Bütün gece gelmeyip yatıp uyumak üzereyken gelen sinir bozucu histir. Kalkıp bir şeyler hazırlamaya üşendiğinden dolayı kuvvetle muhtemel uykunun kaçmasına, gecenin ilerleyen saatlerinde tost hazırlamana neden olacaktır.
knut hamsun'un en iyi romanıdır bana göre. bu kadar güzel yazmasında kendisinin de böyle bir durumu yazması da önemli bir faktördür elbette. ama bir kavramı bu denli anlaşılır, sürükleyici ve vurgulayıcı anlatması sanatının ne denli büyük olduğunu gösteriyor cidden. kitaptaki karakterin açlığı, mutluluğu, çeresizliği insanı etkiliyor gerçekten. son kısmı da gerçekten çok hoşuma gitmişti üstelik.
kitap sonuyla ilgili hafif bir spoiler gelecek. aman okuma niyetindeyseniz ki umarım okursunuz kitabı boş verin o alt kısmı şimdilik.
en sonda her şeyin üstüne umursamazcasına çekip gitmeye hazılanması çok etkilemiştir beni. çoğu insanın sürekli denemek isteyip de deneyemediği bir şeydir çünkü bu.
yemek gereksiniminin artmış olduğu, yeme isteğinin dayanılmaz ölçüye vardığı durum. insanlığın bir bölümüne ızdırap veren yetersiz beslenme.Kanda şeker oranının düşmesiyle beynin belirli bölgesinin uyarılması sonucunda açlık duygusu ortaya çıkar. Vücudun yeterince protein alamamaktan dolayı gereğince beslenememesine gizli açlık adı verilir.
dünyanın en iyi yüz kitabından birisidir. yazar yokluğun ne demek olduğunu iş başvurusuna giderken dizleri solmuş pantolonunun dizlerini yeni görünmesi için ıslatmak gibi daha naif durumlardan, aşırı açlıktan midesi artık yemek kabul etmez hale gelmesine kadar anlatarak adeta yaşatır. açtır ama buna rağmen ahlaklı birisidir. açtır fakat; açlığına ağlamaz, ahlaksız davranmasına, ekmek çalmasına felan ağlar. açtır ama yine de eğilmez. bak işte daha ötesi yok, sende eğilme, der bir bakıma.