kayma kurallarına uymayan asi yurdum insanının muhakkak kolunu bacağını yaraladığı eğlence mekanıdır. level atlayıp ağzını burnunu kıranlara ev sahipliği yaparlar. hayır arkadaşım kafa önde kayaktan kaymak nedir ya. alt tarafı 1.5 metre derinliğe düşeceksin. okyanusa dökülmüyor ki bu su.
yaz sıcağına tek alternatif. *
dolambaçlı kaydırağın ortasında mahsur kalmak, tünel şeklindeki kaydırakta tüm kolu bacağı morartmak gibi birçok rezillik de yaşanabilir. dikkatli olmak lazım.
çok severim çook çok. otelin birinde bir aquapark vardı, kaydırağın birisi tüm otelin binalarını sıra sıra dolaşıyordu, metrelerce yani. kaydıraktan kaymaya başlayınca dakikalar sonra ancak havuza ulaşıyordunuz, üstü şeffaf bir malzemeyle kapatılmış, kayarken heryeri de izliyorsunuz. o kadar güzel ki vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz.
ha bir de dümdüz kaydıraktan koşarak inmeye çalışan, havuza takla atarak inmeye çalışan yurdum insanı var kafayı gözü dağıtan, onlar ayrı bir konu tabii.
Bu cumartesi için, bodrumda yeni açılan otuz beş bin metre kare üzerine kurulu diye övülen bir tanesine gitmeyi planladığım mekandır. Fakat sorun şu ki ben aquapark ları hiç sevmiyorum, gittiğim zaman sevdiklerime uyup beraber olmak adına gidiyorum. Her kaydıraktan birer kere kaysam maksimum 1 saat sürse sonra hemen canım sıkılıyo. Diğer bir alternatif tekne turu. Onu diğerine nazaran biraz daha severim, votka içip bir güzel sarhoş olunur ama onda da küçücük teknelerdeki 800milyon kişilik kalabalıktan bunalıyorum. Bir diğer ve en mantıklı alternatif ise harika koylardan plajlardan birine gidip güneşlenip bira içip sarhoş olunca denize atlamak. Denize yok efendim tuzlu da yok efendim kumlu da falan deyip havuzu tercih edenleri de anlamıyorum. En güzeli deniz. Doğal ve güzel.
Mecbur kalmadıkça tercih etmeyeceğim havuzlu ve kaydıraklı yazlık eğlence mekanlarıdır.