peki ilk saniyesinden, sonuna kadar bir şarkı bu kadar mı çarpar? bu kadar mı insanın ağzına sıçar? bu satırlar böyle mi yazılır?
yani ne oldu merak ediyorum?
candan erçetin bu şarkıyı mikrofona söyledi, sonra evine gidip gayet rahat uyudu mu?
kayıdı alan kişiye, kayıt bitince "güzel oldu, eline sağlık" mı dedi?
"dur oturayım da şu filme bir şarkı yazayım" mı dedi bu şarkıyı yazmadan önce?
bir demo kayıdı alıp, şirkete arabayla mı gitti? o yolda hangi şarkıları dinledi?
nasıl olur ya?!
bunlar ne be?!
-----
az mıyım, çok muyum?
var mıyım, yok muyum?
ben neyim?
masal mıyım, gerçek miyim?
kaç mıyım, göç müyüm?
hiç miyim, suç muyum?
ben kimim?
ibret miyim, cinnet miyim? *
hiçlikler içinde kanayan yürek,
yokluklar içinde savaşan beden,
boşluklar içinde karışan zihin,
güçlükler içinde değil miyim?
yoksa... yoksa...
her ihanete akıl erdiren, *
her cehalete kılıf uyduran, *
her esarete fiyat biçtiren, *
sen değil de ben miyim?
geçimsizim bugünlerde,
kimsesizim bu yerlerde,
değersizim bu ellerde,
çaresizim, doğduğum yerde.
geçimsizim bugünlerde,
kimsesizim bu yerlerde,
değersizim bu ellerde,
gölgesizim, her gün, her yerde.
ses miyim, sus muyum?
sis miyim, pus muyum?
ben neyim?
deha mıyım, heba mıyım? *
ak mıyım, pak mıyım?
al mıyım, sat mıyım?
ben kimim?
yarar mıyım, ziyan mıyım?
yalanlar içinde doğruyu bulan,
cayanlar içinde sözünde duran,
satanlar içinde ayak direyen,
yananlar içinde değil miyim? *
her adalete duvar ördüren,
her cesarete kilit vurduran, *
her asalete boyun eğdiren,
sen değil de ben miyim?
geçimsizim bugünlerde, *
kimsesizim bu yerlerde, *
değersizim bu ellerde, *
çaresizim, doğduğum yerde.
geçimsizim bugünlerde,
kimsesizim bu yerlerde,
değersizim bu ellerde,
gölgesizim, her gün, her yerde.
geçimsizim bugünlerde,
kimsesizim bu yerlerde,
değersizim bu ellerde,
çaresizim, doğduğum yerde.
-----
kişiyi kendini sorgulamaya yönelten bir afşar timuçin şiiri;
Ben kimim, yaramaz bir çocuk
Sessizliğiyle kendine gizlenen
Bugün bile simyacılar iyi kötü
Bir şeyler bulup çıkarmak isterken,
Ben kimim zamanın kıyısında direnen?
Uçaklar uzaklara kanat vururken,
Ben kimim kırılıp kalmış?
Eski bir tekne gibi
Ben kimim çocuk düşlerinden
Anlaşılmaz ülkülere uzanmış?
Ben kimim bilemiyorum
Açlığıyla olmadık sevgilerin
Bir küçücük bakışta oyalanan
Ben kimim olur olmaz zamanlarda
Kendine ve her şeye ağlayan?
zaman zaman her insanın içinden geçen, başladı mı bitmek bilmeyen sorular silsilesini; sorular, cevaplar, cevapsızlıklar arasındaki insanın ruh halini, çaresizliğini anlatan candan erçetin şarkısı. güzel mi? ötesinde...
...
hiçlikler içinde kanayan yürek
yokluklar içinde savaşan beden
boşluklar içinde karişan zihin
...
geçimsizim bu günlerde
kimsesizim bu yerlerde
değersizim bu ellerde
çaresizim doğduğum yerde
ben kimim?
bir süre, içine gömüldüğüm monitörden çıkıp bunu düşündüm.
sorular sordum kendime. cevaplayamacağım sorular..
cevaplayamayacağımı bildiğim halde cevaplamaya çalıştım sonra.
"ne biçim sorular soruyosun lan?" dedim kendime.
sonrada kendime hak verdim.
yoruldum,
kaldırdım kafamı;
baktım etrafıma monitörün üzerinden.
insanlara baktım.
çok yabancı geldi yüzler,
gözler.
tuhaf geldi sesler.
sürekli konuşan, gülüşen, bağıran insanlar.
sevmedim hiçbirini,
dünyamı istila etmiş uzaylılar gibiydiler.
defolup gitsinler istedim gezegenlerine.
yalnızlığımı çok sevdim
ve ürperdim kendimden.
son kez sordum kendime "ben kimim?"..
bırakım düşünmeyi.
indirdim kafamı,
kapattım kendimi,
kayboldum monitörün içinde yeniden.
biliyorum,
bu sorunun cevabı bu değil;
karanlığım, çirkinim ben.
görseniz, sevmezsiniz.
para verirsiniz yanınızdan gideyim diye.
gölgesizim ben.
aslına bakarsanız,
iyi biriyim özümde.
arkadaş canlısıyım sanırım ben de.
ortama ayak uyduramazsam; ortamı kendime uydururum.
ya da çeker giderim o ortamdan.
gündüzleri ışık açarım,
geceleri kapatırım mesela.
evde evcil hayvan olarak;
yılan, kertenkele ve kedi beslerim.
yalnız yaşarım.
denizi çok severim.
hatta sırf bu sevginden dolayı; ismi deniz olan insanları daha çok severim.
denizi anlatsam sana... ah anlatabilsem.
ben denizin kokusunu severim,
tuzlu..
siz hiç 'hırçınlık'ın kokusunu aldınız mı?
ben duydum denizde bu kokuyu..
temizliğin kokusunu, saflığı, duruluğu.
insanlar benim hakkımda nasıl bir üçleme yapar acaba?
üçleme yapacak kadar tanıyan var mı acaba beni?
yoksa gördükleriyle mi yetinirler?
beni tanımak zordur,
zaman ister,
emek ister.
irade ister.
beni tanımayı gerçekten istemeniz gerekir ki ancak öyle tanıyabilirsiniz.
tahammülünüz olmalı.
birine güvenmenin yolu,
yalnızca;
ona güvenmekten geçer, biliyor muydunuz?
güvenmek istemediğiniz biri,
ağzıyla kuş tutsa da olmaz, güvenemezsiniz.
ben,
atatürkçü'yüm.
övündüğüm iki kimlikten biri.
diğeri de sarı ile lacivertin eşsiz uyumundan doğar.
fenerbahçe.
annem,
babam,
anneannem..
kardeşim...
onları ne kadar anlatsam az.
yazıyorum da zaten sözlükte sürekli o başlıklara.
biraz incelerseniz göreceksiniz. görürsünüz.
ailemi;
çok severim ben.
bir de kitap okumayı severim.
elime geçtikçe okurum,
en sevdiğim iki roman;
kürk mantolu madonna
ve
küçük prens
bu iki kitabı okumayan ve atatürk'ü sevmeyenle ahbaplık etmem, edemem.
küçük kara balık,
pinokyo...
çocuk hikayeleri diye yutturulan hikayelerin hepsini kılavuz edinirim kendime.
ondandır belki öldürmedim içindeki çocuğu.
bir sebepten.
ben kimim?
yazdıklarımdan azı,
bildiğinden fazlasıyım.
hayatla sek sek oynadığımız günler geçip gitmiş, sırtımızda yavaş yavaş oluşmaya başlayan kamburlarla hayatı olduğu gibi kabullenip gülümsemeye çalışırken, beynimizde en istemsiz zamanlarda oluşan kıvılcım başlatıcı sorulardandır ben kimim...
oturur vaziyetteki * bir kişiye arkadan yavaşça yaklaşarak gözlerini kapatmasıyla yönelttiği soru. şimdi bilmeyen kişi kendini kötü hisseder. böyle sıkıntı içerisine girer. oysa ki niye giriyorsun bilemeyebilirsin. ama bazı dangalaklar adeta elini göz yuvasına yerleştirirler sımsıkı. resmen gözünü çıkartır gibi. bir bilme ben sana gösteririm der gibi. insan bildiğini de unutur.