zanneden paragözler olur ya böyle hani karşısındaki salak zannedip aklınca oyunlar yapacak filan.
işte o kadar salak oluyor bunlar.
Çok ibine çıkıyormuş oradan? Havasından suyundan diyorlar. Kuşum aydın, yıldo vb vs hep oralıymış. Zeki müren'in türbesi de oradaymış. Zamanında bir oğlan kerhanesine dahi ev sahipliği yapmış. Falan filan, inter Milan...
Aylar sonra tekrar görme şansına sahip olduğum memleketim.
Trafik berbat, şehirleşme bombok, havası boğucu, caddeleri çok kalabalık... bu liste uzar gider. Ama işte hâlâ eskilerden kalan bir ruhu var ki kendisini özlettirir. Uludağ’a karşı bir çay içmek her türlü olumsuzluğunu bir dahaki sefere kadar unutturuyor.
butun ile elektrik dagitimi yapan uludag elektirik a.s. nin ekiplerine mesai yaptirdigi sehir. nilufer sanayi bolgesine sabah 5 den bu yana 5i gecik yildirim dusmus ve bunlarin yol actigi arizalar yogun yagmurdan dolayi hala daha cozulememis.
Hicbir ozelligi olmayan, yollari bok gibi olan, belediyelerinin ne bok yedigini, neden hicbir sey yapmadiklarini bilmedginiz, onca ozelliksizligine ragmen haddinin cok uzerinde bir pahaliliga sahip olan, nufusunun yuzde seksenini balkan gocmenleri, erzurumlu ve muşlularin olusturdugu köy...
toplumsal yaşamın gerekliliklerinden uzak insanlara sahip leş gibi bir şehir. havası, insanları, trafiği, olmayan kültürel ortamı hiçbir şeyi iyi değildir bu şehrin.
Beyaz yakalısı da mavi yakalısı da ayrı ayrı lümpendir. sanki köyde yaşıyormuş gibi yaşamayı adet edinmişler. Rezidansta yaşıyor olsanız bile kapı önünde 20 çift ayakkabı görmeniz mümkündür.
sonradan görme zengin tayfası inanılmaz fazladır.
göçmen nüfusu mevcuttur. mesela bir eğlence mekanına (örn. podyumpark) göçmen birisi ile giderseniz muhtemelen akrabasına denk gelirsiniz, o derece bir köydür.
Trafiği inanılmaz kötüdür. sinyal kolu nedir bilmezler, devamlı soldan gitmeye çalışırlar.
Bunları nilüferde yaşayan, bu güne kadar hiç toplu taşıma kullanmamış göreceli olarak davarlardan izole yaşayan birisi olarak söylüyorum, gürsu kestel demirtaş tarafları ne durumdadır, insanlarla iç içe olmak zorunda olanlar ne haldedir siz düşünün.
ilk metroya bindiğimde şehri gözlemlemek için iyi bir fırsat olacağını düşünmüştüm fakat caddelerin darlığı ve tonla reklam afişinden rahatsız olduğumu hatırlıyorum. Bakınca bir çıkarım yapmak veya düşünmek imkansız. Sadece ne çok reklam ve ne çok özel okul var diyorsunuz.
Birbirine yakın iki caddesi arasında astronomik farklar görebileceğiniz, vizyonsuzluk abidesi bir şehir. Ne bir dokusu var başından sonuna, ne de bir kültürü kaldı sokaklarında.
imkanım olsa dakika durmam, uk'da herhangi bir kasabaya giderim.
Ne yazık ki Doğup büyüdüğüm bu şehrin yaşanacak bir cazibesi kalmadı.