bugün

taksim elmadağ daki oldukça eski ve iğrençtir.
konya da tutunamamış şimdilerde rixos olmuş otel.hoş konya da hilton,nun ne işi olurya o da ayrı bir entry konusu.
kurucusu conrad hilton olan bunyesinde hilton markasindan baska Embassy Suites, Hampton, Double Tree, Conrad gibi pek cok markayla hizmet veren oteller zinciri ve dunyanin ilk international oteller zinciri. ilk hilton 1925 te acilmis olan Dallas Hilton'dur.
bu yıl hizmete girecek olan 11 otelinin beşini türkiyede açacak oteller zinciri.* liste şöyle;

-Hilton Garden Inn New Delhi/Saket, India (4th Quarter 2009)
-Hilton Garden Inn Lecce, Italy (4th Quarter 2009)
-Hilton Garden Inn Kutahya, Turkey (1st Quarter 2010)`
-Hilton Garden Inn Frankfurt Airport, Germany (2nd Quarter 2010)
-Hilton Garden Inn Krakow, Poland (2nd Quarter 2010)
-Hilton Garden Inn Mardin, Turkey (2nd Quarter 2010)
-Hilton Garden Inn Sanliurfa, Turkey (2nd Quarter 2010)
-Hilton Garden Inn Instanbul Bostanci, Turkey (2nd Quarter 2010)
-Hilton Garden Inn Konya, Turkey (2nd Quarter 2010)
-Hilton Garden Inn Riyadh Al Muroj, Saudi Arabia (3rd Quarter 2010)
-Hilton Garden Inn Rzeszow, Poland (3rd Quarter 2010)
bir dönem yaz stajımı gerçekleştirdiğim nezih oteller zinciri. bknz hilton istanbul
cumartesi günü yaklaşık 300 kişilik bir ekşi sözlük yazar grubunun önünde ''yarrağımı ye hilton'' şeklinde slogan attığı oteldir.

bunun marka değerlerine etkisi olacaktır elbet.

sen koca otel ol, ülkedeki en bilinen otel zinciri ol sonra kalkıp 2 tane kıytırık görevlinin işgüzarlığı yüzünden onun bunun yarrağına maruz kal.

marka değeri zor iş arkadaş.
altan öymen'in öfkeli yıllar adlı kitabından :

istanbul'un büyük bir modern otelden yoksun olduğu gerekçesi, hükümeti buna çare aramaya yöneltmişti. gerekçe haksız değildi. istanbul'da batı ölçülerine uygun sayılabilecek büyük otel sayısı üçten ibaretti : pera palas, tokatlıyan otel ve park otel. pera palas ve tokatlıyan, 19. yüzyılın sonunda yapılmıştı. tarihi olarak değerliydiler. fakat, donanımları eskimişti.

artık krallığını (conrad hilton) abd dışında da kabul ettirmek istiyordu. istanbul'da da bir otel kurmaya talip olmuştu.
türk hükümeti, o talebi ilgiyle karşıladı. istanbul için düşünülen yeni otelin hilton olmasının türk otelciliğini yeni bir aşamaya ulaştıracağını düşündü.

anlaşmanın esası şuydu :
otelin yapımını emekli sandığı üstlenecekti, hilton da, belirli koşullar altında işletme hakkına sahip olacaktı.
otelin arsası, hilton yönetiminin de katılımıyla önceden seçilmişti. bu, istanbul radyosu binasının arkasındaki arazinin bir bölümüydü.
orası, 1940'larda fransız şehircilik uzmanı henri prost'a hazırlatılan şehir planına göre, istanbul'un ikinci gezi alanına ayrılmıştı.
birinci gezi alanı, taksim'den başlayan ve o zamanki ünlü taksim belediye gazinosu'na kadar gelen alandı.

radyoevi binasınasının arkasına düşen ikinci gezi alanında, açıkhava tiyatrosu, spor ve sergi sarayı binalarına da yer ayrılmıştı. ayrıca bir lunapark ile sanat, spor, eğlence etkinliklerine ayrılan diğer yapılanmalar gerçekleşecekti. geri kalan kısım ise park olacaktı.
prost'un planının içine, başlangıçta hesapta olmayan, ama çevrenin özelliklerine uyduğu kabul edilen bir otel yerleştirildi. bu, yasal süreçlerden geçip onaylandı.

sayfa 556, 557.
(bkz: paris hilton)
altan öymen'in öfkeli yıllar adlı kitabından :

bir de, gece ortalık karardıktan sonra, gala yemeği başlarken, iki defa elektrik kesildi. nedeni, şehir elektriğindeki arızaydı. bu, hilton yöneticilerini endişelendirdi. çünkü otelin jenaratör tesisatının yapımı tamamen bitmemişti.
ama iki defasında da arıza uzun sürmedi. ayrıca amerikalı davetliler arasında, bunu bir ışık oyunu sananlar çoktu. kesintiyi alkışlayanlar bile oldu. ev sahibi türkler, tabii, bu yanlış algılamayı düzeltmek için özel bir çaba göstermedi.

sayfa 567.
şimdilerde lavabo türleri arasında en popüler olandır.
altan öymen'in öfkeli yıllar adlı kitabından :

oteller kralı (conrad hilton) üç defa evlenmişti. 1942'den 1946'ya kadar evli kaldığı ikinci eşi, türkiye'ye yabancı olmayan bir isimdi : macar asıllı film yıldızı zsa zsa gabor ...
gabor, ilk evliliğini 1930'larda bir türk ile (1950'lerdeki zafer gazetesi yazarı gazeteci burhan belge) yapmış, 30'lu yılların bir kısmında türkiye'de yaşamıştı. 1940'larda ise abd'de yaşamaya başlamış, hilton'la evlenmiş, sinema alanında ün kazanmıştı.

bu belirtilerek deniyordu ki, conrad hilton'un amerika dışındaki hilton otellerinin ilklerinden biri için türkiye'yi seçişinde, herhalde ikinci eşinin de etkisi olmuştur. istanbul'un güzelliklerini ona zsa zsa gabor anlatmış olmalıdır.
(gabor, yıllar sonra kendisiyle bir söyleşi yapan can dündar'a, bunu kendisi de söyleyecekti. " conrad hilton'u ben etkiledim " diyecekti).

sf 559, 560.
atlantic city'deki casino hoteli batmak üzereyken el değiştiren hoteller zinciridir. her yerde aynı değildir.
harbiyeden her geçişimde duvarına işediğim oteller zinciri.
15. katında izmir' in ne kadar çirkin bir yer olduğunu öğreten, 35. katında ise ben bu mükemmel şehirde mi yaşıyorum dedirten, odaları gayet temiz, hizmet kalitesinin gerçekten üst düzey oteller zinciridir.
2012 nin istanbulunda iş günü üstelik gündüz vakti konserli monserli havuz partisi vererek gürültü kirliliği yayan otel. esefle kınıyorum.
ilk girdiğinizden çıktığınız ana kadar kalite kokan bir otel. sheraton'dan açık ara daha iyi.
çeşit çeşit hilton vardır türkiye'de, conrad, hiltonsa, hampton, double tree, vs.. bunlardan son saydıklarım, hilton'un daha orta sınıfa hitap eden versiyonlarıdır. Hemen hemen her hilton'da otel içinde kullanılan eşyalar, yataklar, perdeler, mobilya renkleri dahi birbirine çok benzerdir. zaten abd'deki merkezden onay alınarak seçilir malzemeler.

ancak hizmet kalitesinden kahvaltıya, manzaradan, olanaklara uçurum vardır. hampton veya double tree için demiyorum, diğer hiltonlar için de bu geçerlidir. örneğin kayseri hilton, izmir hilton, adana hilton, mersin hilton ve ankara hilton'un gerek hizmetleri, gerekse müşteriye hissettirdikleri bambaşkadır. örneğin kayseri hiltonda sıradan bir 4 yıldızlı otelin büyüğü hissiayatını yaşarken çok daha küçük olan ankara hilton'da daha elit bir ortamda bulabilirsiniz kendinizi. ya da mersin hilton ile adana hilton'un manzaraları arasında uçurumlar vardır. ona keza oda kaliteleri vs. için de aynısı geçerlidir.

her şeye rağmen, "lüks" bakımından bugün pek çok otelin gerisinde kalmış olmalarına rağmen halen hilton'da konaklamak iyi bir tercihtir.
hem parasını hem bedenini veren kızdır.
ankarada olanında yangın çıkmış otel.
http://www.sozcu.com.tr/2...ks-otelde-yangin-1457539/