bugün

Avrupa 'da düşünce alanında en köklü değişimlerin yaşandığı dönem XVIII. Yüz yıldır. Buyurucu ve değişmez kurallar ortaya koyan dinsel inanışlara ve bunlardan kaynaklanan skolastik (dogmatik ) düşünceye karşı; aklın, deneyimlerin, kuşku ve araştırmaların ön plana çıkarılmasıdır. En önemli temsilcileri; Kant (1724 - 1804 ), Voltaire ( 1694 - 1778 ), Diderot (1713 - 1784), Alembert ( 1717 - 1783 ) ve Rousseau ( 1712 - 1778) gibi düşünürlerdir. Aydınlanma Çağı, laik dünya görüşünün büyük mücadele-lerden sonra Batı toplumuna yerleştiği, ön yargıların ve boş inançların yıkıldığı, akla ve deneye önem veren bir düşünce geleneğinin kurulduğu, insancıl ve insanı daha bir insan, daha bir özgür kılan gelişmelerin başladığı, Burjuva sınıfının damgasını vurdu-ğu bir çağdır.
geçmişe bakmayı, geçmişle uğraşmayı bırakıp, geleceğe, ileriye bakılmaya başlanan dönemdir.
varoluş piramidinde en tepeye insanı koymaya çalışan düşünürlerin çağı. dogmatik ve politik kiliseye karşı gelme biçimi. neticesi o kadar sevimli değil: insanın kendisini tanrılaştırması ve zulüm.
modernizm düşüncesinin gelişmeye başladığı,bir değerler boşluğu fakat imkanlar bolluğu yaratan süreç.
ampülün bulunmasıyla baslayan dönem.
18. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkan her konuda akla öncülük tanıyan düşünce sistemine "Aydınlanma", bu düşünce sistemi ile gelen yeni döneme ise "Aydınlanma Çağı" adı verilir.
Aydınlanma Çağı'nda "aklın kullanılması ile doğru bilgiye ulaşabileceği" fikri temel olarak kabul edilmiştir. Bu dönemde deney ve gözlem önem kazanmış, doğa bilimlerinde büyük gelişmeler sağlanmıştır. Aydınlanma Çağı'nın oluşmasında etkili olan bilim adamlarından bazıları şunlardır.
Newton: Fizik ve matematik alanında çalışmalar yapmıştır.
Kopernik: Evrende Güneş merkezli bir sistem olduğunu ve Güneş'in Dünya etrafında değil, Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü ispatlamıştır.
Galile: Dünya'nın yuvarlak olduğunu ispatlayarak, kilise tarafından benimsenen, Dünya'nın düz olduğu görüşünü yıkmıştır. Ayrıca fizik alanında da çalışmalar yapmıştır.
Dekart: Bilimsel bilgiye ancak matematikle ulaşılabileceğini öne sürmüş ve bu nedenle analitik ve geometriyi geliştirmiştir.
Bu dönemde sosyal bilimler alanlarında da akılcı bir görüş benimsemiş ve edebiyat eserlerinde toplumsal konular işlenmiştir
Bu alanda özellikle Russo gibi düşünürler yazılarında baskıcı düşüncelere karşı çıkarak demokrasinin doğmasında ve gelişmesinde katkıda bulunmuşlardır.
Aydınlanma Çağı'nda güzel sanatlar alanında da gelişmeler olmuş, özellikle müzik alanında Mozart, Bach gibi ünlü besteciler yetişmiştir.
Aydınlanma Çağı'nın Sonuçları:
o Avrupa'da geçmişten kalan pek çok düşünce sistemi değişmiş, yerini akılcı düşünce sistemi almıştır.
o Aydınlanma Çağı'ndaki bilimsel ve teknolojik gelişmeler dünyayı geliştiren Sanayi inkılâbı'nın temellerini oluşturmuştur.
o Pek çok alanda önemli eserler verilmiştir.
o Avrupa'daki sosyal ve siyasal gelişmeler Amerika Birleşik Devleti'nin kurulmasında ve Fransız ihtilâli'nin çıkmasında etkili olmuştur.
18.yüzyıla denk gelen,düşünürlerin akla çok önem verdiği, bireyi geri plana atıp toplumu ve toplumun ilerlemesini önemsediği, geçmişi hurafeler ve geleneklerle dolu olduğu için reddettiği, her olanı akılla açıklamak için düşünen, avrupanın cok ilerlemesi sağlayan ve etkisi hala süren cağdır.
hilmi yavuz'un aydınlanma çağı üzerine yazdığı iki adet köşeyazısı için:
1.http://www.zaman.com.tr/w...tr/yazar.do?yazino=465064
2.http://www.zaman.com.tr/w...tr/yazar.do?yazino=468915
Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. işte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insanda aramalıdır Sapare Aude! Aklını kendin kullanmak cesaretini göster! Sözü şimdi Aydınlanmanın parolası olmaktadır. alıntı / vikipedia.
(#3610792)
bir yandan da "karanlıktan aydınlanma" çağıdır. hep öyleydi sonra "beyle beyle" oldu demek değildir. insanoğlunun utanılası çöküşünden istisnai çıkışımlarından birisidir. Türkiye'de Mustafa Kemal Atatürk Amerika'da Thomas Jefferson Hristiyanlıkta Martin Luther King Rönesans'ta bilim Fransada Cumhuriyet ve Demokrasidir.
avrupadan ve ortadoğudan baktığınızda ismi değişecek olan çağdır. zira birinin aydınlanması diğerinin kararması olmuştur.
"dünyanın tamamen kara güçlerin etkisinden kurtulduğu an başlayan çağdır" düşüncesi ile alakası olmayan çağdır. zira kendisi çok önemli bir çağ olarak tarihe adını bu şekilde karizmatik bir isimle yazdırmıştır. iyi ki olmuştur!
http://www.nytimes.com/pages/opinion/index.html
yine bu dönemde; botanik ve zooloji de önemli merhaleler katedildi. charles darwin in büyükbabası; erasmus darwin ve lamarck yeni hayvan türlerinin enkarne oluşlarına dair, makaleler yazıp, bilimsel tezler öne sürdüler. açıklanan bu oluşumların tümü; evrim teorisi ni nihayetlendirdi.
aklın çağı olarak da adlandırılır. bu dönemde köleleştirici eski düzenden kurtulup insanları, özgürleştirici olan, insanlar için iyi addedilen akla yaslanan değerlerin oluşturduğu yeni bir düzene yönlendiren düşüncedir. farklı diller, farklı felsefi gelenekler, ayrı toplumsal formasyonlar bu akımın içerisinde kendine yer bulur. modernitenin tarihsel sürecinin her momentinde etkilidir.
insanların dini kurallar çerçevesinde düşünmekten ayrılıp onun yerine bilimsel olarak düşünmeye başladığı çağdır.
ülkemizin tam manasıyla yaşamadığı dönemdir. akla, bilime ve sanata verilen önemin dine, kiliseye doğal olarakta dogmatizme (aslında dinin bir nebze yerinde sağ olması/ yönetimsel düşüncenin odağı olmaması) yeğ tutulmasıyla yaşanmıştır. eleştirel düşünce ve akıl farklı pencereleri açtırmıştır. avrupa, bu süreç uğruna çok ciddi badirelerden geçmiştir. türkiye'nin bu süreci yaşayamamasıyla ilintili bir yazı karalamıştım zamanında. ona bakalım:
(bkz: türkiye nin batıdaki gibi aydınlanma yaşamayışı)
Avrupa'da 30 yıl savaşları ile başlayan süreçtir. Bu dönemde deney ve gözlemlerle, bilimsel devrimin ortaya çıkıp gelişmesi, hümanizme verilen önemin artması ve eleştirel düşüncenin yaygınlaşması, katolik kilisesinin gücünü kaybetmesine neden oldu. aydınlanma dönemine baktığımızda, rönesans ve reform hareketlerinin aksine, kiliseye ve dinin baskısına karşı direkt olarak bir karşı duruş, bir savaş söz konusudur. insanoğlu artık ''neden'' sorusunu sormaya başlamıştır aydınlanmayla beraber. ilk laik eğitim sistemi bu dönemde başlar. Diderot ve D'alembert, Encyclopédie adıyla çok önemli bir eser verir Aydınlanma Dönemi'nde. Son olarak güçler ayrılığı ilkesi de ilk kez bu dönemde Baron Montesquieu tarafından öne sürülmüştür.
tüm dünya aydınlanırken; bilim, keşif ve deneyimler yaşarken,
bizim atalarımızın armut toplama çağı olarak ün salan bir zaman dilimidir.
Günümüz tarihçileri, 17'nci ve 18'nci Yüzyılları 'Akıl ve Aydınlanma çağı' olarak kabul ederler. Lise kitaplarında bile yazar bu. Ve bu dönemdeki tüm zihinsel faaliyetlerin 'evrenin bilimsel yasalarını ispata' harcandığını söylerler. ne tesadüftür ki sekülerizmin de en çok yayıldığı çağdır.
yalandan bir çağdır.
18. Yuzyil felsefesi:

18. yuzyilda Aydinlanma Cag denmesjnin sebebi, insanoglunum kendini geleneksel goruslerdeb, otariteden, onyargilardan kurtulmak icin, kendi aklini kullanmasi ve kendi akliyla kendini aydinlatmasidir.
Aklin gucune guvenilmesu, deneye onem verilmesi, lailk bir dunya gorusunu benimsemesi, ana konu olarak insani ele almasidir.
sekülerizmi tek otorite olarak dayatmıştır ve bunun etkileri sanatta siyasette ve tabi ki de bilimde fazlaca görülmüştür. aydınlanma çağının artıları elbette eksilerinden fazla olmakla birlikte insanları mekanikleştirdiğini düşünüyorum.
sonradan anlayanlar için oluşan flash etkisi.