bugün

çıkmış oyun. gamespot 9 vermiş ve seriyi yeniden yola getirmiş yorumu yapılmış. http://www.gamespot.com/r...flag-review/1900-6415509/

sabırsızlıkla oynamayı beklemekteyim sözlük.
Ahoy, internete düşmüş hemen FW için, bugün itibariyle %15lik kısmı bitirmiş oldum, bundan sonrası spoiler içerebilir haberiniz olsun. Okuyup da hevesinizi kaçırmayın...

Öncelikle diğer oyunlara göre oyun hayli gelişmiş, AC3 ile deniz & ada konseptli bir oyunun kombin edildiğini düşünün, öyle yani. Ben koşma dinamiklerini çok beğendim, koşarken langur lungur sallandığınızı hissediyorsunuz, oyunda sürekli gözüme çarpan ikinci şey de diğer oyunlara göre kolay olması, mesela düşman sizi görse bile diğer oyunlarda olduğu gibi detect olmanız için 1-2 saniye değil 5-6 saniye geçmesi gerekiyor. Dövüşler de daha kolay fakat donanma savaşları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, oyundaki gemimiz Jackdaw en başlarda acayip güçsüz, 8 level gemilerle bile zor savaşıyorum ve gemi yükseltmeleri çok pahalı, ayrıca sadece para değil malzeme de lazım ki malzeme hemen bulunamıyor. Ayrıca oyunda para kasmak çok çok zorlaştırılmış... Lanet olsun AI dışında her şey zorlaştırılmış be...

Desmond'un hikayesinin açığa kavuşmuş olması iyi oldu, acaba Desmond gibi aynı soydan gelen başka birilerini mi buldular diyordum ki yok efem, Desmond'u buluyorlar ve öldüğünü fark ediyorlar fakat ameliyatla genlerini elde edip aktarım gerçekleştirebiliyorlar, yine de Desmond'u ceset torbasıyla götürürlerken içim sızlamadı değil... Koskoca 4 oyun devirdik biz bu adamla, şimdi oyunda 'kendimiz' olarak oynuyoruz ama ben pek ısınamadım kendime, oyunda konuşamıyorum bile. Hakikaten söyleyeyim de, gerçek dünyada Abstergo firmasına gelen sıradan biriyiz, tabi sonradan ne olur bilemem de... FPS olarak oynuyoruz ve gerçek dünyadaki etkileşimlerimiz önceki oyunlar gibi değil, Abstergo'da gezebiliyoruz falan...

Oyunu ilk açtığımda harita öküz gibi dedim, hem üzüldüm, hem sevindim ki düşündüğüm gibi olmadı. Tamam harita büyük ama ölçeği küçük, yani belirli iki nokta arasını alalım, AC3'te bu iki nokta arası 200 metre iken AC4'te 50 metre... Mesafeleri çok kolay katediyoruz, gemilerde de Travel Speed gibi bir kolaylık var, keşfetmediğiniz yerlere Fast Travel yapamasanız bile çok hızlı bir şekilde gidebiliyorsunuz.

Neyse ben oyunu çok beğendim, çok farklı bir şeyler çıkmış ortaya zira konsept önceki oyunlara neredeyse hiç benzemiyor... Edward zaten biraz Ezio kafasında bir tip, Connor gibi soğukkanlı değil yani pek fazla. Tek anlamadığım şey ise büyük bir bölümü okyanuslarda geçen şu oyunda özel yerler dışında niye serbest olarak su altına dalamadığımız... Gerçekten çok saçma olmuş bu.

Neyse, alın, oynayın, oynamadan ölmeyin efem.
serinin yeni oyunu.

söylentilere göre baş karakterimiz ac:3'deki haytham kenway'in babası.

adı edward kenway ve kendisi hem korsan hem suikastçi. e doğal olarak oyunun geçtiği yerler de karayipler. (çoğunlukla küba'da geçme ihtimali fazla)

daha fazla deniz savaşının olacağını düşünüyorum. inşallah karayip korsanlarına bağlamazlar. ben yeni oyunun uzak doğuda geçeceğini umuyordum. olmadı, yine amerika'da geçiyor. olsun, alıp oynayacağız. ama oyunun zaten gittikçe düşen seviyesini daha da düşüreceğinden korkuyorum. amerika olmuyor işte ubisoft, anla bunu! assassin's creed'in hamuruna ters bir kıta!

not: hepsi söylenti sayılır. daha kesin bir şey yok, ama kesine yakın diyebilirim.

edit: oyun resmi olarak doğrulandı. 4 mart'da oyun tanıtılacak.

bu da resmi;

görsel

edit2: Bu da oynanış videosu. görüldüğü gibi artık assassin's creed bildiğimiz assassin's creed değil. Oyun tamamen farklı bir seyre geçmiş. Açık dünya var ama, bu eski oyunlardaki gibi tarihi bir şehir açık dünyası değil. Karayip denizi açık dünya. Etrafta adalar falan var. O ada enim, bu ada senin dolaşıyoruz. Oyun hoş gözüküyor ama ac dediğin oyunun devamı değil bu oyun.

biri çıkıp "ubisof yeni bir oyun çıkartıyormuş, adı da 'korsan edward', ahan da bu oynanış videosu" dese, "aaa ne güzel bir oyuna beziyor" der ve oyunu heyecanla beklerim belki. ama bir ac hayranı olarak "assassin's creed" başlığı altında assassin's creed görmek isterim. Gta'yı da call of duty'yi de çok severim. Ama gta, call of duty'ye dönse veya tam tersi olsa, hiç memnun olmam.

velhasıl, oyun denizcilik oyununa dönmüş. adı aynı, oyun farklı. yani eski oyunlarla tek ortak noktası karakterin kostümü ve oyunun adı gibi.

tabii daha çıkmamış bir oyunu bu kadar itin götüne sokmamak lazım. ama hayal kırıklığına uğruyor biraz insan. neyse, çıksın oynayıp daha doğru bir yorumu öyle yaparım.

edit3: ahahahaha "bu da oyunun oynanış videosu" deyip linki vermeyi unutmuşum. buyursunlar:

http://www.youtube.com/watch?v=yKkc4IoMb70#at=484
öncelikle
http://www.uludagsozluk.com/e/18128384/

şimdi, ubisoft cephesinden gelen açıklamalar şunlar. oyunun yapım ekibi ve genel direktörü değişti, ubisoft akıllı bir firma, elindeki assassins creed gibi bir hazineyi kolay kolay pul etmezler.

bunu neye dayandırarak söylüyorum, ac 2'den sonra ezio'ya yeni bir oyun yapmadan 3'e çok rahat devam edebilirlerdi, ancak oyunun kitlesi ezio'yu o kadar beğendi ki, ezio'ya 3 oyun çıkarıldı ve ezio da hakkını vererek seriyi çok üst bir noktaya taşıdı ( jesper kyd denen abimizin de katkısını unutmayalım ).

ac 3 için ubisoftun kendi arasında hayalkırıklığı olarak konuştuğunu tahmin ediyorum, çünkü önceden planlanmış dlc'ler dışında, connor reyise yeni oyun çıkarılmayacak gibi. connor'un öyküsü ise, belki bir şekilde ac 4'ün içerisinde işlenir, o kısım zerre umurumda değil.

ayrıca, ac 1 ve 2 ( brotherhood ve revelations dahil ), desmond abimizle alakadar durumlar işleniyordu, lakin ac 3'ün öyküsünde çok az nokta günümüzdeki senaryoya dahildi ve bence bu çok büyük eksikti. internette şu serzenişi duymak mümkün : " connor kısımlarını sırf desmond'a ne olacak diye oynadım, sıkıcıydı". bu kısım üstüne daha fazla yazılacak bir kısım ama, bu başlık için bu kadar yeterli.

desmond reyise son oyunda veda ettik, lakin bu veda ölüm şeklinde olmayabilir. desmond'un akıbeti ciddi anlamda merak konusu,
--spoiler--
juno ve minerva muhabbetlerini çözecek olan assassin'in atalarından birini oynayacak olmamız muhtamel, lakin unutmayalım ki , bu adam hala bizim " nirvana assassinimiz" desmond'un da akrabası.
--spoiler--

son oyunda en beğenilen kısım, yan görevler olan deniz savaşlarıydı, ubisoft elindeki yepisyeni oyun motorunu ve şansı kullanarak yeni assassin yaratma yoluna gitti, ancak emin olun eğer connor ve amerika konsepti beğenilseydi, ac 2'nin devam oyunları gibi bir oyun çıkardı, ubisoft hatasından çabuk döndü.

oyunun tarihi ve konsepti belli, bir korsanı oynamanın avantajı şu olabilir, birbirinden uzak ama gezmesi keyifli coğrafyaları bir oyunda eritebilirler, şahsen çatılarda fink atamadığım bir ac'ye kafam girsin.

ne olursa olsun, haberi bile heyecanlandıran, vucudumda dövmesini taşıdığım bir oyunun yenisi, bizi bu sefer üzmeyeceğini umuyoruz ubi.
ilk oyun olan assassin's creed ile gönüllere taht kurmuş olan oyun.
assassin's creed ii ile zirve yaptı. devamı olan brotherhood ile hemen hemen aynı heyecanı verdi. revelations ile sıçmaya, assassin's creed iii ile sıvamaya başladı. sanırım black flag ile caferi çağıracağız. umarım yanıltırlar beni.
Ubisoft'un bütün oyunları güzeldir yalnız bu oyunda bir farklılık var ASC 2-3 serisini bitirdim içinde Osmanlı geçen seri de dahil galata kulesine tırmandım aşağıya atladım online versiyonunu oynadım ps3 de ama oyunu oynarken çok kaptırıyorum özellikle görevleri yaptıktan sonraki damlarda yürürken oyunun içine girer gibi oluyorum özellikle sesler çocuk sesleri mırıldanmalar alt sesler beni o kadar çok etkiliyor ki ürküyorum oyunun atmosferinden bu ürkme çok zor tarif edilir özellikle web sayfası falan yaparken açık kalıyor bazen yada oyunun içinde bir kaç saat takılıyorsam tuhaf hissettiriyor sanki o ortamları biliyormuşum gibi bu his şey gibi hani bir kiliseye girdiğimizde ortamdaki ağaç kokusu ve atmosfer biz Müslümanlara bir tuhaf gelir ya onun gibi bir şey anlatamıyorum çünkü ortamlar beynime bilinçaltımın derinliklerine saklanmış açmak için bunu anlattığım kişilerin de yaşamış olması gerekli.
öncelikle pirates! seven bünyelere ilaç gibi gelen, atmosfer olsun, karakterler olsun hemen hemen her konuda çok başarılı bir yapım.

1715 senesinde karayiplerde bir korsan (ve tabii ki assassin) olarak başlıyorsunuz ve oyun size bu sihirli 18. yy dünyasını kusursuz bir atmosfere ince ince yedirerek harika bir şekilde sunuyor.

ancak çok çok büyük bir eksikliği var ki, bu da optimizasyonu.

her ayarı en yükseğe çektiğinizde battlefield 1'i bile ultra ayarlarda oynatabilen i7 7700hq işlemcili, 16 GB ram'li, gtx 950m ekran kartlı laptop, 19 fps'yi geçmiyor.

Ve kendisinin çıkış tarihi 2012 ekim.

bunu görmezden gelir ve bazı ayarları medium-high seviyesine düşürürseniz (özellikle aa ve soft shadows) oyun ancak kendine geliyor.

şu optimizasyonu bir türlü beceremedin ibne ubisoft. Sana laflar hazırladım.
serinin 6. oyunudur. diğer 5 oyun gibi güzeldir ve soluksuz oynanacaktır.
bu oyunun her zaman bende yeri ayrı ,ac 2 bile umrumda değil
serinin sağlam bir fanı olarak, sıcak sıcak bitirdiğim oyun.

şimdi elimden geldiğince oyun hakkında izlenimlerimi yazacağım. buradan sonra yazacaklarım oyunu oynamamış kimseler için oyun heyecanını azaltacak detaylara sahip olabilir. lütfen okumayınız, okuduysanız sövmeyiniz.

--spoiler--

öncelikle, sevgili ac fanları, şimdi size edward'ı içerecek sonraki oyunda, oyunun kesin olarak geçeceği yeri açıklıyorum. 18 yy. ingilteresine hazır olun.

başlangıç olarak hikaye konusunda eksik gördüğüm ya da güzel bulduğum noktalardan bahsedeceğim.

karakterimiz, bir korsan, hayatı sefalet içinde geçmiş ama soylu bir hatunu doğal çekiciliği ile etkilemiş, zenginlik ve şöhret isteyen, kanı denize çeken hırslı bir genç adam.

karakter bize yeşilçamdan çok tanıdık gelse de, şöyle bir farkı mevcut; adam kesinlikle ssksı olan, sabah 8 akşam 5 bir denizci olmak istemiyor, devlette çalışarak istediği yere gelemeyeceğinin farkında. bu yüzden kısa yoldan zengin olmak adına kendini korsanlığa veriyor.

şunu söylemeliyim ki, bunun bir giriş oyunu olduğu çok açık, ac 1, ac 2, acb , acr ve ac3'le beraber bu hikayenin bir kısmı kapanmış, çünkü oyun adeta lostun ilk 2 sezonu gibi, sürekli yeni sorular ve mevzular var. giriş olduğu konusuna ise şuradan kanaat getirdim, sondan bir önceki sequence'e kadar,karakter asasin değil, asasinleri tanıyan, ama onlarla birlik olmamış ama aynı yolda giden bir karakter. para hırsı ve yaptığı bir yanlış yüzünden asasinlerle işbirliği yapan, nispeten sıradan bir korsan.

o yüzden oyun boyunca kafanızda şu soru olabilir benim gibi? " ne sikime giyiyorum ben bu asasin kıyafetlerini".

oyun malesef 2 oyundan oluşuyor gibi asasin kırid ve korsancılık, main quest çok kısa, denizlerde gezme olayı bir süre sonra sıkmaya başlıyor. sürekli kafanızda aynı şey çınlıyor, " ben asasin kırid oynuyorum, asasin olmayan bir karakterle, asasinlerle alakasız bir yere doğru gemide seyrediyorum, ne yapıyorum amk ben?"

bu soruyu ne kadar az sorarsanız, o kadar keyifli bir oyun oynarsınız.

şehir olarak sadece havanadan keyif aldım, oyunun müziklerini genel olarak beğendim. gerçekten bu oyunda şehir olmayınca bir eksiklik oluyor. bize yüksek bina lazım. minareye de razıyız *

oyun içi serpiştirilmiş bilgiler, great minds muhabbeti, tarihten bir çok imge olması kesinlikle çok güzel, tarihsel doygunluğu ac3 zerre sağlayamamıştı, bu eh dedirtti.

senaryo içerisinde şu sage olayına kafam tam basmadı, sanırım juno'nun kocası, ama neden ölüp ölüp diriliyor, ya da nasıl yeni bedene geliyor, onları çözemedim.

sticky notes sikini toplarsanız, bi artifact fotosu çıkıyor, hadi bakalım dedirtiyor. o notlarda şöyle bir bilgi var eğer yanlış çevirmediysem " sizi biz yarattığımız için, genlerinizde bizim icatlarımızı tekrar yaratacak bilgi saklı, gelişen teknolojiniz bizi uyandıracak güce ulaşacak" gibi bir şey vardı, güzel bence.

oyun, deniz savaşları dışında çok kolay. dövüşler, askerler vs hepsi cidden kolay, ama minimapi beğenmedim, çokça haritada gözükmeyen askerlerden dolayı detected oldum. çok az görev direkt stealth istiyor, kalanında kıyma makinası gibi oynayabilirsiniz ( stealth yapmak sadece zamanınızı çalıyor) dövüşler uzun gelirse, smoke bomb- sword kombosu ile tek bar can kaybetmeden sağ kalabilirsiniz.

çeşit çeşit silah var , pistol, hidden blade, fist, sword, rope dart ( çok az kullanıyorsunuz ), smoke bomb, tüftüf ( uyku ve delirtme oku atan ). bir asasin için bu kadar çeşitlilik bence yeterli. ama kılıç ve pistol çeşitleri çok az, çok çok çok az ! özellikle şöyle bir sorun var, aynı sıkıntı 3'te de vardı, silahların hepsi en başta açık. yani en güçlü kılıcı gidip parasını biriktirip alabiliyorsunuz daha seq 1'de. bu bence güzel değil, 2 serisinde nasıl seq geçtikçe açılıyordu, mecbur item değiştiriyordunuz, olmamış.

zırh olayı geri gelmiş gibi, ama tam da değil. mesela bi templar armor bir de mayan armor var, önceki oyunlardaki altair armor benzeri, ama kıyafetlerde hood yok ! sadece orjinal kıyafette karakterin kapişonu var, kalan tüm kıyafetlerde başı açık ! benim türbanlı asasinlerimin üstüne işediler diye bağırsa tayyip, haklı.

templar armor, kılıçlardan vb az damage almanızı sağlıyor, mayan armor ise mermileri damage almadan sektiriyor. parayla alınan kıyafetler de var sanırım, mesela diplomat kostümünde az ilgi çeker yazıyor.yine aynı soru : " biz ne sikim asasiniz, templar armor nedir"

minerva temple'dan çıkmış ama, sanırım hala geri dönecek gücü yok. oyun sonu bize saldıran herif sanırım bu minervanın kocası olan manyaktı. öldü gene, amk evladı, sinirlendim ona.

sırada nasıl bir oyun ve setting var bilmiyorum, günümüze yakın bir oyun olmayacak demişlerdi, 1. dünya savaşı ve rusya işi yaş gibi. kendini animusa bağlayan abla yüzünden acaba 2. dünya savaşı mı olur dedim bir ara, sanırım o da yaş.

edwardı içerecek sonraki oyun kesinlikle ingilterede geçecek, bundan artık eminiz, oyun sonu sinematiğinde kızı 20'li yaşlara gelmişti, 8 9 yaşında da yanına almış gibiydi. haytham'da 6 yaşlarındaydı, demek ki edward'ın 6 7 senelik bir öyküsü var daha anlatılmayan. connor'un devamını anlatmamışlardı, edward'ı anlatırlar gibi geliyor.

bu arada, oyunun içinde bir duvarda assassin's creed : rising phoenix posteri var, demek ki böyle bir oyun çıkacak.

oyun içinde forumlarda tartışılan her tarih dönemi hakkında bilgi var, feodal japonyadan tutun fransız devrimine, mısırlılardan romalılara kadar. içimden bir ses, fransız devrimi diyor. yaşı tutuyorsa, connor'u templar ile yüzleşmeye avrupaya gönderebilirler. yeni bir asasin olması ihtimali daha yüksek ama. yine de connor'un devam öyküsünü istiyorum.

aklıma gelmişken, 3. oyunda connor'un onlarca öldürme animasyonu vardı, bunda çok az var, neden aldılar bu yeniliği bilemem.

son olarak, ubisoft geliştirdiği motoru ve deniz savaşı oyununu, oyuncuya yeterince verdi. ha bir de ara not, oyunun içinde kaybolan olvier karakterinin kaybolduğu yer chicago, watch dogs oyunu sizce nerede geçiyor? * ubisoft insanların ne istediğini artık biliyor, bina, şehir, tarih, mantıklı bir asasin. deniz savaşı olayını bitirdiklerini düşünüyorum, umarım haklı çıkarım.

öeah notu : oyunda, abstergonun diğer asasinler hakkında hazırladığı incelemeler var, izlemeden bitirmeyin. connor'u biraz daha sevdirebilir size. ubi de farkında sığır yarattığının *

--spoiler--

uzun oldu biraz ama, daha da yazabilirdim. oyun hakkında bilgi alışverişi için dürtebilirsiniz.
Ubisoft'un artık suyunu çıkarttığı assasin's creed serisinin yeni oyunu.
Tamamoyun güzel, konu şahane de bir yere kadar da abi. Ateşli silahların ciddi anlamda çıkışı bu seriye bence yakışmadı. Oyunu güzel kılan hassan sabbah, rönesans dönemiydi. iyice abartıp konunun buralara gelmesini kimse beklemiyordu açıkcası.
Koca dünya tarihini işleyen assasin's creed yanlış bilmiyorsam fransız ihtilalini işlemedi. Fransız firma olan ubisoft'un bu konuyu atlaması bence oldukça ironik.

Edit:yazım hatası giderildildi.

edit: Ağır eleştirmişim gibi * Videolar falan güzel bir oyun olacak gibi gösteriyor oyunu ama bakacağız.

yine edit: Gameplay videosuna baktım da, karayip havası gerçekten yaşanıyor oyunda. hazine haritaları, tayfa falan çok iyi düşünülmüş şeyler olmuş. Bunları assassin konsepti ile çok güzel yoğurmuşlar.
Eleştirdiğim ateşli silahlar muhabbeti sanırım bu oyunda 3 kadar fazla çıkmaması yada dönem itibari ile çıkmayacağı göz önünde bulundurulursa güzel biçimde devam edecek gibi. Umarım ayarlar kısmındaki seçenekler ac2 'deki gibi olur. Yani haritada yer seçerken ne güzel boşluk tuşu ile koyabiliyorduk şimdi ise enter yapmışlar o tuşu. Ya oyunun en ufak bir noktasında enter kullanılmıyor ama boşluk her an elinin altında. Brotherhood'dan beri aynı umarım düzelir.

Kişisel görüşüm AC2'den iyi olamaz ancak AC2-Brotherhood arasında bir seviyede olacaktır diye tahmin ediyorum.

Video: http://www.youtube.com/watch?v=qXoTlcrD0Yc

Ayrıca

Desmond'un yerine geçecek kişi için spoilerimsi;

--spoilerımsı bir şey--
Desmond miles'ın ölmesiyle herkesin kafasında aynı soru ; Edward Kenway'in anılarını kim canlandıracak. Bana aşırı saçma gelen bir nokta burası. Bu anıları canlandıran kişi biz olacakmışız. Oyunda biz abstergo'da çalışan bir eleman olacakmışız ve oyunun gizemlerini çözeilmek için odalara girip materyallere ulaşacakmışız. Birinci kişi gözünden. Hepimiz assassin'iz kampanyası falan filan. Hadi şu olsa anlarım, Lucy gibi* ajanvari birşey olup abstergo'da olsak anlaşılırda bu alabildiğine saçma. Ben bir 18. denek bekliyordum veya bu desmond'ın babasını koltuğa bekliyordum ama yok bizmişiz. Abstergo'da çalışıyorsak ve dediklerim olmayacaksa bu babayı, shawn'ı rebecca'yı buruşturup atmak anlamına geliyor. Eee onlar nereye gitti? ne yapacak? babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi? gibi sorular hala muamma.
--spoilerımsı bir şey--
muhtemelen oynamayacağım oyundur. hiçbiri ezio'nun yerini tutamadı, o atmosferi ac3'te bulamadım şahsen. ayrıca silah icat oldu mertlik bozuldu ulan madem öyle oturur battlefield 3 falan oynarım assassin olucaz diye oynuyoruz bunu biz.

özet: kaliteyi düşürüyorsun ubisoft, yakışmıyor.
Hala Edward Kenway in nasıl assassins gibi atlayıp zıplayıp onlar gibi dövüşebildiğini düşünüp dururum.
Oyun ayarlarında Dancadan tutun Arapçaya kadar altyazı seçeneği var ancak Türkçe altyazı yok. Tamam Türkçe dublaj zor ondan vazgeçtik bari altyazısını koydurun ya. Dünyada en çok konuşulan dillerden birisi Türkçe ama bu basiretsizliğimiz nereden geliyor anlamış değilim.
(bkz: o gemi gelir mi)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar