bugün

iyileştirme işini bıraktım, yaramın yerini unuttum.
kavga gürültü, dışlanma, çocuksun diye ciddiye alınmama, fikirlerinin saçma görülmesi vs.
90'lı yıllar... o yıllarda kış, kışlığını yapar ve deli gibi kar yağdırırdı. üstüne bir de don yapar, sokakları girilmez ya da çıkılmaz hale getirirdi. yine böyle bir kışta, komşunun arabası sokaktan çıkamamış ve üç beş kişi aracı arkadan ittirmek suretiyle kurtarmaya çalışıyordu. ben de sırt ve beslenme çantamı almış, okula gitmek için otobüs durağına doğru yürürken, çocuksu kemiklerime ve kas yapıma aldırış etmeksizin destek çıkmak istemi ile üstüme yük olan ne varsa bir kenara savurup, dişlerimi sıka sıka arka tampona abanmıştım. çok mühim bir olaya, çok mühim bir destekleme yaptığımı zannediyordum ki, şöyle bir şey işittim:

"ittir ittir, farenin bokunun bile faydası olur!"

geldim 33 yaşıma, bu sözü halen daha unutmam. özellikle o dönemlerde çocuklar bir birey olarak kabul edilmez, hakir görülürdü. eziklenirdi yani. işte o eziklenme bende ağır travmadır. çocuk da olsa bir erkeğe böyle şeyler söylenmemeli. hele ki, niyeti yardım etmek ise.
Sevmektir çocukken bir güzel severdik ilk o zaman kanadık kan ağladık ilk o zaman büyüdüğümüzün farkına vardık ve hiç geçmeyecek ama yinede kabuk bağladık.
Babanin anneye ve sana kotu davranmasi.
su çiçegi izimdir. onu sevmekten başka çarem yok. canım su çiçeği izim. kalp.
(bkz: Akülü araba)

Küçükken çok istemiştim, şerefsiz 1 tur bindirmedi.
görsel

Hala vitrinlerde veya sokakta görünce durup bakarım.

Beybi!
Onulmaz yaralardır. Çocukluk dönemi çok kritik ve sağlıklı geçmesi gereken bir dönem... Çok dikkat etmek gerekiyor. Birçok sorunun kaynağı çocukluga dayanır.
öpeyim de geçsin çocuk, içindeki kanayan yaraların uçları; ağıtların ilmek ilmek olan uzuvları.
ağlayıp da anlatma çocuk, bilirim üzüntünün hevasını; bir öpücüğün nelere bedel sanıldığını...

en çok da yalnızlığına kondurulsun istersin öpücükleri, benimsemek istemezsin ya terk edilişleri... o yüzden kabullenirsin can katılmış sanılan serzenişleri...
çok debelenme çocuk, merhamet sahibi her biri öper senin korkularının yalnızlıklarını; bir anne olur çıkmaz sokak ardışıkları, bir gün doğdurur kelebek ömürlü sözcüklerin devaları.

dur, kıpırdanma çocuk; öpeyim de geçiversin, zamanın içinde açacak yaraların izleri.
çok sızlanma da, devşiriverelim isyanın sergüzeştlerini.

bir öpücük o yana, bir öpücük bu yana, sana sunulan en samimi hislerin insanlığında, en sıcak sarmallığında...
Gay misin olum sen diye sorulmasidir.
anne ve/veya babasız buyumek (kendilerinin yanınızda olması değil asıl rolleriyle yanınızda olması önemli) bir de tacizdir. travmalar da sayılır gerçi.
7-8 yaşlarındayken kuzenim ve arkadaşlarımla 9 taş oynuyorduk. yağmur başlamış ve sokaktaki çukurlar suyla dolmaya başlamıştı. oyuna kendimi kaptırmışken kuzenim elindeki topu bana doğru fırlattı. top ben koşarken bacaklarımın arasına geldi ve ben dengemi kaybedip içi su dolu çukura düştüm. berbat olan üstümemi üzülsem şu an bile izi kalan dizimde ki yarayamı üzülsem bilemedim. bu da böyle bir anı işte sözlük.
Yanında anne baba olmadan büyümek. Asla telafi edilemez ve iyileşmez.
5 yaşında düşüp dudağımın kenarını derin bir şekilde yarmıştım, hatta annem sırf kan dursun diye parmağına peçete sarıp içine sokmuştu,o kadar derindi yani. Hayvan oğlu hayvan nasıl diktiyse 22 yaşında bile ilk gün ki gibi duruyor. He bir de komik olan o kocaman dikişli yerin en yakın arkadaşım tarafından 10 sene sonra fark edilmesi, kör işte ne olacak.
asla iyileşmez.
cinsel istismardır. Bi çiziğin ne önemi varki?
Taciz. 10 yaşından bu yana karanlıktan korkma ve erkeklere temkinli yaklaşma sebebim.
taciz. ömür boyu unutmaz, yaraları asla iyileşmez.
ilkoklulda gruplar olur ya.Bazılar diğerlerine çatar.işte o gruptan biri kendi hainde olan bana çatardı.Arka sıramda oturup kafama vurdu bi kere.Ses çıkarıncada diğerlerini çağıracaklarını bildiğimden ses çıkaramamıştım.O da birkaç defa daha vurmuştu.Bak şimdi yanımda olsa ağız burun dalarım.
elm sokağı kabusu filmini yanlışlıkla izlememden kaynaklanan korkularım olmuştu. akşamları cama bakamıyordum freddy bıçaklı ellerini sallayacak diye. bayağı etkilemişti o film. *
arkadaşın ölmesi. küçücük bünyelerde şok etkisi yaratmıştır.
yara açtığını sanmamakla beraber, her mahallede olan o çocuk tacizcilerinden bir tanesi. her hatırlandığında itina ile sövülür.
bir de babanın aşırı alkolü hallerinde olanlar. sanırım bunlar yara.
babaannemin babamı öldürmeye yeltenmesi ve annemin elindeki bıçağı almak isterken elinin kesilmesi , abimle benimde korkudan camdan kaçmamız.
not: yüksek zeka içerir.

uçurtmayı havalandırmak için kafamı kaldırma tenezzülünü bulundurmadan toprak sahada koşarken, uçurtma ipinin elektrik tellerine takılıp vücudumun 270 derece dönmesi ile birlikte dengemin bozulması ve 720 derece toprak sahada yuvarlanmam üzerine; o sırada dizime girmiş ki olan taş çok derin bir yaradır. mayemi sahillerindeki cıbıldak losencılıslıları bu yaramla yanıma çekmişliğim vardır.
sizi çocuğu gibi değil de askeri gibi yetiştiren mükemmel bir baba .