ben bu yazıyı sana yazdım

entry31061 galeri293
    30659.
  1. Sana diyecek tek lafım yok kalmadı.
    0 ...
  2. 30660.
  3. Rica ediyorum birilerine şirin görünmek için beni aşağılamaktan vazgeç. Bu beni çok üzüyor ve ben sana hiçbir şey yapmadım!
    2 ...
  4. 30661.
  5. (bkz: ben bu yazıyı sana yazdım/#18432116)
    2013te yazmışım. o kadar unutmuşum ki o kadar silinmiş ki herşey. yani diyorum boşuna üzmüşüm kendimi. onsuz da oluyormuş. hatta daha güzel oluyormuş.
    2 ...
  6. 30662.
  7. Bana buralara yazı yazmayın çünkü anlamıyorum ehehe.
    1 ...
  8. 30663.
  9. Neredeyse iki yıl olmuş sana yazıp, hem okuduğunu hem de okumadığını umarak filtresizce konuşalı. Bir şey diyeyim mi? iyi ki korkularıma esir olmamı istemedin, iyi ki zorla da olsa konuşturdun beni o gece. 9 ayın tek saniyesi için bile pişman olmadım ve hâlâ o istanbul'dakine bunun için minnettarım. iyi ki kırdı kalbimi de sana sığındım. *
    1 ...
  10. 30664.
  11. aslında olanlar için sana kızmıyorum,
    seni bu kadar sevmiş olmam, senden kopamıyor olmam, her an seni düşünüyor olmam benim suçumdu ama ne çabuk unuttun, o güzel gözlerinle beni bu sele sürükleyenin sen olduğunu?
    ben yine bildiğin gibiyim, yalnızlık duygusu içinde asosyal, bazen uzun uzun bakakalıyorum, hafızam da eskisi kadar iyi değil, konuşurken konuyu unuttuğum çok oluyor ama ne olursa olsun bir tek seni unutmuyorum, sen taht kurmuşsun kalbime hep bir köşeden bana bakıyorsun. sürekli düşünüyorum, bunların hiçbiri yaşanmayabilirdi ama yaşandı bir kere işte önüne geçemiyoruz.
    tek isteğim ne olursa olsun hep seni seveceğimi bilmen.
    kendine iyi bak, Allah'a emanet ol.
    3 ...
  12. 30665.
  13. 30666.
  14. insanlar neden bunu unutuyor bilmiyorum ama bir şekilde hayatına dokunduğumuz herkesin bilmediğiniz yaraları var. işte tam bunla ilgili konuşacağım. Sen geldin, hayatıma geldin, bendeki yaraları kanatıp tek açıklama yapmadan gittin. Benim yıllarca onarmaya çalıştığım yarayı. Kabuk bağladığını sandığım yarayı.. yeniden hatırlattın.

    Teşekkür ederim.

    bunu neden yaptın bilmiyorum ama biz olabilirdik.
    0 ...
  15. 30667.
  16. 30668.
  17. Keşke eski günlerimize dönebilsek...
    1 ...
  18. 30669.
  19. saat 01:22

    Türkiye'ye iki yıl aradan sonra tekrar geldim. Tekrar geldim diyorum çünkü ülkeden gideli baya oldu. Geçen yılı da saymıyorum çünkü geçen yıl sana gelmiştim. Ama ülkem hala benim ülkem yanlış anlama. Onu da çok seviyorum. "O" dediğimi açılımı da bir O harfinin şekli gibi bir kümedir aslında, ne sadece taşı toprağıdır ne de insanlarının tamamıdır. Benim ülkem benim kendime.

    Öykü yazayım diye açtım bilgisayarı, sonra gençliğime saplandım, kaldım buralarda biraz. Bir şeyler yazarken sigaram kül olurdu ilk fırttan sonra sen iyi bilirsin. Arada gelip o son fırtı sen içerdin. Bu ara ilk evimiz hakkında bir öykü yazıyorum. Sana anlattığımda, "ama gerçek adlarımızı kullanmıyorsun din mi" diye korkmuştun. Gözlerinde görmüştüm onu, hatırlıyor musun? Hatırlıyor musun? Beni hatırlıyor musun?

    Biraz o filmlerde gördüğüm yetişkinliği yaşıyorum gibi. Kaldığım evde sabahları kalktığımda aklıma ilk gelen şey sabahları çiçeklere su vermek. Ev sahibi, "günde bir kere sulasanız yeterli" dedi fakat çok mutsuz bence çiçekler bu durumdan. Dişlerimi fırçalar gibi çiçeklere günde iki defa su verdim çiçeklere. Canım isterse bazılarına gün arasında da su döktüm. Çok su döktümse de saksıların altına havlu koydum. Noluyor biliyor musun? Kimse bana "bunu bu kadar yapma" demiyor. istediğim kadar suluyorum her şeyi, beni büyüten suyuysa hala arıyorum.

    Sokağımızın adını "Cumhuriyet Sokak" koydum, her şehirde cumhuriyetin hem mahallesi hem soğaı olur. Seniyse "sen" yaptım. isim aramadım. Zor geldi belki de isim koymak sana.

    Yazarlar hep yazılarının sonuna saati koydular ben başına koymak istedim. Hep de. böyleydim galiba, hiçbir şeyin sonunu bilmiyorum ki. Başını ve başında ne hixsettiğimi biliyorum öyle de gidiyorum. Öykümüz de böyle, başında ev taşıyoruz beraber ama sonunda ne oldu bilmiyorum. Eşya taşırken benim çok terlememi yazdım, eski evinden gelen üçlü koltuğu taşımadan oturup iki bira içmemizi yazdım, arkadaşlarımızı çağırdığımızdaki tedirginiliği yazdım. Belki bu yüzfen bir gecenin başını, bir aşkın ilk zamnalarını ya da bir çocukluğu anlatmak daha kolay.

    "Bu sabah değişik bir şey olacakmış gibi uyanıp, her günkü gibi yatağın tam karşısında duran genişçe penceremden dışarı baktım. Sokağın dünden ya da herhangi bir günden bir farkı yoktu. Dar bir yolda hemen bitişiğimiz sayılabilecek yedi katlı bina ile bizim binanın arasından kafamı kaldırdığımda gökyüzünü görmem dünkü kadar imkansızdı. Üç ay önce seyyar satıcı çocuktan aldığım karanfillerin haline acıdım, bir heves camın kenarına koymuştum ölmesinler diye ama az güneş ve benim ölmesinler kaygısıyla suya boğmamdan iyice yorulmuşlardı. Hatırlarsın bir ötekisini de kütüphaneden unutmuştum zaten. Kahverengine dönmüş yaprakları tek tek ayıkladım. "Bugün su vermek yok" dedim kendi kendime, üç defa. Kafamı kaldırıp karşı binanın duvarına asılmış, "Cumhuriyet Sokak" tabelasına baktım. Dünden farkı yoktu.
    Nerden aklıma geldi bilmiyorum. Buraya taşınırken kan ter içinde iki kişi buzdolabını içeri sokmaya çalışmıştık."
    3 ...
  20. 30670.
  21. Sevgili eşim,
    Sen Çok güzel yürekli bir adamsın, harika bir babasın ve çok iyi bir kocasın. Seni çok seviyorum.

    Doğum günün kutlu olsun canım. Oğlumuzla birlikte nice mutlu yıllarımız olsun.
    7 ...
  22. 30671.
  23. 30672.
  24. Evet sana yazdım. Son 1 saattir bebeği uyutmaya çalısıyordum ve en sonunda başarmıştım. Ama sen ne yaptın? O amk müziğini son ses açıp yetmezmiş gibi egzozu bağırta bağırta yoldan geçtin ve çocuğu uyandırdın piç.
    Götüne girsin o egzoz. Gecenin bi yarısı sinir sahibi yaptın beni.
    2 ...
  25. 30673.
  26. 30674.
  27. ben bu yazıyı sana yazdım. sen kimsin? kendini biliyorsun. beni de biliyorsun. ben de seni biliyorum. birbirimizi bildiğimize göre devam ediyorum.

    bunu belki okursun belki umrunda değilim artık. beni ilgilendiren şeyler değil bunlar. beni ilgilendiren şeyleri hiç bir zaman anlamadın zaten. ya da anladın ama beni ilgilendiren şeyler seni ilgilendirmiyordu belki de. evet bencilsin demiş olabilirim, olmayabilirim de. herkes her gün neler diyor, buna mı takılacağız şimdi. ben takılmayacağım, devam edeceğim. neye devam edeceğimi bile bilmediğim bu yazıma bir şekilde devam edeceğim.

    ben bittim. çok önceden bittim. tam ne zaman olduğunu biliyorsun. bilmiyorsan zaten o andan sonra boşa zaman harcamışız. bittim, bittim, bittim, bir daha bittim. bitilecek yer kalmadığı an öyle bir bittim ki; allahın işine karışmamak gerekiyormuş dedim. zira çok güzel bittim.

    kolay bi insan değilim, değildim. hiç bir zaman olmadım, biliyorum. sen de biliyorsun. her şeyi de biliyorsun. bir bana güvenmeyi bilemedin. bir beni anlamayı bilemedin. o da senin ayıbın olsun. senin ayıbın da artık beni ilgilendirmez zaten. o yüzden bu konuyu da geçiyorum.

    günler hafta, haftalar ay olurken senden tek bir şey duymak istiyordum ben. çok eskiden tabi bu, yeni bişey değil. daha çocuktum o zamanlar, sen değildin. beni sen büyüttün de seni büyüteni unutamadın hiç. konumuz bu da değil. konumuz son söylediklerin. tir tir titreyen telefonumun ekranında ismini gördüğümde hissettiğim duygular o kadar garipti ki. insan heyecanlanır, özlediğini anlar, içine bir umut dolar belki. belki bir hayalde olduğunu sanar. bana bunlar olmadı. ben endişe hissettim, korku hissettim, garip bir şekilde peşime bir köpek sürüsü takılmış gibi kaçmak istedim. sadece telefonumun ekranında zamansız beliren bir isim. allahtan bile sırf saygısından korkan beni korkutmaya yetti. ne yaşattın ki bana bu kadar. cidden bilmiyorum. neden ve nasıl bu hale geldim, gelebildim.

    sonra yazdın. 2 ay mı oldu? bilmiyorum. böyle şeyleri çok hatırlayamam bilirsin. not falan almam gerekir. ki o gün de pek not alacak halde değildim. anlarsın ya, ölmemek için kendimi zor tutmakla falan meşguldüm işte. uzuuuuun bir süre " öl dese ölürüm" dediğim insanın " gel " diyişine "gelmem" demek benim için pek kolay olmadı. gel demek de senin için hiç kolay olmamıştır o an. aramız pek misk kokan gül bahçeleri değildi sonuçta. sen cesaret ettin ağlamaklı " gel " dedin. ben insani bütün duygularımı öldürdüm " gelmem" dedim. o andan sonra da pek insan gibi hissedemedim zaten. ondan önce de pek insan gibi hissetmediğimi sanıyordum da meğer her şeyin daha kötüsü varmış işte.

    ben bu yazıyı sana yazıyorum ama neden yazdığımı bilmiyorum. ne yazdığımı da dönüp ikinciye okumayacağım. bir gün belki bakarsın ve görürsün. görmemiş gibi davran. çünkü şu an kafam çok güzel ve senle dinlediğimiz bir şarkı çıktı karşıma. benim evde unuttuğun yüzüğünü buldum. her şey yazmamı söylüyordu ama sana yazmak istemedim ben de böyle bi yol buldum kendimce. ne sana yazıyorum, ne de sana yazma isteğimi yok sayıyorum.

    ben bu yazıyı sana yazdım. ama sen bu yazıyı üstüne alınma olur mu?

    ben bu yazıyı aklımda kalan sana yazdım. ben bu yazıyı zamanında sevdiğim sana yazdım. ben bu yazıyı beni cidden sevdiğini hissettiğim sana yazdım. şu anki senle pek alakası olmayan bir insan bu. ben ölene kadar içimde yaşayıp ben öldüğümde mezarımın üstünde yeşillenen otta, gelip o otu yiyen solucanda, solucanı kapan güvercinde o güvercinin uçtuğu gökyüzünde yaşayacak bir insan. benim fikirlerimden çıkıp sonsuzluğa gidecek bir insan. sen değil. asla değil.

    belki de hiç bir zaman sevdiğim kişi sen olmadın. aklımda bir ideaydın. bir iz düşüm. var olması imkansız bir ütopya. hata yapmayan, yanlışı olmayan, beni üzmeyen, tek işi tek derdi beni sevmek olan bir varlık. sen asla var olmadın.

    sen var oldun yanlış anlama. ya da anla. bu da beni ilgilendiren bir şey değil artık.

    bundan yıllar yıllar önce, evvel zaman içinde kalbur saman içinde beni sevdiğini hissettiğim bir kaç an vardı. ben hep onu hatırlayacağım. gerisi umrumda değil. sen de umrumda değilsin.

    ben bu yazıyı sana yazdım. bir gün denk gelir de okursan, okumamış gibi davran.
    1 ...
  28. 30675.
  29. telegram yok.
    pp'ye engeli kaldırır mısın şeklinde yazı yazarsan okuyamam.
    2 ...
  30. 30676.
  31. Ve sen okumaya bile değer görmedin.
    2 ...
  32. 30677.
  33. bir karaktersize yazılan her bir harfi boşa olan entrylerdir.
    şuradaki her bir harf mevzubahis kişiden kıymetlidir artık.

    hareketlerini bastıramayan, sizi yerin dibine sokan, aklı ve beyni 2 gramdan öteye gitmeyen birisi ne köy ne kasaba olur..

    buraya argo barındırmayan çok ağır bir söz yazardım, lakin yine ağlamalı sinir krizlerine neden olur diye mallığım sağolsun iyiliğin için diyemiyorum.

    eylül bu yazı direkt sana.
    yolda dahi karşılaşmayalım şu saatten sonra.

    marmara'da deprem olsa, özellikle kurtarmayacağım tek isimsin bundan sonra.
    şu saatten sonra senden bu kadar nefret ediyorum, bu kadar iğreniyorum..

    şimdi kime yazarsan yaz, midem bulandı, sana bu kadar entry çok bile.
    1 ...
  34. 30678.
  35. tanımam etmem ama seni kurtarırım, o ne hali varsa görsün.
    onu berkeleri, selimleri kurtarsın..

    benden yağmurlu havada bir damla su yok artık o gerizekalıya.
    0 ...
  36. 30679.
  37. 30680.
  38. 30681.
  39. 30682.
  40. pafilya kalemi eline aldı mı diğer kalemler onun bitirmesini bekler.
    2 ...
  41. 30683.
  42. Bana bu kadar uzun yazı yazmana gerek yoktu teşekkür ederim.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük