berceste beyitler

entry60 galeri1
    51.
  1. nâbi olamaz her güle bir bülbül-i mahsûs
    cânân olur ammâ olamaz cân müte'addid

    (ey nâbî! her güle bir bülbül mahsûs olamaz, cânân çokça vardır ama cân çok olamaz.)

    (bkz: Nabi)
    7 ...
  2. 52.
  3. Derdim nice bir sînede pinhân ederim ben
    Bir âh ile bu âlemi vîrân ederim ben

    Nef’î.
    0 ...
  4. 53.
  5. şarâb-ı aşkını nûş ettir yâ rab
    içelim im’ânla bayrâm edelim
    “irci’î” hitâbın gûş ettir yâ rab
    göçelim îmânla bayrâm edelim

    AŞKÎ'ye bezl eyle sen dîdârını
    Lutfunla sevindir ben dildârını
    Firdevs-i âşiyân eyle dârını
    Açalım ihvânla bayrâm edelim

    aşkî/ (bkz: muzaffer ozak)
    11 ...
  6. 54.
  7. Dost bi-vefâ, felek bi-rahm, devran bi-sükûn.
    Dert çok, hemdert yok, düşman kavi, tali' zebûn!

    (bkz: Fuzuli)

    Anlamı; “Dost vefasız, felek acımasız, dünya karışık
    Dert çok, dert ortağı yok, düşman güçlü, talihim âciz”
    0 ...
  8. 55.
  9. bir yar arardım tab'ıma muvafık
    muvafık sandığım yar çıktı münafık.
    0 ...
  10. 56.
  11. Ol ganiyim ki bu bâzâr-ı fenada feleğe.
    Metelik vermek için bende bozukluk yoktur.

    hafız yusuf ararat.
    0 ...
  12. 57.
  13. Âteş-i aşka düşelden beri bildim bunu kim
    Vâ'izin nâr-ı cehennem dediği firkat imiş

    (aşk ateşine düştüğümden beri bunu bildim
    vaizin cehennem ateşi dediği ayrılık imiş).

    usuli.
    1 ...
  14. 58.
  15. Ey gönül bir derde düş kim anda dermân gizlidir
    Gel karış bir katreye kim anda ummân gizlidir

    Ey gönül! Öyle bir derde düş ki içinde derman gizli olsun.
    Gel, öyle bir katreye karış kî içinde umman gizli olsun.

    Eşrefoğlu Rûmî
    0 ...
  16. 59.
  17. Aşka kâbil dil mi yok şehr içre yâ dil-ber mi yok
    Mest yok meclisde bilmem mey mi yok sâgar mı yok

    Bu şehirde aşka kabiliyeti olan gönül mü yok ya da sevgili mi yok?
    Mecliste sarhoş olmadığına göre acaba şarap mı yok, kadeh mi yok?

    Şeyhülislâm Yahyâ
    1 ...
  18. 60.
  19. Her çi reft ez-ömr yâd-ı ân be nîkû mî-konend
    Çehre-i imrûz der-âyîne-i ferdâ hoşest

    Ömürden geçip giden ve geriye kalan her şey
    güzel bir sûrette anılır.
    Bugünün çehresi, yarının aynasında güzeldir.

    Sâ’ib-i Tebrîzî
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük