bugün

ayrı zamanda çevirmenlik de yapmıştır. Hatta Knut hamsun' un dünyaca ünlü romanı açlık' ı * varlık yayınları için çevirmiştir. çevirdiği fransızca eserler olmakla birlikte, bilgilerin çok güvendiğim bir abim behçet necatigil' in fransızca bilmediğini dolayısıyla orjinal metinden değil ingilizceden çeviriler yaptığını ama insanların behçet necatigil ismini görüp süper çeviridir o zaman bu diye düşündüğünü anlattı.
Bir evi, bir odayı, bir aileyi, bir sokağı... hep de bizden bir şeyleri anlatır o ve bunu da pek güzel yapar. Misal lades diye bir şiiri vardır ki tam anlamıyla naiftir. En güzel şiiriyse akşam şiirinden başkası olabilemez.
hani bir sevgilin vardı
yedi-sekiz sene önce
dün yolda rastladım
sevindi beni görünce

sokakta ayaküstü
konuştuk ordan-burdan
evlenmiş, çocukları olmuş
bir kız, bir oğlan

seni sordu
hiç değişmedi dedim
bildiğin gibi
anlıyordu

mesutmuş, kocasını seviyormuş
kendilerininmiş evleri
bir suçlu gibi ezik
sana selam söyledi...
(#9496002)
yıllar önce bugün şiirlerini bırakıp gitmiş usta şair.
gizli sevda'sı bu satırları yazan kişinin sevdiği ilk şiirlerdendir.
daha hiç şiir kitabı almamış birinin şiir kitabı almasına neden olacak,
şiiri sevdiren şairlerdendir.

aşk insanıdır.
teselli şiirdir.

Ayrılıklar

karadenizde gemilerin mi battı,
ağzını bıçaklar açmaz,
üzüntüdesin gayet.
sen sızlanmışın çok mu,
bize edebiyat öğretmeni anlattı:
neyler bile etmiş şikayet.

baktın ki olacak gibi değil,
unuttu diyelim nihayet;
yine de bulunur tesellisi:
dünyada başka kız yok mu,
elini sallasan ellisi -
mesele bundan ibaret.
şiirlerinde evden, evin odalarından sıkça bahseden bir şairdir. bunun nedeni de içine kapanık biri olması, kendini yalnız hissetmesidir, evde kendini güvende hissetmesidir. divan şairi necati'yi çok sevdiği için bu soyadını tercih etmiştir.
edebiyat dünyasının ilhan irem i. Nedense çok az şiiri bilinir.
başsağlığı

ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda
acılar unutulduktan sonra
dönmeliyim.

ölümlerin karşısında şaşırıyorum
ne desem ki
düşünüyorum.

kalanları ağlıyor gidenin
benim gözlerim kuru
herkes bana bakıyor, biliyorum
içlerinden geçenleri.

başsağlığı dilemek
garibime gidiyor
ölen öldü, sen yaşa
küçültmeye benziyor.

beni böyle kitaplar mı yaptı ne
kağıtlarda gidenlere içlenip ağlayan ben
hayattaki ölümlerde put gibi duruyorum.

ben canavar ruhlu muyum
bir ölü evinde tek söz söylenmeden
put gibi duruyorum

kimse anlamaz derdimi
ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda
bir yakınım öldümü.
"Birden hatırlarsın,
O da seni, birden bazen.
Nerde, ne yapar şimdi
Parlar bi' özlem anılar arasından.

Bu akşam ne garip sözcük;
Sanki ilk duydum, yadırgıyorum:
Akşam...
Bilmem bulur muyum
Yollara baksam?

Söner yangın birazdan
Yatışır özlem.
Bi' gün karşılaşırız
Bi' gün, bi' yarım akşam."

demiştir. Ne güzel demiştir.
SEVGiLERDE

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.

Şairi dinleyin de sevgileri yarına bırakmayın.
--spoiler--
Vardığımız her çizgi bir duvar kesildi
Kaygan küfler aşamayınca
Ve ne olur bilirsin
Ve güzeldir dünya
Yaşamayınca

--spoiler--

toplumsal gerçekçi şair. iyiki doğdun behçet.

niye baktın öyle hepimiz chaplinin doğum gününü kutlayacak değiliz ya.
Bir gün bakar ilerde kendi gibi biri
Ama artık çok geç!
Işık söner, karanlık karşı kıyı
Ve dolaşır lâbirentte yumak.

dizelerinin sahibidir... çıkmak şiirinden.
16 nisan 1916 - 13 aralık 1979 tarihlerinde yaşamış cumhuriyet döneminin önde gelen şairlerinden olduğu gibi, şiir, öykü, roman ve oyun çevirileriyle de çeviri edebiyatımızı zenginleştirmiş yazar.
sadece "çoğul" adlı şiirini anlamak için dahi büyük efor sarfedilmesi gereken büyük şair.
1916 yilinda Istanbul'da dogdu, 1970'da Istanbul'da öldü. Yüksek Ögretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyati Bölümünü bitirdi. Liselerde ardindan Istanbul Egitim Enstitüsü'nde edebiyat ögretmenligi yapti. Orta sinif insanlarin basindan geçen olaylari ev- aile-yakin çevre üçgeni içinde anlatan siirleriyle tanindi. Siire bagliligini hiç dinmeyen bir coskuyla yasaminin sonuna dek sürdürdü. Ölümünden sonra bütün kitaplari Cem Yayinlarinca yeniden yayinlandi. Çok sayida radyo oyunu, çevirileri bulunmaktadir. Ayrica hazirlamis oldugu 'Edebiyatimizda isimler sözlügü' isimli kitabi ölümünden sonra da sürdürülmekte olup kaynak bir basvuru kitabi olma özelligini hala korumaktadir. Ölümünden sonra adina konulan siir ödülü, günümüzde en önemli siir ödüllerinden biri sayilmaktadir. Siire basladigi dönem, Garip akiminin etkin oldugu bir dönemdir. Yine toplumcu gerçekçi siir olarak adlandirilan akimin da etkin oldugu bu dönemde söyleyis özelligi olarak bagimsiz kaldigi ve kendi söyleyisini yakaladigi kabul edilmektedir. Siir üzerine yazmis oldugu yazilari ölümünden sonra 'Bile yazdi' ismiyle kitaplastirilmistir.
GiZLi SEVDA

Hani bir sevgilin vardı
Yedi-sekiz sene önce
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce

Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan-burdan
Evlenmiş, çocukları olmuş
Bir kız, bir oğlan

Seni sordu
Hiç değişmedi dedim
Bildiğin gibi
Anlıyordu

Mesutmuş, kocasını seviyormuş
Kendilerininmiş evleri
Bir suçlu gibi ezik
Sana selam söyledi
Görseler gazetelerde
Dostlar tedirgin
Bir iki telefon
Yeter üç beş akraba.

Yükler ağır kaldırdınız
Kırık, ezik bir yığın.
Göm, gömülmez
Utancın, uzaklığın. dizeleriyle mest eder.
behçet hastalığını bulan adamdır.

(bkz: behçet necatigil)
gizli sevda

hani bir sevgilin vardı
yedi-sekiz sene önce
dün yolda rastladım
sevindi beni görünce

sokakta ayaküstü
konuştuk ordan-burdan
evlenmiş, çocukları olmuş
bir kız, bir oğlan

seni sordu
hiç değişmedi dedim
bildiğin gibi
anlıyordu

mesutmuş, kocasını seviyormuş
kendilerininmiş evleri
bir suçlu gibi ezik
sana selam söyledi.
sevgilerde şiiri bizi bizden alan başarılı türk şair.

--spoiler--

sevgileri yarınlara bıraktınız
çekingen, tutuk, saygılı.
bütün yakınlarınız
sizi yanlış tanıdı.

bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz)
bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı.

siz geniş zamanlar umuyordunuz
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
yılların telâşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.

gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
vermeye az buldunuz
yahut vaktiniz olmadı.

--spoiler--
''şiir beraber söylenen solo şarkılardır'' demiş ve ''ee ne dedi bu şimdi'' bakışlarına maruz kalmış über aşmış sol kanat oyuncusu , şaka lan , şair amk. sürekli iti köpeği falan anlattığı için ''Dar çevre şairi'' olarak adlandırılmıştır.

eserleri
şiir: kapalı çarşı, çevre, eski toprak, evler

düzyazı: bile/yazdı

radyo oyunları: yıldızlara bakmak, gece aşevi, üç turunçlar, pencere
Kaplar denizin yüzünü
Unutulmuş uykularda
Şimdi değişmiş kayıp
Şimdi bir başka uzak.

Kopmuşsanız yıllar yılı sürmüş bir yaşamadan
Kapanmışsa o sayfa
içinizde bir ezik, garipsi türkü
Şimdi artık yoksa.

Daralan gecede
Boş yere aramak sevinci
Beraberken acı yan
Ayrılınca neden böyle çekici?

Neden ilk yağmurlarda sonbahar
ilk soğuklara ürperti
Hatırlanır savrulan yapraklarda
Vardı.

Ben şimdi başını alıp giden
Mavi bulutun muyum,
Sislerdeki evin önünden geçsem
Camlarda bulur muyum?
kendisi edebiyat öğretmeni olup, şairlikte de uğraşmıştır. şiirleri o kadar naiftir ki. ayrıca veremden ölen 2 şairimiz muzaffer tayyip uslu ve rüştü onur'un da edebiyat öğretmenleridir. böyle büyük insanların kelebeğin rüyasından sonra tanınmış olması beni her ne kadar üzse de, çok değerlidirler.
''tam olcuye gore,

bel, kalca, gogus,
ince, yuvarlak, dik.''