''yalnızlığın dezavantajlarından birisi vardır ki, bilincine varılması ötekiler kadar kolay olmaz. bu dezavantaj; sürekli evde kalmak yüzünden, dış etkilere karşı çok duyarlılaşan bedenimizin en küçük bir hava akımında bile hasta olmasıdır. sürekli köşeye çekilmişlik yüzünden ruhsal durumumuz öyle duyarlı olur ki, en önemsiz olaylar, sözcükler ve hatta salt tavırlar yüzünden huzursuz olur, hastalanır ya da inciniriz. oysa sürekli kalabalığın içinde kalan biri, bunları dikkate almaz bile.''
ailesiyle arasında ciddi sıkıntılar vardır, kadınlar hususunda çok büyük kazıklar yemiştir, kendisine bir adım atana koşmuştur ve neticesinde yorulmuştur artık. düzen huzur mutluluk istiyordur. bunda tek çaresinin yalnızlık olduğunu biliyordur ve bu yolu seçmiştir.
kimse yalnızlığın bir seçim olmadığını söylemesin sakın götümle gülerim ona.
Yav hehe dedirten başlıktır. Birkaç istisna dışında kimse yalnızlığı isteyerek seçmez. Mecbur bırakılır. Hiç olmazsa Yalnızlığın güzelliğini anlatacak insan ararız.
Hayat bir sihirbazın yaptığı şova benzer. Kimileri seyre öyle dalmıştır ki her şeyin bir sihirden ibaret olduğuna inanır, kimileriyse çoktan hileyi çözmüştür ve olayın aldatmacadan ibaret olduğunu anlamıştır. işte o yalnızlar hayatın sihrini çoktan kaybedenlerdir.
girilen onca entryden anladığım kadarıyla çoğunluk hayatının bir döneminde ya da hala yalnız olduğuna dem vurarak özgün açıklamalar yapmış. yalnızlık bana kalırsa hayatın doğal bir evresidir, ergenliğin blu çağı denilen şey gibi bir dönem yaşanılır ya da kendini tekrarlar ileriki yaşlar için. kimse hayatını yalnız yaşamak istemez sevmek ister sevilmek ister insan, arkadaşlık kurup belirli aktiviteler yapmak iyi hoş. günümüz kapitalizmin şekillendirmiş olduğu yaşam biçiminde insanlar kendi zihinlerinde kaybolur oldu. mezun olduktan sonra ya da bulunulan ortam terkedilince insanlar vefasız davranmaya başladı. eski şeylerin özlemidir belki bilemiyorum yeni koşullara adapte olamaz hale geldi birey. zira yeni koşullara adapte olması için popüler kültüre göre davranması gerekir, insanların genellikle eleştirel baktığı bu durum bireyi bir nebze daha yalnız olmaya itti. egoist insanlar, kendi çıkarlarını düşünenler bireye ayrı bir zıt kutup oluşturdu. bunun sonucu insan yeni arkadaşlıklara ısınmak istemedi ve hayatını kendi dünyasına göre şekillendirdi. bende hayatımın iki senesini kendimi soyutlayarak yaşadım. bu sürede kitaplar okudum kendimce denemeler yazdım iç dünyama böyle şekil kattım. fakat doğal koşullar beni tekrar insanlar ile ilişki içerisinde bulunmaya itti. şuan sanırım tekrar bu yalnızlık evresine girmek üzereyim.
Yalnızlığı tercih eden her insanın nedeni ayrıdır.
Kimi yorgundur, kiminin bir başkasına ayıracak Zamanı yoktur, kimi sadece kendiyle mutludur, kimi yaralar almıştır ve ürkmektedir...vs.
Buddha öğretisi der ki;
Eğer birlikte yürüyecek, iyi bir yoldaş bulamıyorsan,
Ormanda gezinen bir fil misali, yalnız yürü.
ilerlemene engel olacak biriyle olmaktansa, yalnız olmayı tercih et.