--spoiler--
savaş sonrası atatürk yabancı devletlerin başkanlarını biraraya getirir. yemek servisi yapılırken uşak dengesini kaybedip düşer. atatürk te üstün zekasını kullanarak, kendi düşüncesini sunar. "gördüğünüz gibi, ben bu millete her şeyi öğrettim. ancak bir şeyi öğretemedim. uşak olmayı.
--spoiler--
görüldüğü gibi, atatürk türk halkına sadece hizmet etmeyi öğretmemiştir.
tek değil eşşek yükü kadar çoktur. öğretmedi mi ? ,öğretmek istemedi mi ? öğretmek onun işimiydi ? o ayrı .
-hakkını aramak , -hesap sormak , -eleştirel düşünmek , -sorgulamak , -devletin yada güçlünün uşağı olmamak , empati yapabilmek ...
atatürk'ün türk milletine öğretemediği değil, türk milletinin sahip olamadığı bir şey var ki o da "toplumsal hafıza". bugün iç ya da dış kaynaklı yaşadığımız sorunlarda önemli paya sahip bir sorun bu. George Orwell'ın "Hayvanlar Çiftliği" adlı kitabında bahsettiği hayvanların, insanların diktatoryasından kurtulmaya çalışırken, domuzlar diktatoryası altına girmesi, toplumsal hafızanın yokluğu yüzünden her türlü istismara açık hale gelen bir toplumun durumuna benzer der, topumsal hafıza hakkında yazılmış bir yazı. bugün Toplumsal olarak bütün değerlerimiz bu yüzden istismara ve yozlaşmaya açık bir hale gelmedi mi? hem de tarihimizde atatürk gibi bir liderin var olmasına rağmen. sorun öğretememek değil öğrenememek.
ilkeleri, ve bu ilkelerin mantığıdır. on beş yirmi yıl daha fazla yaşama imkanı olsaydı ve ilkelerinin uygulama ve yorum farklılıklarını zamanında görüp düzeltebilseydi, biz hala laikliği tartışıyor olmazdık. devletçiliği bırakıp kapitalizmin kucağına düşmezdik. halkçılığın sadece ramazanda yardım kolisi dağıtmak veya seçim dönemlerinde beyaz eşya dağıtmak olduğunu zannetmezdik.