evlilik, çocuk sevgisi ve diğer pek çok olayda ipleri elinde bulunduran "sistem".
ben ki çocuklardan, bebeklerden hiç haz etmezdim; şimdilerde komşunun bebeğini görebilmek için sesini duyduğum an kapıya koşar oldum. bir kaç saniye görebilmek için. ağladığında daha iyi duyabilmek için sesini, yaptığım işi bırakır hale geldim. o ses öyle mutlu ediyor ki beni... öyle yumuşuyorum ki... çocuklar yine hoşuma gitmiyor ama bebeklere karşı inanamadığım ve anlam veremediğim bir sevgi oluştu içimde. nasıl bu kadar sevimli ve doyumsuz güzellikte olabiliyorlar bilmiyorum. mantıklı düşündüğünde, şuan ki şartlara bir insan daha dahil etmek akıl işi değil ama zamanı gelince vücudun bağırıyor resmen "bebek" diye. bu etki altına girdikten sonra mantığın asla galip gelmiyor, gelemiyor. o minik ellerin güzelliğine yenik düşüyorsun. bu çoğalma olayı kadının normal duygularına bırakılsaydı zaten nüfus artışı pek yavaş olurdu. ama allah kadına öyle bir his vermiş ki, zamanı gelince aktifleşen, aktif hale gelince hiçbir şeyi düşünmez hale geliyorsun. doğurman gerekiyormuş gibi. ama bunu istiyorsun, mecburiyetten değil. yaradılışın bir özelliği. mucizevi. detaya girdiğinde ürkütücü ama o minik canlının elleri, parmakları, ağlayışı, kıyafetleri, çıkardığı anlamsız sesler zihnine hücum ettiğinde başka hiçbir şey düşünemiyorsun. nasıl bu kadar güzeller anlamıyorum...
sonuç olarak, ben çocuk istemiyorum diyenler, sizin de saatiniz çalacak elbet birgün.
evli olanlar, doğurun lütfen ben bakacağım çocuğunuza, yeter ki doğurun. *
Ne güzel okula geç kalacaktım bok vardı da uyandım. Ne alarm çalmıştı ne bişe. Hayır yani dün gece 3'te yattım. Daha 3 saat uyumuşken ne diye bölersin ki. işin yoksa şimdi 2 saat yol çek.
Vücudun belli aktiviteler için alıştığı saat dilimlerini anlatan tabirdir. Örneğin benim biyolojik saatim sabah yedide uyanmaya alışmış. tatil falan dinlemeden yedide veya daha erken uyanabiliyorum, alarmsız hem de.
Not:Bugün hortlatmayı düşündüğüm başlık olunca korkuttu biraz yalnız. tesadüf diye buna derler.
Vücudun kendini otomatik olarak ayarladığı saat. Metabolik ve rutinleşmiş olaylar burda düzenlenir. Ayrıca bu saatin işleyişini beyinde bulunan pineal bezi adlı ışığa duyarlı yapı sağlamaktadır.
doğa da her şey zamanına göre gerçekleşir/gelişir ama bu gelişim homo cinsinin sapiens türü tarafından çok derin manalara yorularak ve genelde kültür, gelenek ayağına değişir, dejenere olur.
zorlamayın sapiensler, her şekilde o biyolojik saat istediğini alır.
En küçük yaşımdan beri yani kendimi bildim bileli Hayatımda düzeni bozulmayan tek şey biyolojik saatim sanırım. iş olsun, tatil olsun , bayram olsun hiçbirini ayırt etmeksizin 7.30’da insanı kaldıran sistem. Şahsım adına Akşam 10’da ya da gece 4’te yatmış olmanın bu saati asla etkilemediği de aşikar ama “azcık beni salsam mı yaa” diye sormaktan da kendini alamıyor insan. Bırak da 9’a kadar uyuyalım.
Yok biz gibi saçma salak takıntılı tiplerde var sadece bu. Günün her saatinde camış gibi yatıp uyuyabilen iş olmayınca akşama kadar yatabilen tiplerde niye yok bu biyolojik saat denen zırva!