antik yunan döneminin rejimi. aristokrasi terimi ilk kez atina kent devletinde kullanılmıştır.
atinalılara göre ülke ve ordu en iyiler ve en eğitimliler tarafından yönetilmeliydi.
aristokrat demokraside yöneticinin belirlenmesi konusundaki tercih hakkı belirli bir sosyokültürel seviyeye ulaşmış ve eğitim almış kitleye aitti.
özellikle maddi güce bağlı değildi.
sanıldığı gibi aristokratlık ille soydan gelir, maddiyat gerektirir değil; gayet eğitim ve sosyokültürel bilinç seviyesine bağlı bir aristokrasi fikri de geçmişte ortaya atılmıştı.
aristokratlığın soydan geldiğini savunanlar olduğu gibi belirli bir eğitim seviyesine bağlı olduğunu düşünenler de olmuştur.
eğitim seviyesine bağlı aristokrasi sempatik geliyor şahsen.
Osmanlı yüzünden ülkemizde olmadığı için gelişemiyoruz. Her yer şark kurnazı kaynıyor. Günü kurtarma derdindeki bu çakallarla da uzun vadeli gelişim sağlanamıyor. Halbuki sonradan görmeler değil de soylu asilzadeler yönetimde etkili olsa, kendi ceplerini değil sadece ülkenin menfaatini düşünürlerdi.
Aristokratların ingiltere'de ve kıta avrupada yerleşim ve yönetime müdahale etmeleri hususlarında farklılıkları vardır. Avrupada aristokrat aileler şehir içinde yaşar ve kentin yönetiminde etkilidir. ingilterede ise şehir dışında düz bir ovada yaşarlar ve zanaat sınıfıyla aralarındaki çıkar savaşından dolayı kral bazen Aristokratları bazende lonca sınıfını yanına alır.
çok çirkinim, yönetim biçimlerini düşünüp en iyisini bunun olacağına karar verdim. öyle çirkinim ki kızlarla harcayamadığım vakti buna ayırdım. bana güveninin, yalnız insanlar derin düşünürler.
Tarihi planda yönetici görevlere sahip askeri bir sınıf bulundurmamış ülkelerde ise aristokrasi daha farklı temellere oturur. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde kişinin atalarının ilk göçmenlerden olması anlamında kullanılabilir.
Eğer iyi bir yönetim biçimi olsaydı sokratese idam cezası vermezlerdi. Ayrıca o dönemde yunan uygarlığı özgürlük anlamında gayet iyiydi fakat zenginler istedikleri gibi paralarıyla mahkemeyi satın alıyorlardı.
Oyle tarlayi taparı satinca veya çakma çukma ihalelerle kazanilan parayla kazanilamayandir. insanin icindedir. Sen ne yaparsan yap sonradan olma zenginlik at sikine konmus kelebek gibidir boyle cakmalarin uzerinde.
iktidarın, ayrıcalıklı ve genellikle soylu bir sınıfın elinde bulunduğu yönetim ya da devlet biçimi. Aristokrasi, eski Yunancada en iyilerin yönetimi anlamına gelirdi. Yunanlılarda önceleri doğuştan soyluluk, yani askerlikten toprak sahipliğine geçen geni sınıfının soyluluğu söz konusuydu. Uygarlığın gelişmesiyle aristokrasi, gücünü toprak zenginliğinden çok, paradan almaya başladı. Yunan devlet yönetimi felsefesinde aristokrasi, insan olgunluğu ülküsüne en çok yaklaşan kişilerin kurduğu bir yönetim biçimi olarak kabul edilirdi. En iyi hükümet biçiminin ne olduğu konusunda bir tartışma geliştiren Aristoteles, aristokrasi ve demokrasinin birleştirildiği bir yönetim biçimini önermiştir. Thomas Aquinas, Machiavelli ve Aristoteles sonrası düşünürler de bu görüşü paylaşmışlardır. Günümüzde, doğuştan soyluluk anlamındaki aristokratlığın geçerliliği kalmamışsa da, seçkin ve aydın bir kesimin aristokratlığı hâlâ söz konusudur.
günümüzde para kazanmayı bilmeden para harcayabilmedir. bu kişilere de aristokrat denilir. aristo - kro kelimeleri birleşmiş ve kro aristo'yu oluşturmuştur. çakma aristo'da denilebilir.
avrupa'nın aksine türkiye'de osmanlı'nın etkisiyle oluşmamış sınıftır. türkiye'den batıya gidildikçe ise aristokrat sınıfın varlığı artmakta ve toplum üzerindeki ağırlığı hissedilmektedir. genel itibariyle burjuva sınıfı ile karıştırılmakla birlikte tam anlamıyla aristokrasiden payını almış bir aile ülke için ciddi bir değerdir.
ilk olarak antik Yunan'da orduyu yöneten insanların ülkeyi yönetmeleri anlamında kullanılmıştır. Zamanlada, özellikle Ortaçağda toprak sahibi, kendi ordularınsa sahip "soylu"ların yönetimine verilen isim haline gelmiştir. Kısacası doğuştan gelen özelliklere sahip insanların ülkeyi yönetmesidir.