görsel
tek çocuğum, böyle alışmışım.
Öğrenir zamanla "Sevdiği kadar sevilmez insan". Sonunda kabullenir yalnızlığı benimser.

(bkz: öğrenilmiş çaresizlik)
bu hususu cem adrian güzel tanımlamıştı.

"yalnızlık, garip bir hastalık ya da bağımlılık gibi bir şey. pek kurtulamadığım. her zaman çok şikayet edebilecek ama ondan asla vazgeçemeyecek kadar büyük bir ruh hastalığı."

seçmekten ziyade insanın kendisinden bağımsız gelişen bir olgu olsa gerek.
insanlardan kaçmak için?
başkalarinin dusuncelerini sorumluluklarini cok ustlenmistir. ve neredeyse kendi benligini kaybetmek uzereyken kendini bulmak icin yalnizligi tercih eder. farkinda olmadan o kadar cabuk başkalaşıyoruz ki...
insanlarla paylaşacak bir şey bulamadığından.
kişiden kişiye değişiyor ama bütün hikayelerin içindeki ortak duygunun yorgunluk olduğunu düşünüyorum.

bazı duyguları çok ama çok hızlı tüketen bir çağdayız. bence bu içimizdeki tüm samimiyeti ve güzellikleri öldürüyor.
Ölünce benimle mezara girecekse buyursun gelsin.!
Alıştırıyoz işte kendimize nabalım yani?
"insanlar temel olarak yalnızlığı seçmez, yalnızlığa mahkum edilirler." diye cevaplayacağım soru. Muhsin, sen bilmezsin ama biz insanlar sosyal varlıklarızdır. Yani toplumla var oluruz. Evet savaşırız, ölürüz, öldürürüz ama birlikte savaşır, birlikte öldürür, birlikte ölürüz. Hiç mi iyi bir şey yapmayız? Yaparız tabi. Severiz mesela. Arkadaşlarımızı, ailemizi, kadınları/erkekleri severiz. Ama artık sevemiyorsak daha doğrusu sevmemize izin verilmiyorsa yalnızlığa mahkum ediliriz muhsin. Nasıl mı? Bak muhsin. Hiçbir bebek, ben buradan tek çıktım, yalnız yaşayacağım çekin memenizi bayan demez annesine. Biz daha meme emerken birlikteliği anlarız. Daha başlangıçta bir başkasından doyarız yani. Bu doyma ileride ruhsal bir doyuma dönüşür. Ama muhsin eğer artık ruhumuzu başkaları emiyorsa, yalnızlığa mahkum ediliriz. Anladın mı muhsin? Anlamadın mı? Doğru nasıl anlayacaksın ki muhsin, anlasan burada ne işin olurdu?
cevabı, huzur olan soru.
iç huzurunu sağlamak için yalnızlığı seçmekten başka bir alternatifinin kalmaması olabilir.
1. yalnızlığı sevdiği için
2. daha önce insanlardan kazık yediği için
3. gerçekden belli nedenlerden ötürü tercih edilmiyor olduğu için.
yalnız kalabildiği için.
insan kalabalık bir aile ortamında yaşarken gerçekten yalnız kalmayı çok istiyor; rahatça davranabilmek, sessiz ortam sebebiyle ancak yalnız yaşarken bu durumun kafanızda kurduğunuz kadar da iyi olmadığını anlıyorsunuz.
Yalnızlık nedir. Yalnızlık deyince aklınıza ne geliyor. Bir evi başkasıyla paylaşmamak mı ?

Yalnızlığa bu dünyada en fazla yaklaşanlar Duyuları sorunlu olanlardır. Kör olmak sağır olmak gibi şeylerin ötesinde derealizasyonun ileri evrelerinde arafta olursunuz. Yani kendi bedeninizde hapis olmak 3 boyutlu evrende 2 boyuta yaklaşmak gibi.

Ben yalnızlığa çok yaklaştım derealizasyon hastalığımda. Ve yeniden 3 boyutlu dünyaya dönmeye başlarken insanların tutarsızlıkları yüzüme yüzüme çarptı. ilk amacım toplumun bir parçası olmak için insanların altına yatmak değil tutarlı olabilmekti. Bu yüzden tutarsızları def ettim. Kendimi de def edeceğim. Çünkü bu evren tutarlıların varolabileceği bir evren değil. Benim istediğim bu değil. Benim istediğim doktor olmak değil, benim istediğim toplumun bir parçası olmak değil, benim isteğim iyi olmak değil, benim istediğim anlatmak ya da öğrenmek değil. Bunlar sizin yani kendini kandıranların işi.

Ben kendimi kandıramam. Sırf hayat yaşayacağım diye tutarlı olma isteğimden vazgeçemem. kendini kandıran kitle bu evrende asla yalnız olmayacak. Diğer bütün canlıları öldürsen de yalnız değilsin. Yalnız olmak sadece toplumu yok etmek değildir. Yalnız olmak hakikate ulaşmaktır. Sen hakikate ulaşamayacaksın. Ben de ulaşamayacağım. Ama ben hakikate ulaşamayacağımın bilincinde olarak bu oyunu sürdürmemek için ölmeyi göze aldım.

Sen bir doktorsun. Sen bir mühendissin. Sen bir işçisin. Sen bir filozofsun. Ya da sen bir doğa adamısın.

Ama sen yalnız değilsin ve olamayacaksın.

intihar ederek ya da evreni yok ederek yalnızlığı seçemezsin. Bu yalnız olmadan yaşamak zorunda oluş durumunu reddederek tanrı olmamayı yani yalnız olmamayı reddetmektir.
(bkz: Dost kazığı)
Kendi karanlığında benliğini bulurda ondan.
yalnızlık, son zamanlarda dünyada hızla yayılan salgın bir hastalıktır.
Kafam rahat.
Stres yok.
Kıskanma yok.
Sevdiğin insana zarar vermiyosun, zararın yalnız sana.
Tarifem yetiyor 1000 smste 973, 1000 dkda 895 dkm ay sonu geldi hala yerinde.
gelen çağrıya bakmak zorunda değilsin kesin gereksiz biri.

insanlardan kaçmak gibisi var mı?
En güzeli kendini dinlemek.

Başka kızlarda bile gözüm yok.
Durgunluğumu sordu. Sevdiğim insanla eskisi gibi olamadığımı vb dedim diye her gün hal hatır soran, iyi olmuş boşver öyle olmaz zaten diyen, burada kalabilirim deyince hayatımda yeni biri var sanıp yok deyince açık açık sevindim diyen biri. Açık top atmaya başlar olmuştu artık. ismini vermeyeceğim bir ilin beldesinden büyük bir partinin başkan adayının kızı bir de valla. * En son her mesajını okumadan sil yaptım. Ne mesajları, ne tavrı hoşuma gitti. Gereği yok.
değerinin farkına varmıştır ve kendine zaman ayıracaktır artık.
Neden insan yalnızlığı seçiyor? Belki de kimse o insanı seçmemiştir, bu yüzden yalnızdır. Yoo hayır, ben değil bir arkadaşım.
>çünkü< sevdiklerim ezdi, insanlarsa yanılttı, hayat yordu, kadınlarda kırdı, kader üzdü, bense harcıyorum kendimi.
benim bu kadar vasatlığa vaktim yok diyerek seçiyorum genelde. kendimle çok iyi anlaşıyoruz.
O iğrenç toplum içerisinde bir birini yiyor insanlar! Birbirlerini üzüyor, zarar veriyorlar sonra da "benim derdim var" gibi saçma bir ironi içerisine girerek üzülüyorlar.

Bu düşünce ile yalnız kalan kişidir.

Ayrıca toplumdaki değerlerini bilirseniz derdinizi adam akıllı dinleyecek olan kişilerdir.