kapasite meselesidir. beşiktaşlılık ve onun getirdiği başarının coşkusu ayağınızın ucundan başlayan denizler gibidir. ve herkes bu denizden sadece elindeki kabın büyüklüğü kadarını yaşar.
beşiktaşlı olanlar için beşiktaşlılık sadece coşkudan ibaret de değildir. hüzün vardır kuruluşundan beri bir yanında bu kulübün. isteyerek de seçilmemiştir formadaki siyah renk.
beşiktaşın şampiyon olduğunun anlaşılmayışı biraz da bunlardandır. arabacılar takımıdır beşiktaş. yönetenlerin değil yönetilenlerin takımı olagelmiştir hep. evet konvoylar çok uzun olmamıştır hiçbir zaman. olmayacaktır da zaten. en lüks devre mülklerin, akıllı evlerin birleştiği dairelerin apartmanlarından sarkıtılmamıştır o koca bayraklar. oralarda beşiktaşlı yok denecek kadar azdır.
beşiktaşın şampiyonluğunu balık ekmekçilere inerseniz görürsünüz. ikinci sınıf barlarda, gazinolarda farkedersiniz. beşiktaşın şampiyonluğunu beşiktaş storeların, kartal yuvalarının cirolarından da anlayamazsınız bakın diyeyim bunu da. semt pazarlarında taklit/çakma ürünler satanlara sorun en çok forma, kaşkol, bayrak hangi takımın taraftarlarınca alınır.
beşiktaşlı olmanın şartı fakir/ortadirek olmak değildir. ama ortadireklerin çoğu da beşiktaşlıdır.
beşiktaşın şampiyon olduğu ne zaman anlaşıldı ki bu ülkede? hiç gocunmadan diyeyim, beşiktaşlıyım. maçı lig tv'ye ayda 30 lira verecek param olmadığı için internetten seyrettim bölük pörcük ve takılan görüntüler eşliğinde. maç bitti. akşam konvoya katıldım. eve döndüm. açtım televizyonu mu çekirdeğimi çitledim abicim!
ama inanın şampiyon olamasaydık bile, gelecek sezon da beşiktaşlı olacaktım.
elimde taşıyabildiğim kadar büyük bir kap var, ben her kederden de hüzünden de ayağımın altındaki deniz gibi büyük olan beşiktaşlılık çoşkusundan payıma düşeni alıyorum.
bir savunma filan da yazmadım burada. hiç sidik yarıştıracak halim yok sizlerle. sadece diğer gönüldaşlarımın aklına gelip de yazamadıkları varsa onlara tercüman olayım dedim.
be$ikta$ın $ampiyonluğunu diğer takımların mallığına bağlayan veya bunu $ans olarak gören insanımsıların maruz kaldığı durum. anlamak için be$ikta$ sahiline inip " ben $ampiyonluğu anlayamadım yhaa, be$ikta$ $ampiyonluğu hak etmedi " diye slogan atın...
bunu anlamayanlar sokakta beşiktaşlılara saldıran fenerlilerdir. bırakın rahat rahat şampiyonnluğumuzu kutlayalım siz de kendi takımınızın haline bakın. ne de olsa fenerli olmak kupa büyüklüğü değildir değil mi*
istanbul dışında normal olan bir davranıştır hele sen bir istanbul'a gel de gör canım nasıl buralar.. ya da görmek istemeyen göz ve duymak istemeyen kulak sahibi insanların içine düştüğü hal.. hazmın geçmesi için tavsiyelerde bulunmayacağız bu sefer, kudurun!
beşişttaşlı olamayan kero zatımın idrak etmekte güçlük çektiği hadise. algıda yaşamış olduğum öküzlük geçtiği takdirde bu olağanüstü hali idrak edip, şanlı beşiktaşkl taraftarı ile halay çekmekten büyük keyf duyacağım.
-Ertuğrul Sağlam'a yapılan haksızlığa rağmen şampiyonluğun kazanılması,
-Beşiktaş'ı ticarethane olarak kullanan Yıldırım Demirören başkanlığında başarı kazanılmış olması,
-Son haftalarda bilet fiyatlarının bu krizde cebi yakması nedeniyle taraftarın pek kutlama havasında olmamasını
büyük beşiktaş taraftarı yeterince anlamış ve hissetmiştir. diğerlerinin anlamaması belki de hiç vurularak ölen insan olmadığı içindir.
(bkz: olgunluk)
anlayamayanların genişliğinden kaynaklanan durumdur. uç kutusunun üzerine oturan şişman kız misali. uç kutusu hissedilmemiştir ama uç kutusu malum yerdedir...