bugün

herkesin konuştuğu ve kimsenin dinlemediği toplumun kanayan ve kanayacak yarası.
olayı yada olayları kişinin anlayabileceği şekilde ifade edememek.
insanı çileden çıkartan olayların en başında gelenidir.
gerçekte düşündüğün, hissettiğin ve söylemek istediğinin dışında bir şeyin anlaşılmış olması halidir.
senin için önemli bir konu ve önemli bir insan söz konusu ise, anlaşılamamak derin bir çaresizlik duygusu yaratır. bahsedilen anlamama değil, yanlış anlamayı kapsayan anlaşılamama halidir.

iletişimde ve karşındakini anlamada aslolan dinleme ve anlayabilme çabasıdır. bu çabanın olmazsa olmazı, önyargılardan uzak ve gerektiğinde empati yaparak dinleme halidir.

iletişimde konuşma ve doğru sözcükler kadar mimikler ve beden dili de önemlidir. hatta ortam, tarafların o anki ruh halleri, geçmişte yaşanan diyaloglar ve birikimler hepsi ama hepsi anlaşma halinin içinde yer tutar böyle bakınca anlaşılamamak çok zor değildir. asıl zor olan anlaşılmaktır.

insan, bir çocuğu anlayabilmek için çocukluğuna dönebilir, o yaşlarda ne düşündüğünü ne hissettiğini hatırlayarak şimdiye köprü kurar ama bu tip bir köprünün imkansız olduğu durumlar vardır. kadın ve erkek olmak gibi..
kadınsan hiç erkek olmadığın için, erkeksen de hiç kadın olmadığın için, çok gerçekçi biçimde empati yapamazsın. hele kadın ve erkeğin zihinlerinin işleyiş biçimlerinin farklı olduğu, hayatı algılayışlarının farklı olduğu da düşünülecek olursa; kadın ve erkeğin birbirini sıklıkla anlamaması doğaldır, hoşgörülür..
ne diyelim,kim çözebilmiş ki bu meseleyi bizde çözelim...

düzeltme: haklısınız, hırsızın da kabahati var..
en çok anlaşılmaya ihtiyaıcnız oldugu zamanlarda sizi en iyi anlaması gereken kişinin sizi anlamamasıdır. çok acıdır. insanın psikolojisini altüst eder. hele bi de bi heves mutlu oldugunuzu sandıgınız anda böyle bi şok kabustur. işin kötü tarafı anlaşılamadıgınız için bu durumu düzeltemezsiniz. sadece size hayatın asla toz pembe olmadıgını hatta yakınından bile geçmediğini hatırlatır. hayattan bi kere daha sogutur.
aslında kendini anlamamaktan başlar her şey.kendini anlayamazsın bu yüzden kendini ifade edemezsin akabinde de anlaşılamazsın.
popüler olamayan yazar veya şairlerin en çok kullandığı kavramdır.
dünyanın en sinir bozucu durumu. kesinlikle öyle. anlaşılamamak... kimse kendini senin yerine koymazken, sen tarifsiz acılar çekersin. bir şey düşünürsün, etkilenmeyeceklerini bildiğin için söylemezsin bile. kimse seni anlamaz, dahası anlamak için bir çaba da göstermez. en kötüsü anladığını söyleyen ama aslında hiç anlamayandır.
Bir insana değilde duvara konuşma durumu..
semptomları vardır, sıkılıp bırakmak istediğinizde, çabalarınızın yan etkileri...
çabalarsınız, bir şeyler anlatmaya..
karşınızdaki anlamama duyularını açmış, sizinse birşeyler anlatmaya debelendiğiniz insana..
yok olmaz...içiniz ağrır.."bu beni anlar." dediğiniz insan, acıtır içinizi..
konuşmalarınız derinleşir, derinleştikçe uzaklaşırsınız karşınızdakinin aklından, beyninden, kalbinden..
kendinize ne kadar yakınsanız, karşıdakinden o kadar uzaklaşmışsınızdır artık..
gözleri hiç katmamak gerekir, çünkü onlar n'oluyor diyordur..
cesareti kırarlar daha çok...
yapılacak şey susmaktır ama aklınızda da açıklayabilme hırsı tutmuştur.. kafasını aklının dikine öyle gider...
ve bir açıklayamamanın daha sonuna gelmişsinizdir..
açıklayamama ve anlaşılamama...
şiddete başvuru nedenidir.
hayatım boyunca en büyük korkum bu olmuştur. "anlaşılamamak." insanı yiyip bitirir. karşındaki anlayamamanın verdiği triple konuşur sense hala derdini anlatmaya çabalarsın. her şey bir kibrit alevi kadar hızlı yanar ve çabuk söner. tartışılır, kavga edilir hatta. ama sonucunda büyük bir isteksizlik başlar o konuyla ilgili. aynı konu tekrarlanmak istenilmez. hatta ve hatta bir daha görüşmeye şevki bile kalmaz insanın. böyle saçmalıklar doğurur işte anlaşılamamak.
boğazınıza dizilmiş kelimelerdir. bazen bağıra bağıra anlatmaya çalıştığın şeyleri anlamak istemeyenlere öfkelenip ağlamaktır. yapabileceğin en iyi şey bu zannedersin. ki değildir. eğer konuştuğundan bir şey anlamıyorsa karşıdaki susmak gerekir kimi zaman. sessizlik en iyi cevaptır yerine göre. insanlar durup düşünmelidir onlara bu zamanı verip acaba ne düşünüyor nasıl bakıyor diye meraklanmalarını sağlamak yapılacak en iyi şeylerdendir. ki kimi zaman hiç bir sey fayda etmez anlaşılmaya amuda kalksan bile boştur herşey.
ÖNYARGILARLA SAVAŞTAN YENiK ÇIKMAKTIR.
sözlükte gayet açık ve net olmasına rağmen bazı entrylerin * ** anlaşılamaması ve anlaşılmayan entry konumuna gelmesidir.
anlasilamamanin gerekcesi/bahanesi yoktur.
anlatacaksin ulan kendini!

"ben aslinda oyle dememistim", "falanca kisi aslinda soyle demek istemisti" aciklamalari yapan siyasilerin de buradan agizlarina siciyorum.

saygilarimla,
stern
beni bir tek sen anladın onuda yanlış anladın? (bkz: hönk)
göt olmaktır afedersin. farkı yoktur.
çileden çıkaran durumdur. anlatırsın anlatırsın alakasız birşey sorar, susar yanlış anladın der baştan başlarsın anladınmı? gene bir soru. ama hiç alakasızdır. bidaha denersin büyük bir sabırla. gene mi olmadı? olmaz tabi. karşındakinin şartel kapalı, o aklındaki düşünceye yoğunlaşmış sen ne dersen de degişmeyecek nasıl olsa. küfret içinden. kısa ve net cevaplar ver. hemen uzaklaş oradan. birdahada asla muhattap olma böyleleriyle, sinirlenmekten başka hiçbirşey geçmeyecek nede olsa eline.

(bkz: test ettim onayladım) *
halet-i ruhiyemdir an itibariyle...
uzatmamak gerekir belki de.
(bkz: ayrılık)
(bkz: ergenlere karşı duyarlı olma resmi başlığı)
yanlış anlaşılmaya yeğ olan durum.
kendini ifade edememenin doğurduğu sonuçtur.
en son sinirden ağlayabilecek duruma gelebilirsiniz.
insanın başına gelen en sinir bozucu durum. bütün organlar sinirden yer değiştirebilir o an.
insanı yalnızlığa iter.