"aldatır seni arkadaş..." diye nasihat tadında başlayan, eski bir neşe karaböcek şarkısı.
gerçekten aldatır arkadaş. küçük yaşlarda arkadaş çok önemlidir. sonra gün gelir, sadece konuşabileceğin insanlar haline gelirler. değerleri sandığın kadar değildir. tek bi söylediği söz eskisi kadar kırmaz seni, aman der işine devam edersin. hayat daha güzel be dostlar, daha bi daha bi güzel. bırakın onu bunu, amaçlar edinin. insanlar gider yine siz ve amaçlarınız kalır hayatta.
arkadaş eğer dostluğa kayarsa bunun anlamı farklıdır herşeyi beraber olur en nihayetinde beraber yer, içer, eğlenir, sarhoş olur, saçmalar ,ağlarsınız bile. en kötü tarafınızdan tutun da en söylenmeyecek sırrınıza kadar paylaşırsınız. dostluğun kötü tarafları vardır şüphesiz, şüphe duymazsınız mesela kırılma noktasıyla ayrılık vuku bulunca zamanınıza acırsınız, değmezmiş değmezmiş ulan!
gelelim kırılma noktasına... önemli olan kişi tahlilidir, ne kadar pragmatik olsa bile göz ardı edersiniz. bunun bilinçle alakası yok tam tersi saklar kendisini dost, ya da siz fazla düşkünsünüzdür. bir "zaman" gelir "zaman ayıramam buna" der. dikkatt! değişir ya da siz ahmaksınızdır. eskisi gibi paylaşmaz... ekmeği, suyu veya içkisi değildir bu, en değerlisi, en pahalısı ve geri gelmeyendir. o dakikadan sonra dostunuzla geçirdiğiniz bütün "zamanı" gözünüzden geçirmeniz gerekir. nerde hata yaptım diye ne oldu diye ama cevap yoktur. ben söyleyeyim sözlük cevap ilk tanıştığınız andır. arkadaş "arkadaş olarak kalmalı" demiyorum ama arkadaşınızı iyi seçin dostunuzun ise vuracağı "zamanı" bekleyin. sosyopatlık vesselam. zaman değerlidir..
Bir yilmaz guney filmidir. Lisede arkadaslarla cikarmaya calistigimiz derginin adidir da.. ismi cok komunist bulunup izin verilmemisti. Simdi bakiyorum da pek komunist bir havasi yok ama hala yilmaz guney filminin adi. Ne olurdu yilmaz guney de az fasist olaydi! Cikmadi dergi onun yuzunden, cikamadi..
2 gün sonra ayrılacağım ondan ve gerçekten bu yaşta bile o hüznü kabullenemiyorum .
içkimizi yudumlarken iğrenç espriler yapıp güldüğümüz zamanları çok özleyeceğim mesela . Tunalı Hilmi'de aylak aylak gezmelerimiZi , her hafta gittiğimiz Kartal yuvasını , izlediğimiz Beşiktaş maçlarını , sürekli saçlarımla dalga geçmesini ve daha bir sürü şeyi .Bir daha aynı şehirlerde yaşayabilir miyiz hiç bilmiyorum , zaten en çok bu üzüyor .
Bir erkek ve bir kadın ancak bu kadar güzel arkadaş olabilirdi...
her arkadaş ilişkisinde her zaman bir taraf daha ciddi bir taraf ise daha nasıl söylesem rahattır(güleç, kafasına bir şey takmayan, bazen ezilen).
o rahat olanın söylediği şey bazen hiç dinlenilmez. hep o lider olan arkadaşa uyulur. ama o ikinci arkadaş ise birinci arkadaşa karşısındakinin ona verdiği değerden daha fazla değer verir.
sizden istediğim tek şey ise o ikinci arkadaşa biraz daha değer verin.
o sizin hep iyiliğinizi ister. sizi hiçbir zaman satmaz. onun değerini bilin.
Beklentilerin ölçüsünde gerçek yüzlerini gösteren varlıklar,
bu dünyada hepimiz benciliz, arkadaş seçerken bile istemli ya da istemsiz kendi iyiliğimizi düşünürüz,
onların sorunlarını çözmeye çalısırken bile vardır o içimizdeki menfaat duygusu,
bir nevi kazan kazan ilişkisidir arkadaşlık, mutualist iki bakteri gibisinizdir arkadaşlarınızla,
ama ne zamanki verdiğinizden fazlasını isterseniz o zaman menfaatinden arkadaşlık sallantıya girer.
bunun için arkadaş seçerken, kişi seçiminden sonra ikinci önemli nokta beklentileri doğru ayarlamaktır.
Zira karşıdakinden beklentileri arttırdığınız anda arkadaşlığınız sallantıya girer hatta ondan nefret edebilirsiniz.
Çünkü sonuçta karşı tarafta kendi menfaatinden başka bir şey düşünmemektedir.
Aslında kimse arkadaşını sevmez. Salt ona mecbur olduğu için, yalnız kalınca canı sıkıldığı için arkadaşını seviyormuş gibi yapar. Dünya başka türlü akmaz. Sevmek en büyük egodur. insanoğlu salt kendisini sever. Başka bir sevgi yoktur. Kendini dahi sevmeyen insanlar tanıdım. Ama bunu komple yapacaklarını sanmıyorum. Baştan sona olamaz. Sevgi bölük pörçük bir histir. Öfke ile anlaşamaz.
Herkes buna karşı çıkacaktır fakat hepimizin içinden geçenlerin özeti budur aslında. iç ses yalan söylemez. işimize geldiği gibi bir kavramdır arkadaşlık. Onlarla da onlarsız da olmaz. Fakat napıyoruz çaktırmıyoruz. Kendi fikrimizle çelişeni yalıyoruz en son. Kanka hukuku bunu gerektirir.
Dostla karıştırılan ikili ilişki biçimi. Dostunuz sizi eleştirir yeri geldiğinde ama satmaz, dar Gününüzde yaninizdadir, dedikodunuzu yapmaz, başkalarına laf soyletmez hakkınızda hem vefakar hem cefakardir dostlar. Arkadaşlarin arasından seçilir dost dediğin.
ne çok söylerdik bu şarkıyı etüt akşamlarında lisede yurttayken. geleceğe dair hayaller kurardık. ölene kadar görüşeceğimize yeminler ederdik. unutmayacaktık hiçbirimiz birbirimizi.