kahveler, sabahtan akşama kadar pinekleyip duran, bir halta yaramayan, bir baltaya sap olamamış, işleri güçleri dedikodu olan, canları sıkılınca it gibi birbirlerini yiyen insan müsveddeleriyle dolu.
belediye anonslarında sürekli ölen birileri anons edilir. her anonsta oh be çekerim. allah sayılarını arttırsın.
hava karardıktan sonra sokaklarında gezmek tehlikelidir. sokaklar köpeklerle doludur. ama tehlikeli olan köpekler değildir. iki ayaklı çomarlardır. tek başınıza gezmeyin. hatta hiç gezmeyin. kafası güzel iki üç çomar hiç yoktan size salça olabilir.
45 yaş üstü, "karnımı doyurayım bugün de o baa yeter" gibi bir beyinsizce düşünceye sahip.
45 yaş altı kimisi iki üç kuruş kazanıp parasını içkiye kumara yatırır, kimiside sokak köşelerinde her türlü uyuşturucu kullanır. kafaları kıyak olunca da birbirlerini sikerler.
Ülkemizin harika köşelerinden biri. Ki benim gibi köyün birinden gelen biri için geceleri sokaklardaki, sahildeki canlılığı görmek yetti bu yorum için. Havası, doğası, insanları çok iyi la. Üçün beşin lafını yapmayan esnaflar var bir kere. insanlar hoş sohbet, medeni. Emekliliğimi burada yaşayacağım, o zamana burası da ortadoğuya dönmezse tabi.
arabayı bi yere çekip, aburcuburlarımızı alıp, kamp sandalyelerimizi açıp, kız arkadaşımla sakin sakin yıldızları izlemek istesek en uygun yerin neresi olduğunu bilemediğim belde.
Geceleri kumsaldan balkona kurbağa sesleri gelen yer. Kumsalda geceleri çok kurbağa oluyor. Hatta küçükken kardeşimin icat ettiği bir oyun vardı; kardeşim, ben ve 2 arkadaş daha, toplam 4 kişi oynardık. o kurbağaların önüne pet şişe koyardık ve Kurbağa Pet şişenin içine girerdi. Dördümüz de içinde birer tane kurbağa olan pet şişeler ile iskeleye çıkardık; Yan yana dururduk ve şişemizin içindeki kurbağayı denize bırakırdık. Kurbağalar karşıya, Yunan adalarına doğru yüzmeye başlardı. Hangimizin kurbağası önce gidecek diye yarış yapardık. Kurbağalar gözden kayboluncaya dek izlerdik. Ay o zaman kurbağa yakalayıp denize bırakınca çok eğleniyorduk; Ama şimdi düşününce çok canice bir şey. O kurbağalar ne kadar yüzebilecek ki? Sonunda boğuluyorlardır mutlaka. Ay kurbağalar, sizden çok özür dilerim. Sizi yakalayıp yakalayıp denize bıraktığımız için çok pişmanım. inşallah bizi affedersiniz. Gece gece aklıma geldiniz. Size yaptıklarımızı hatırladım; Vicdanım sızladı. Pet şişeyi önünüze koyduğumuz zaman pat diye zıplayıp şişenin içine nasıl da giriyordunuz. Sayenizde Ayvalık'ta çok eğlenceli zamanlar geçirdik. Hakkınızı helal edin kurbağalar.
Ayvalık Perşembe pazarı en renkli ve hareketli yerlerin başında gelir. Ayvalık gezginleri mutlaka gezip görmelidir.
Dün pazarda dolaşırken bana fotoğraf çekmem için izin veren melek yüzlü, gök gözlü genç hanıma buradan teşekkürler, milyon sevgiler. Pazara gelirken en güzel yazmalarından birini takmıştı. Harikulâde... https://www.uludagsozluk.com/r/ayval%C4%B1k-1690731/
Ayrıca; Uzun zaman önce bir entrymde Ayvalık civar köylerden insanlar pazara sosyalleşmeye gelir, burası onlar için bir gezi, bir bayram yeridir. En güzel kıyafetlerini giyer, en güzel halleriyle gelirler demiş ve zonk diye anında eksiyi yemiş idim.
Beni oracıkta zonklatan o zonkçu yazar burada ise bi baksın fotoya. Bak olm, kızım her ne isen; Bu genç hanımın başına bağladığı yazmaya bak, daha apresi bile üzerinde duruyor be! Yazık senin haksızlığına.
Çok güzeliz, çok renkliyiz. Bıraktık işi gücü, saldır Ayvalık gücü!
indi bindi yok burada beyler. Uyanık belediye ücretli dolmuşları kaldırıp yerine akbilli minibüsleri otobüs niyetine kaktırınca yolcu inip binmede basamıyor, dolayısıyla belediye kendisine basmış oluyor.
Ulan bu belde zaten fakir, fukara, Alaçatı modelini buraya kaktırmaya çalışanlar kim?
Bu mevsimde o kadar çok yangın çıkıyor ki, işleri çok zor. Allah kolaylık versin. Bu güzel ilçemizi yangından kurtardıkları için Onlara Teşekkür borçluyuz.
şehrimiz, öyle güzel yürekli insanlarımız sayesinde hala böyle yeşil:
Buranın doğasını fotoğraflamak için adım başı özçekim yaptığım sırada bir de ne çıkmış fotoğraflarımda:
(img:#1515535)
O an fotoğraf çekilirken fark etmemiştim; sonra evde fotoğraflara bakarken gördüm ki, bu arkamdakiler tanıdık! "Bizim Evin Halleri" adlı dizinin fincan hanımı, fadik Sevin atasoy'un annesi Emel göksu, Bale sanatçısı oğlu ve ailesi ile parkta böyle mutlu vakit geçirirken çıkmış. Çok güleryüzlü bir insan. Aynı kattayız burada. Biz 15 numaradayız; o da 10 numarada. Arada hep birlikte kahve içiyorlar komşularla. Tabi, annem gidiyor; ama ben o saatte denize gidiyorum genelde. karşılaşamıyorduk o yüzden. Ama dün denize gittiğimde o da denizdeymiş meğer. Yanımdaki komşular "emel hanım da gelmiş, kızı amerika'daymış; oğlu buradaymış." Dediğinde anlamamıştım. Çünkü o sırada twitter'a bakıyordum sanırım ya da fotoğraf çekiliyordum.
Sonra da çekildiğim fotoğraflara bakınca, bu güzel kareleri fark ettim; ne güzel bir tablo:
(img:#1515549)
Canım ayvalık'ım, hangi açıdan çekerseniz çekin; her karesi ayrı güzel...
(img:#1515557)
Burada yeşil yerler hiç yanmasın; hep böyle yeşil, doğal kalsın.
Çok seviyorum bu maviyle yeşilin iç içe geçtiği küçük, şirin tatil beldesini...
Bu da dün akşam çekildiğim bir kare:
(img:#1515599)
Gündüzü ayrı, akşamı ayrı güzel ilçe... Bir de "rakı, balık, ayvalık" diye sloganı var; Ancak alkollü içecek tercih etmediğim için "ayvalık, suda balık" sloganını daha çok seviyorum.
Tatil olsun da oraya da razıyım dediğim yazlık, Emeklilerin yoğun olduğu, denizinde de bir nane olmayan, tırt bir yer. Çocukluğumda neredeyse bütün yazlarım orada geçti, yetti gari.