bugün, yani 13 aralık, erdal eren ve oğuz atay ile birlikte ölüm(?) yıldönümüdür üstadın. kendisine yine kendi şiiri olan ''önsöz'' ile sesleniyorum, elbet duyacaktır.
hulyalariyle yaşardı,
bir behçet necati vardı.
gece yarılarında, sokakta
kâğıda birşeyler yazardı.
şairliğinden yadigâr
bu yeldeğirmenleri kaldı.
(bkz: sevgileri yarinlara biraktiniz) gibi anlamlı bir şiiri de vardır.
adı pek duyulmamıştır. Bazı kişiler*ce gereken değeri görmediği düşünülmektedir.
Yolcu vedalaşmayı bilecek
Ne kısa tutacak ne lüzumundan fazla uzatacak
Onu başka bir kanaatle aldatmaktan geçer bir fikirle vedalaşmak
Yolcu vazgeçmeyi bilecek, kendisinden bile
Yoksa gölgesi boyunu aşar.
Şairdir. Sevilendir. Gece gece aklıma birini getirendir. Bu şairi okuyunuz. Sevgilerde şiiri platonik aşklara gelsin burada zaten çok paylaşılmış bir de ben koymayacağım. Bu gece "akşam şiiri" diye eserine denk geldim bu sayfalarda. Sevgilerde ye zaten bayılırdım en sevdiklerimdendir. Bir de üstüne bu akşam tam oldu ha. Huzur içinde uyusun yazar. Halk ağzıyla, bizim sözcüklerimizle konuşuyor şiirlerinde. Sanki bizden biri çıkmış duygularımıza tercüman oluyor. Birkaç şiirinde buna rastladım. Sevdiklerini ah ah nerede o... Diye Özleyenlere de benden akşam şiiri gelsin.
Kaykılmış koltuğunda bir kız
Çiğner çiklet.
Bir oğlan dalgada,
Geldiğine pişman uyuklar
Bir başkası arkada.
Hiç bulabilir mi beyaz evi çok uzak
Uçurduğunuz kuş?
Kılıç gibi keskin karlı dağ.
Hiç yeri miydi açmak kalbi
Bu çiğ ışık altında.
Sizden önce birisi bir fantazi okudu,
Kırdı geçirdi.
Yayvan gülüşlerden ağızlar çok geç döner;
Şimdi sıra sizde üzgün ağır,
Ne güzel!
Olsa bari benzeri duygularla tedirgin,
Sizdekini yaşamış
Birkaç kişi.
Işıktasınız seçilmiyor,
Karanlıkta hepsi.
Okudunuz,
Bittiğine memnun,
Anlamamış;
Bozuk paralar gibi düşer önümüze
Alkış.
Gördünüz işte yerde
Çürük domatesler gibi ezik,
Avuçlarda mıncıklanmış kalbiniz.
Büyürken leke ince ipekte,
Yeniden eğildiniz!
hal tercümesi ve sevgilerde şiiri mutlaka okunmalıdır, karışık tarife şiiri ise hem yukarıdan aşağıya hem de soldan sağa okunabilmesiyle değişik bir şiirdir.
Behçet Necatigil, 16 Nisan 1916 yılında doğmuştur. Annesi Bedriye Hanım, babası ise Necati Bey’dir. Ünlü şair henüz iki yaşındayken annesi vefat etmiştir. Eğitimine büyük önem veren şair, aynı zamanda değerli şair ve yazarlar yetiştirmiştir.
Kabataş Erkek Lisesi’ni birincilikle bitiren yazar daha sonra mezun olduğu bu okulda öğretmenlik yapmıştır. Şair, henüz bir lise öğrencisiyken yazmaya başlamıştır. Lise çağlarında yazdığı bir şiir o zamanın gazetesi Varlık Gazetesi’nde yayınlanmıştır. işte şairin şiirlerinin tanınmasının ardından edebiyat dünyasına hızlıca giriş yapmıştır. Genellikle şiirlerinde aşk, aile, hastalık, bunalım, ölüm ve yalnızlık konularını işlemiştir.
Daha çok çevirileri ile tanıdığım şairimiz. Kendisinin şiirleri konusunda pek bir bilgim yok ama almancadan yaptığı çevirilerle ardında büyük bir miras bıraktığı kesin.
Benim için en önemli mirası, ölümünden yaklaşık 2 yıl önce almancasından çevirdiği sadık hidayet'in kör baykuş isimli çevirisidir. Hani çeviri kitaplarda çevirmenlerin ne denli önemli olduğu bilinir. Kitaptan aktarılan hisle, sanki kitabı orijinal diliyle okuyormuşum havasına girdiğimi belirtmek isterim.