bugün

teğet de sanirim bu kitap içinde geçen terimlerden biridir.*
30-40 sayfa arası bir şeydi yanlış hatırlamıyorsam. son derece basit bir dilde yazılmış, ilkokul seviyesinde bir kitap. ayrıca atatürk'ün yazılı olarak geride bıraktığı tek eser de bu kitaptır.

kendisiyle aynı dönemde yaşamış stalin'in eserlerinden bazıları;

Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm
Bolşevik Partisi Tarihi
Muhalefet Üzerine 2
Muhalefet Üzerine 1
Tarih Çarpıtıcıları
1917 Sovyet Devrimi 1
1917 Sovyet Devrimi 2
Sağ ve Sol Sapmalar Üzerine
Kapitalizmin Büyük Bunalımı ve Sovyet Ekonomisi

not: arkadaşım iyi güzel eksileyin de, bunlar tarihsel gerçekler. neden zorunuza gidiyor anlamıyorum.
(bkz: al sen buna konus)
üçgen, açı gibi terimleri Türkçe'ye kazandıran kitaptır.
(bkz: bir kez daha hayran olmak)
hayatında doğru dürüst geometri sorusu çözememiş olan güzide yazarlarımızın laf atmaya çalıştığı kitaptır. (bkz: atam izindeyiz)
atatürk geometrici degildir...beethoven mesela hic tablo yapmamistir...ama yapmaya kalksaydi ve tablo cok b.tan bir sey olsaydi, biz beethoven u kötüleyebilir miydik?...seklinde de bir sorunsal mevcuttur....

buna cok uygun bir hikaye biliyorum....sözlük yazariyla bu hikayeyi paylasmak isterim... arthur rubinstein 20.yylin en büyük pianistlerinden birisidir. onun yasadigi yerde cok ünlü de baska bir adam yasamaktadir....bu adam rubinstein´a devamli olarak kendisine kemaninda eslik etmesini istemektedir- büyük arthur´da onu kiramamaktadir, ama onun o kötü keman giygidilarindan da aslinda nefret etmektedir....etrafindakilere devamli " icinizdeki cesaretli birisi bu adama cok kötü bir kemanci oldugunu söylemeli..." demektedir....

bu adam albert einstein dir...

bu hikaye de tamamen gercektir.

simdi...eger bu hikaye hakikaten gercekse "albertten nefret eder miyiz ?--- hayir eger bu hikaye gercekse albert gözümüzde sadece daha bir büyür...

"mustafa kemal" in geometri kitabi da bu baglam da degerlendirilmelidir. kendisinin geomteriden ne kadar anladigini degerlendiremem- cünkü ben bir geometrisyen degilim, onu onlar anlar...ama gene de bu sekil bir deneme de cok güzeldir....mustafa kemal "allah" degildir, herseyden anlamak zorunda degildir, ama tahminen eger bu baslik gercekse- mutlaka anliyordur ve türkcemize bircok kelime kazandirmis olabilir....sadece bunun karsisinda bile sapka cikartmak gerekir...
tipki albert´in "keman denemeleri karsisinda" sapka cikartmak gerektigi gibi...
bu ülkenin salak evlatlarına bıraktığı büyük bir mirastır. o salak evlatlar bundan bir bok anlamamıştır orası ayrı tabi.

doğru ama niye anlasınlar ki ok bye kib işlerini görüyor. her hatunu yiyebiliyorlar her türlü ayakla. sonra nişanyan denen ... ları aydın olarka kabul edip müselles olsa ne farkeder üçgen olsa ne diye yazdığı yazıyı başköşeye asıyorlar geçmişine ihanet diye.

öncelikle o boş ve gereksiz beyninin anlaması gereken şey şu. atatürk bu çalışmaları amatör ölçüde veya profesyonel şekilde apmış olsun birşey farketmez amacı sıfır tüketmiş elinde genç,erkek, okumuş insan kalmamış bir milleti yeniden kendi özünden yola çıkarak ayağa kaldırmak.
gerizekalılaşmanın lüzumu yok bunu anlamak için de normal zekaya sahip omak yeterli. aralıksız 10 yıl savaşmış , eğitimsiz bir ülkeye "Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm" yazsaydı kim okurdu ki? ya da kim okuyabilirdi?

ayrıca yazdığı tek kitap diye yazabilecek kadar cahilken buralarda gelip ahkam kesmen de senin değil bu sanal alemin suçu. diyebilecek hiçbirşey yok. içinde bulunulan bok çukurunda bazıları elbette kendini bir bok zannedecektir ki mecaz,ironi, vb sanatlara gerek duymadan gerçek anlamda bok olduklarını ilerleyen zamanlarda herkes görecektir.
(bkz: stalin) * *
http://gereklitarama.bura...digi-geometri-kitabi.html adresinden kitabın daha doğrusu kılavuzun tamamı okunabilir.
kemalist siyaset dağarcığının sürekli kendini tekrarlayan yanlış ve cahilce iddialarından biri. zira atatürk sadece, türkçe, arapça, farsça gibi dillerin ortak meyvesi olan ve bilim ve felsefeye kaynaklık etmiş mükemmel bir türkçeyi 1936'lerda dil katliamına tabi tutup dili kuşa çevirmek ve bu sayede türkiye'den bilim ve felsefeyi, düşünce üretimini bitimeyi takiben, eski o mükemmel dille yazılmış kavramları kuşa çevrilmiş yeni "öz türkçe"ye çevirmek olmuştur. hatta ona sunulan raporlar üzerinden yaptığını da alternatif tarih söyler. neyse hadi kendi yapmış olsun önemi yok. atatürk sadece sadeleştirme yapmıştır. örnek:

--spoiler--
“müsellesin, zaviyetan-ı dahiletan mecmu’ü 180 derece ve müselles-i mütesaviyü’l-adla, zaviyeleri biribirine müsavi müselles demektir.” yerine “üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir ve eşkenar üçgen, açıları birbirine eşit üçgen demektir.” dememizi atatürk’e borçluyuz.
--spoiler--

spoilera baktı iseniz orada "borçlusunuz" ifadesini görürsünüz. yani bu pişkinlik herhalde sadece bu kemalist diktaötrlükte yaşanabilecek bir hayasızlık olsa gerek. sen felsefeye ve düşünceye, divan gimi muazzam bir sanat abidesine kaynaklık eden dili kuşa çevir, sonra da o kuş diline çeviri yapıldı diye bu saçmalığı halkın borç hanesine ekle. muhasebe tekniklerini utandıracak bir aymazlık örneğidir bu. aynı zamanda kolektif bir sahtekarlığın sıradanlaşma kapasitesi gösteren bir siyaset bilimi araştırması numunesidir.
1937 yılında yazılmış olan kitaptır.

not: alın size mis gibi kpss sorusu.
Atatürk'ün matematiksel ve dilsel zekasının ne kadar yüksek olduğunu gösteren kitaptır. Kitaplığımda sahaflardan alınmış orjinali vardır.
Yasin suresini bilmeyen adamin yazdigi gereksiz kitap.
yasin dahil bütün sureleri bilip te dünyada bir sike taşşak olamamış insanların "yazmadığı" kitaplardan daha güzel bir kitaptır.
Mason olması ihtimalini kuvvetlendiren kitaptır.
boş geri zekalıca şeyler ezberlemek ve ezberletmek yerine millete bilimi ve adam olmayı öğretmesinin bir göstergesidir.
Ulu önderin ne kadar çok yönlü birisi olduğunun kanıtı olan kitaptır.
Terimler bu kitaptan geliyorsa çok faydalı olmuş bir eser. Geometride kullanılan türkçe terimler gayet başarılı.
ATATÜRK’ÜN YAZDIĞI GEOMETRi KiTABI (1937)

“Müsellesin, zaviyetan-ı dahiletan mecmu’ü 180 derece ve müselles-i mütesaviyü’l-adla, zaviyeleri biribirine müsavi müselles demektir.” yerine
“Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir ve eşkenar üçgen, açıları birbirine eşit üçgen demektir.” dememizi Atatürk’e borçluyuz.

“Müsellesin, zaviyetan-ı dahiletan mecmu’ü 180 derece ve müselles-i mütesaviyü’l-adla, zaviyeleri biribirine müsavi müselles demektir.” Osmanlıca bilmeyenlerimizin bu cümleyi anlayacağını sanmıyoruz.

Bugün kullandığımız Türkçe ile yukardaki cümle şu anlama geliyor: “Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir ve eşkenar üçgen, açıları birbirine eşit üçgen demektir.”
1937 yılından önce öğrenciler metamatiği Osmanlıca terimlerle öğreniyorlardı. Daha doğrusu öğrenmiyorlar, ezberliyorlardı. Ta ki, Atatürk’ün bizzat yazdığı Geometri kitabında yeni matematik terimler geliştirilene kadar…

1937 yılının Kasım ayında yeni bir eğitim ve öğretim yılına girilirken, Mustafa Kemal Atatürk, Türk Dil Kurumu’nun çeşitli bilim dallarına ait Türkçe terimleri saptadığını, bu sayede dilimizin yabancı dillerin etkisinden kurtulma yolunda esaslı adımını attığını ilan eder. Aynı yıl okullarda, eğitim Türkçe terimlerle basılmış olan kitaplarla başlar ve bu olay kültür hayatı için önemli bir adım olur. Atatürk, dilde özleşmeyi olanakların son kertelerine kadar zorlamış, bilim ve düşün dilinin sadeleştirilmesinin ve eğitimin Türkçe yapılmasının gerekliliğini önemle vurgulamıştır.

Atatürk’ün geometri kitabı, bilimsel terimlerin Türkçeleştirilmesinde karşımıza çıkan ilk adım yine, Atatürk’ün 1936-37 kış aylarında kendisinin yazdığı ve geometri öğretiminde yol gösterici olarak tasarlanan 44 sayfalık bir geometri kitabı.
Kitap, 1937’de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yazar adı konmadan yayınlanmış, 1971 yılında da ikinci bir baskısı Türk Dil Kurumu tarafından çıkarılmış. Kitapta yer alan, günümüzde de kullanılmakta olan pek çok terim, Atatürk tarafından türetilmiş.
Atatürk’ün türettiği sözcükler ile daha önce kullanılan Osmanlıca sözcükler karşılaştırıldığında yapılan işin önemi ortaya çıkıyor.
Tablodan da görülebileceği gibi bugün kullandığımız matematik terimlerinin hemen hemen tamamı Atatürk tarafından türetilmiş, başka bir ifadeyle bu sözcüklerin büyük çoğunluğu tutmuş. Atatürk’ün önerdiklerinden sadece “varsayı, pürüzma, dikey üçgen, dikey açı, tümey açı, imsiy, ökül, yüre” terimleri yerine, bugün sırasıyla “varsayım, prizma, dik üçgen, dik açı, tümler açı, benzerlik, tüm/bütün, küre” terimleri kullanılıyor. Osmanlıcası - Atatürk’ün önerdiği
Bu’ud - boyut
mekan - uzay
satıh - yüzey
kutur - çap
nısf-ı kutur - yarıçap
kavis - yay
muhit-i daire - çember
mümâs - teğet
zâviye - açı
re’sen mütekabil zâviyeler - ters açılar
zâviyetan’ı mütabâdiletân-ı dâhiletan - iç ters açılar
kaaide - taban
ufkî - yatay
şâkulî - düşey
amûd - dikey
zâviyetân-ı mütevâfıkatân - yöndeş açılar
va’zîyet - konum
mustatîl - dikdörtgen
muhammes - beşgen
müselles-i mütesâviyü’l-adlâ’ - eşkenar üçgen
müselles-i mütesâviyü’ssâkeyn - ikizkenar üçgen
şibh-i münharif - yamuk
mecmû - toplam
nisbet - oran
tenasüb - orantı
mesâha-i sathiyye - alan
müştak - türev
müsavi - eşit
mahrut - koni
faraziye - varsayı
hat - çizgi
mukavves - eğri
seviye - düzey
dılı - kenar
muvazi - paralel-koşut
menşur - pürüzma
hattı mail - eğik
veter - kiriş
re’s - köşe
zaviyei hadde - dar açı
hattı munassıf - açıortay
muhit - çevre
kaim zaviyeli müselles - dikey üçgen
tamamlıyan zaviye - tümey açı
murabba - kare
mümaselet - imsiy
umumi totale - ökül küre - yüre

görsel
ygs lys ye hazırlanmak için birebirdir. pardon yaa o kalktı dimee? ee siz neye hazırlanıyorsunuz o zaman?
http://www.matematikciler...ataturkun-geometri-kitabi
bismillah

Kamalistlerin çokça övündüğü ama 1 kere bile okumaya tenezzül etmediği kitap. Hoş kamalistler özü sözü bir insan olsalar açıp kuranı kerimi bir defa da olsa okurlardı.
bismillah

Sorsan kamalistlere okudunuz mu diye, bir tanesinin okumadığı kitap. Gerçek hayatta bunlar ne işimize yarayacak yeaaa bile diyebilirler.
Sizin gibilere sokak jargonu bile fazla da atam mütevazi davranmış işte.

Gönülsüz münasebetin hayırsız mahsulleri sizi.