bugün

anne ve/veya babasız buyumek (kendilerinin yanınızda olması değil asıl rolleriyle yanınızda olması önemli) bir de tacizdir. travmalar da sayılır gerçi.
Gay misin olum sen diye sorulmasidir.
öpeyim de geçsin çocuk, içindeki kanayan yaraların uçları; ağıtların ilmek ilmek olan uzuvları.
ağlayıp da anlatma çocuk, bilirim üzüntünün hevasını; bir öpücüğün nelere bedel sanıldığını...

en çok da yalnızlığına kondurulsun istersin öpücükleri, benimsemek istemezsin ya terk edilişleri... o yüzden kabullenirsin can katılmış sanılan serzenişleri...
çok debelenme çocuk, merhamet sahibi her biri öper senin korkularının yalnızlıklarını; bir anne olur çıkmaz sokak ardışıkları, bir gün doğdurur kelebek ömürlü sözcüklerin devaları.

dur, kıpırdanma çocuk; öpeyim de geçiversin, zamanın içinde açacak yaraların izleri.
çok sızlanma da, devşiriverelim isyanın sergüzeştlerini.

bir öpücük o yana, bir öpücük bu yana, sana sunulan en samimi hislerin insanlığında, en sıcak sarmallığında...
Onulmaz yaralardır. Çocukluk dönemi çok kritik ve sağlıklı geçmesi gereken bir dönem... Çok dikkat etmek gerekiyor. Birçok sorunun kaynağı çocukluga dayanır.
(bkz: Akülü araba)

Küçükken çok istemiştim, şerefsiz 1 tur bindirmedi.
görsel

Hala vitrinlerde veya sokakta görünce durup bakarım.

Beybi!
su çiçegi izimdir. onu sevmekten başka çarem yok. canım su çiçeği izim. kalp.
Babanin anneye ve sana kotu davranmasi.
Sevmektir çocukken bir güzel severdik ilk o zaman kanadık kan ağladık ilk o zaman büyüdüğümüzün farkına vardık ve hiç geçmeyecek ama yinede kabuk bağladık.
90'lı yıllar... o yıllarda kış, kışlığını yapar ve deli gibi kar yağdırırdı. üstüne bir de don yapar, sokakları girilmez ya da çıkılmaz hale getirirdi. yine böyle bir kışta, komşunun arabası sokaktan çıkamamış ve üç beş kişi aracı arkadan ittirmek suretiyle kurtarmaya çalışıyordu. ben de sırt ve beslenme çantamı almış, okula gitmek için otobüs durağına doğru yürürken, çocuksu kemiklerime ve kas yapıma aldırış etmeksizin destek çıkmak istemi ile üstüme yük olan ne varsa bir kenara savurup, dişlerimi sıka sıka arka tampona abanmıştım. çok mühim bir olaya, çok mühim bir destekleme yaptığımı zannediyordum ki, şöyle bir şey işittim:

"ittir ittir, farenin bokunun bile faydası olur!"

geldim 33 yaşıma, bu sözü halen daha unutmam. özellikle o dönemlerde çocuklar bir birey olarak kabul edilmez, hakir görülürdü. eziklenirdi yani. işte o eziklenme bende ağır travmadır. çocuk da olsa bir erkeğe böyle şeyler söylenmemeli. hele ki, niyeti yardım etmek ise.
kavga gürültü, dışlanma, çocuksun diye ciddiye alınmama, fikirlerinin saçma görülmesi vs.
iyileştirme işini bıraktım, yaramın yerini unuttum.