kemalist siyaset dağarcığının sürekli kendini tekrarlayan yanlış ve cahilce iddialarından biri. zira atatürk sadece, türkçe, arapça, farsça gibi dillerin ortak meyvesi olan ve bilim ve felsefeye kaynaklık etmiş mükemmel bir türkçeyi 1936'lerda dil katliamına tabi tutup dili kuşa çevirmek ve bu sayede türkiye'den bilim ve felsefeyi, düşünce üretimini bitimeyi takiben, eski o mükemmel dille yazılmış kavramları kuşa çevrilmiş yeni "öz türkçe"ye çevirmek olmuştur. hatta ona sunulan raporlar üzerinden yaptığını da alternatif tarih söyler. neyse hadi kendi yapmış olsun önemi yok. atatürk sadece sadeleştirme yapmıştır. örnek:
--spoiler--
müsellesin, zaviyetan-ı dahiletan mecmuü 180 derece ve müselles-i mütesaviyül-adla, zaviyeleri biribirine müsavi müselles demektir. yerine üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir ve eşkenar üçgen, açıları birbirine eşit üçgen demektir. dememizi atatürke borçluyuz.
--spoiler--
spoilera baktı iseniz orada "borçlusunuz" ifadesini görürsünüz. yani bu pişkinlik herhalde sadece bu kemalist diktaötrlükte yaşanabilecek bir hayasızlık olsa gerek. sen felsefeye ve düşünceye, divan gimi muazzam bir sanat abidesine kaynaklık eden dili kuşa çevir, sonra da o kuş diline çeviri yapıldı diye bu saçmalığı halkın borç hanesine ekle. muhasebe tekniklerini utandıracak bir aymazlık örneğidir bu. aynı zamanda kolektif bir sahtekarlığın sıradanlaşma kapasitesi gösteren bir siyaset bilimi araştırması numunesidir.
bu ülkenin salak evlatlarına bıraktığı büyük bir mirastır. o salak evlatlar bundan bir bok anlamamıştır orası ayrı tabi.
doğru ama niye anlasınlar ki ok bye kib işlerini görüyor. her hatunu yiyebiliyorlar her türlü ayakla. sonra nişanyan denen ... ları aydın olarka kabul edip müselles olsa ne farkeder üçgen olsa ne diye yazdığı yazıyı başköşeye asıyorlar geçmişine ihanet diye.
öncelikle o boş ve gereksiz beyninin anlaması gereken şey şu. atatürk bu çalışmaları amatör ölçüde veya profesyonel şekilde apmış olsun birşey farketmez amacı sıfır tüketmiş elinde genç,erkek, okumuş insan kalmamış bir milleti yeniden kendi özünden yola çıkarak ayağa kaldırmak.
gerizekalılaşmanın lüzumu yok bunu anlamak için de normal zekaya sahip omak yeterli. aralıksız 10 yıl savaşmış , eğitimsiz bir ülkeye "Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm" yazsaydı kim okurdu ki? ya da kim okuyabilirdi?
ayrıca yazdığı tek kitap diye yazabilecek kadar cahilken buralarda gelip ahkam kesmen de senin değil bu sanal alemin suçu. diyebilecek hiçbirşey yok. içinde bulunulan bok çukurunda bazıları elbette kendini bir bok zannedecektir ki mecaz,ironi, vb sanatlara gerek duymadan gerçek anlamda bok olduklarını ilerleyen zamanlarda herkes görecektir.
atatürk geometrici degildir...beethoven mesela hic tablo yapmamistir...ama yapmaya kalksaydi ve tablo cok b.tan bir sey olsaydi, biz beethoven u kötüleyebilir miydik?...seklinde de bir sorunsal mevcuttur....
buna cok uygun bir hikaye biliyorum....sözlük yazariyla bu hikayeyi paylasmak isterim... arthur rubinstein 20.yylin en büyük pianistlerinden birisidir. onun yasadigi yerde cok ünlü de baska bir adam yasamaktadir....bu adam rubinstein´a devamli olarak kendisine kemaninda eslik etmesini istemektedir- büyük arthur´da onu kiramamaktadir, ama onun o kötü keman giygidilarindan da aslinda nefret etmektedir....etrafindakilere devamli " icinizdeki cesaretli birisi bu adama cok kötü bir kemanci oldugunu söylemeli..." demektedir....
bu adam albert einstein dir...
bu hikaye de tamamen gercektir.
simdi...eger bu hikaye hakikaten gercekse "albertten nefret eder miyiz ?--- hayir eger bu hikaye gercekse albert gözümüzde sadece daha bir büyür...
"mustafa kemal" in geometri kitabi da bu baglam da degerlendirilmelidir. kendisinin geomteriden ne kadar anladigini degerlendiremem- cünkü ben bir geometrisyen degilim, onu onlar anlar...ama gene de bu sekil bir deneme de cok güzeldir....mustafa kemal "allah" degildir, herseyden anlamak zorunda degildir, ama tahminen eger bu baslik gercekse- mutlaka anliyordur ve türkcemize bircok kelime kazandirmis olabilir....sadece bunun karsisinda bile sapka cikartmak gerekir...
30-40 sayfa arası bir şeydi yanlış hatırlamıyorsam. son derece basit bir dilde yazılmış, ilkokul seviyesinde bir kitap. ayrıca atatürk'ün yazılı olarak geride bıraktığı tek eser de bu kitaptır.
kendisiyle aynı dönemde yaşamış stalin'in eserlerinden bazıları;
Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm
Bolşevik Partisi Tarihi
Muhalefet Üzerine 2
Muhalefet Üzerine 1
Tarih Çarpıtıcıları
1917 Sovyet Devrimi 1
1917 Sovyet Devrimi 2
Sağ ve Sol Sapmalar Üzerine
Kapitalizmin Büyük Bunalımı ve Sovyet Ekonomisi
not: arkadaşım iyi güzel eksileyin de, bunlar tarihsel gerçekler. neden zorunuza gidiyor anlamıyorum.