En küçük bir kazada nefrim dönüyor, çığlığı basıyorum. Geçen piknikte ateş sıçradı kenara yanlar taş ciyak ciyak bağırdım. Arkadaşım bayıldığında da kalp krizi geçirecektim az daha. Hiç sevmem bu huyumu, soğukkanlı kalmıyorum.
Çift karakterliyim ve bulunduğum kabın şeklini alıyorum kimisiyle akademisyen gibi konuşurum kimisiyle hanzo gibi kimisine sabır taşıyım kimisine agresif ateş gibi bazen aşırı yetenekli iş çözen biriyim bazen sakar ve iş görmez biri. Kendimi değiştirme kararı aldım.
Gereksiz bir inat ve agresif bir yapı. Neye ne zaman ne tepki vereceğim asla belli değildir. Düşünce tarzım çok başka. Haklı haksız sorgulama stilim çok farklı ve bazen sırf bunun açıklamasını yapabilmek için insanlarla tartışmaya itiliyorum.
çok ani parlıyorum, kırıyorum döküyorum, sonra dagilanlari toplamak gerekiyor.
ama tek başıma kalıyorum.
o kırıklar önce ellerime, sonra kalbime batıyor.
kalbim attikca batiyor, battikca acitiyor.
Bu kadar çok şeyin farkındayken ve yine hayata dair bir çok şeyin bilincindeyken nasıl olabiliyor da böylesine dibe, derinlemesine, baştan ayağa boka batabildin.
Eski beni bilenler yeni halimi gördüklerinde müthiş bir hayal kırıklığına uğruyorlar. Hayır hayır.. Kesinlikle sen değişmiş değilsin, sen adeta yıkılmışsın, ne yaptın kendine diyebiliyorlar.
çok inatçıyım, genelde ne istediğimi ya da istemediğimi çok iyi bilirim ve bir şeye karar verdim mi değiştirmek çok zordur. Ama gel gör ki bazen aşırı kararasız olabiliyorum.
Bir insanın bana karşı yaptığı yanlışı kesinlikle unutmam ve direk olarak soğurum. Bir kere soğuduğum bir insanla da tekrar samimi olamam.
Bazen küçük hataları görmezden gelmeyi öğrenmeliyim.
gözler benim üzerimde değilken götümün bu kadar kalkık olmasına (egonun tavan yapması babında dedim fesatça anlama) şaşıyorum doğrusu.
(bkz: ego denilince akla gelen ilk isim)