bugün

bireyin gelişen olaylara anlam veremediği zaman söylediği söz. anlamak fiilinin, birinci tekil şahıs, şimdiki zaman kipi ve olumsuzluk eki almış halidir aynı zamanda...

millet o kadar bağırıyor, imla kuralları diye. yahu eline mi yapışacak bir nokta koysan cümlenin sonuna?
veya bir boşluk bıraksan virgülden sonra, çok mu zor?

senin kadar zekisi yok değil mi? bir başlığı görünce senin ilk aklına gelen şeyi bir başkası düşünemez değil mi? o yüzden okumuyorsun değil mi o başlığa yazılanları?

en yaratıcı kişilik sensin değil mi bu kadar insanın içinde? en güzel başlıkları sen açabilirsin değil mi burada? bu kadar mal * o senin akıl edebildiğini düşünemez değil mi? adam koymuş oraya ara diye bir buton, niye kullanmıyorsun?

anlamıyorum...

(bkz: sözlük formatı)

not: sadece kişisel bir tepkidir...
not2: eminim bununla ilgili bir başlık mutlaka açılmıştır, başlık sayımın artması için ben de açmak istedim...*
anlamadığını gizlemeyecek kadar açık sözlü ve özgüveni olan bünyeden çıkan söz.
grup vitamin'in eğlenceli şarkılarından bir tanesi.*
anlamıyorum
ne konuştuğunuzu
anlamıyorum

trafigi mrafigi kafatasına takma
ağzını mağzını bozma sen onlara bakma
sağdan soldan kaldırımdan hiç fark etmez yürü git
erkekliğin lüzumu yok diye bağrını yakma
nedeni var nedeni yok hiç fark etmez
bu araba da buraya nah park etmez
delikanlı ayakları modasına uyduk
laga luga yapma yürü be koçum!
elleme sollama sallama dallama
darlanma boşalma patlama takma
dokunma dokundurma sürtünme sürtme
kalkınma kalkma baldır bacak yatma
dalga geçme kafa bulma el hareketi yapma
bu devirde çok sakat yanlış lukat yapma
oturma kalkma kalkındırma yapma
söylemesi zor ama tromoloji yapma
animasyon motivasyon ajitasyon atmasyon
türkçe konuş anlamıyom çok gücüme gidiyon
yabancı dil mi türkçe mi o da ayrı bir konu
düşündükçe taşındıkça komiğime gidiyon

konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
konuşuyoruz ama anlamıyoruz
konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
konuşuyoruz bom bom

kita kate kuta pata kıtı kıtı tak
hurrak tak abedük tık
hapi tıkı tıkı tıkı tıkı tıkırrr tak
hurrak hurrak tak tak tak
upudükü dükü dükü dükü tukurrak
hopdükü taktükü tiki tiki tak
abürtu tokurtu tokurtu tak tükü
de de de de de de de de de de de tak

elleme sollama sallama dallama
darlanma boşalma patlama takma
dokunma dokundurma sürtünme sürtme
kalkınma kalkma baldır bacak yatma
animasyon motivasyon ajitasyon atmasyon
türkçe konuş anlamiyom çok gücüme gidiyon
yubancı dil mi türkçe mi o da ayrı bir goni
düşündükçe taşındıkça komigime gidiyon

laluga dalavere hebelübe lübünüz
dara dori darttak darlanma dallama
hebe lübü hübülübü dürülülü hebelüp
tıramola kapa kola koka kola hebelüp

konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
konuşuyoruz ama anlamıyoruz
konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
konuşuyoruz bom bom

dalga geçme kafa bulma el hareketi yapma
bu devirde çok sakat yanlış lukat yapma
oturma kalkma kalkındırma yapma
söylemesi zor ama tromoloji yapma
nedeni var nedeni yok hiç fork etmez
bu araba da buraya nah pork etmez
delikanlı ayakları modasina uyduk
laga luga yapma yürü be goçum!

laluga dalavere hebelübe lübünüz
dara dori darttak darlanma dallama
hebe lübü hübülübü dürülülü hebelüp
tıramola kapa kola koka kola hebelüp

konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
konuşuyoruz ama anlamıyoruz
konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
konuşuyoruz bom bom
ufuk ercan ikilisinin de zikrettiği şarkı. o zamanlar türk pop müziği grup vitamin gibi esprili sözler üzerine müzik yapmak üzerine kuruluydu. tarkan'ın kıl oldum abi'sini düşünün. evet evet. tarkan da onlardandı. sonra evrimi başlatan nokta ne oldu bilen bana da söylesin.

şarkıda türkçenin bozulmasına karşı bir isyan vardı. tarih tekerrürden ibaret. bu şarkı tüm emo'lara gelsin. *
ben bunu anlamıyorum aga.

koyduğumun memleketinde her şey mi ters olur. oluyor. herkeste farkında ha. "ülkemiz bir buhran içinde ekonomik sıkıntı var şu var bu var" lakin her daim yatış. oturup kahvehaneye eleştiriye geldi mi mangalda kül bırakmayız. bunlar hep şerefsiz şunlar şu ötekiler pezevenk karşıdaki dini kullanıyor yanındaki atatürk ü vs vs. şeklinde yaftala babam yaftala. kendi çok şerefli ya(!) namus timsali abide şahsiyet kahvenin önünden bir kadın geçse vay amuna koyum mala bak mala diyecek her fırsatta devletin malını gasp edecek akla hayale gelmeyen dolandırıcılıklara girecek sonra da oturup eleştirecek. sikesim geliyor bu herifleri. eleştirme demiyoruz şerefsiz eleştir ama çözüm bul taşın altına elini koy. oturduğun yerden devlet kurtarma.

nasıl bir insansan öyle yönetilirsin aga..
(bkz: anlamak ya da anlamamak)
herkesin içinde bulunduğu düzenden şikayet edip, hiçbir şey yapmamasını; suçu kendinde değil de başkasında aramasını; düzeni değiştirecek bir mucize olmasını beklerken boş boş konuşup zaman öldürmekten başka bir iş yapmamasını anlamıyorum.
grup vitaminin anlamlı şarkısıdır.
--spoiler--
Anlamıyorum
Ne konuştuğunuzu
Anlamıyorum

Trafigi mrafigi kafatasına takma
Ağzını mağzını bozma sen onlara bakma
Sağdan soldan kaldırımdan hiç fark etmez yürü git
Erkekliğin lüzumu yok diye bağrını yakma
Nedeni var nedeni yok hiç fark etmez
Bu araba da buraya nah park etmez
Delikanlı ayakları modasına uyduk
Laga Luga yapma yürü be koçum!
Elleme sollama sallama dallama
Darlanma boşalma patlama takma
Dokunma dokundurma sürtünme sürtme
Kalkınma kalkma baldır bacak yatma
Dalga geçme kafa bulma el hareketi yapma
Bu devirde çok sakat yanlış lukat yapma
Oturma kalkma kalkındırma yapma
Söylemesi zor ama tromoloji yapma
Animasyon motivasyon ajitasyon atmasyon
Türkçe konuş anlamıyom çok gücüme gidiyon
Yabancı dil mi Türkçe mi o da ayrı bir konu
Düşündükçe taşındıkça komiğime gidiyon

Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
Konuşuyoruz ama anlamıyoruz
Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
Konuşuyoruz bom bok

Kita kate kuta pata kıtı kıtı tak
Hurrak tak abedük tık
Hapi tıkı tıkı tıkı tıkı tıkı tak
Hurrak hurrak tak tak tak
Upudükü dükü dükü dükü tukurrak
Hopdükü taktükü tiki tiki tak
Abürtu tokurtu tokurtu tak tükü
De de de de de de de de de de de tak

Elleme sollama sallama dallama
Darlanma boşalma patlama takma
Dokunma dokundurma sürtünme sürtme
Kalkınma kalkma baldır bacak yatma
Animasyon motivasyon ajitasyon atmasyon
Türkçe konuş anlamiyom çok gücüme gidiyon
Yubancı dil mi Türkçe mi o da ayrı bir goni
Düşündükçe taşındıkça komigime gidiyon

Laluga dalavere hebelübe lübünüz
Dara dori darttak darlanma dallama
Hebe lübü hübülübü dürülülü hebelüp
Tıramola kapa kola koka kola hebelüp

Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
Konuşuyoruz ama anlamıyoruz
Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
Konuşuyoruz bom bok

Dalga geçme kafa bulma el hareketi yapma
Bu devirde çok sakat yanlış lukat yapma
Oturma kalkma kalkındırma yapma
Söylemesi zor ama tromoloji yapma
Nedeni var nedeni yok hiç fork etmez
Bu araba da buraya nah pork etmez
Delikanlı ayakları modasina uyduk
Laga Luga yapma yürü be goçum!

Laluga dalavere hebelübe lübünüz
Dara dori darttak darlanma dallama
Hebe lübü hübülübü dürülülü hebelüp
Tıramola kapa kola koka kola hebelüp

Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
Konuşuyoruz ama anlamıyoruz
Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
Konuşuyoruz bom bok
--spoiler--
dinlenmesi gerekendir.evet tepkidir.evet anlamlıdır.evet yaklaşık 10 yıl öncesinde bugünün gerçek problemleri ancak bukadar eğlenceli anlatılabilirdi.ne denir gökhan semiz nur içinde yat.
sabah işe gitmek üzere evden çıkmışken, genzini sokakta hayvanca temizleyen adam işte malesef ben seni anlamıyorum!
zaten kötü geçen günü daha da kötü geçirmeye neden olan insanları anlamıyorum.
kimseyle geçinemeyen tipleri anlamıyorum.
Bireyin bir laftan ötürü söylediği söz. *
açacağın başlığı sikeyim denilesidir, bu nedir?
Seçim öncesi tek başına iktidar olmaz isek kaos olur demelerine rağmen,

Suruç katliamından sonra işid'e saldırıyoruz diyerek pkk'ya saldırmalarına rağmen,

pkk'ya saldırma gerekçesi olarak iki polis'in evlerinde öldürülmesinin gösterilmesine; bu cinayetlerin pkk tarafından üstlenilmemesine hatta reddedilmesine rağmen,

şehit haberleri ile alakalı açıklamalarında sürekli oy ve milletvekili sayılarından bahsetmelerine rağmen,

asgari ücret ve memur maaşlarına zam yaparken sadece işverenleri ve kendi bütçe planlarını önemsemelerine rağmen,

kriz yok deyip işsizlik oranını; türk lirası değerli deyip döviz fiyatlarını yükseltmelerine rağmen,

tüm medya organlarına baskı uygulayıp yalnızca kendi müsbet haberlerini yayınlatmalarına rağmen,
20 askerin öldüğü sıralarda kakara kikiri maç izlemelerine, üstelik bunu bir asker çocuğunu ajite malzemesi ederek yapmalarına rağmen

anlamıyorum hacım. Ekleyebileceğim tonla şey var ve sadece bir tanesi bile lanetlemeye yeter de artar bile ama sen hala anlamıyorsun; anlamıyorum kardeşim. Yakında stadyumlar asker çocuklarıyla dolacak bunlar da şeref trübünlerinde lak lak yapacaklar anlamıyorsun; anlamıyorum...

ölüyoruz. öldürüyoruz. öldürülüyorlar birileri ben bunları yazarken bir hiç uğruna, koltuk uğruna, para uğruna... Anlamıyorsun ya canım kardeşim, ben de anlamıyorum senin bu anlamsızlığını.

Ölelim bitsin.
bir çok konuda sarf edilebilecek söz. bazen bazı şeyler anlaşılmaz oluyor gerçekten.
(bkz: neden)
Bir saniyesine bile hakim olamadığımız bir dünya için bu kadar fırıldak olanları anlayamıyorum.
küçükken ölmekten korkan ve ölmemek için dua eden insanların şimdi intihar etmelerini anlamıyorum.
"Değer verdiğim bi insan seninle konuşmamı istemiyo hoşçakal daha fazla konuşmayalım" Aylar sonra merhaba yazmışım bu ne lan.
akla olan güvenimizin bittiğinin çanlarının çaldığı anlarda hissettiğimizdir.

ben dış dünyaya çok geç açıldım. bunun için çocukluğuma kadar gitmek gerek. o zamanlar şen şakrak, bıcır bıcır bir kız çocuğu olarak, arkadaşlarımla keşfedilmeyi bekleyen dünya karşısında küçücük hissediyordum. bu küçüklük öyle işlemişti ki bana, yetişkin olana dek, onu korkusuzca keşfetmek,ona meydan okumak, onun bir parçası olmak başkalarının işi gibi geliyordu. başkalarının günlük hikayelerindeki özne hiçbir zaman ben olamazdım.

"bugün öğretmenler bizi istanbul'a götürdü.", "bugün kemal ile bilim fuarı'ndaydık.", " ayşe hoca'ya böyle böyle olduğumu söyledim ve o da anlayış gösterdi" cümlelerini kurarken hayal ederdim kendimi. hayır, bahçemde kedilerle oynamak ve ağaçların tepesinde dolanmak, daha heyecanlı ve güvenliydi. benim tek meydan okuyabildiğim, durduramadığım yaşımdı.

evet evet, ne kadar büyürsem büyüyeyim, bedenim ve zihnim küçük kalmayı tercih ediyordu. amansız, utanmaz, acımasız ve vicdansız yetişkinliklerin arasına karışmaktan kaçınmak için bedenim de, zihnim de birlik içindeydi. beylik laflar da, kararlar da, belirli bir noktaya işaret eden istekler de bana ait olamazdı. onlar kovaladı,ben kaçtım.

ne oldu, peki? yarattığım dünyamda aklımın sınırlarını aşarak haz almaya ve mutlu olmaya çalıştım. düşüncelerimi beni dışarıda tecrübeleyemeyecek insanlarla paylaşmayı yeğledim. ailem ve gerçek dünya ile kendi zihnimde yarattığım ve bunu yansıttığım digital dünya arasında ikiye bölündüm. ikisini birbirine karıştırmaktan özenle uzak durdum. ama başarılı olamadım. gerçek dünyadaki ben'in kaygıları ve hassasiyeti, digital dünya'daki ben'e bulaşmaya, ona sızmaya başladı. digital dünya'daki de, gerçek dünya'dakine.

ikisi ayrı ayrı dünya değil, tek bir yaşamın var ve digital platform onun yalnızca bir parçasıdır, diyenler olabilir. ama benim durumumda değil.

asıl meseleye gelelim, zihnimde ne varsa rahatça ortaya koymaya çalıştığım düzlemde insanlar, düşüncelerinden ötürü birbirini yakalıyor, tanıyor, onların bir parçası olmak istiyor, onlara dokunmak ve onlarla etkileşmek istiyor. başkasının zihin dünyasına adım atarak, onun gözünden dünyaya bakma şansı elde ederek, onun melekeleriyle renkli diyarlara uçma fikriyle coşuyor insanlar.

gerçek dünyada yaralı olan ben, insanların bana bir şey yapmasına engel olabilmek için bu kadar uzak kalırken onlardan, onlar beni gelip burada buluyor. ben onları "ellemiyorum", " yargılamıyorum", " bozmuyorum".aha diyorum, biraz olsun dış dünyada yakalayamadığım o tinsel etkileşimi, burada yakalıyorum sanırım. sonra ne oluyor? benim aklım sanki yalnızca başkasının beyinsel haz alma makinesiymiş gibi, algılanıyor. bütün içtenliğimle kendisine eşlik ettiğim, dünyanın sevilebilecek tüm iç titreten noktalarını sunduğum, kendisine karşı şeffaf olduğum, kendisini iyi ve var hissettirdiğim insan, kendi aciz arzularının pençesine düşüp, beni "değersizleştiriyor".

ya benden ne istiyor bu insanlar? ben kendi kendimi tüketirken, başkasını ellemek, başkasına dokunmamak için kendi cehennem ateşimi, kendim körüklerken, neden bu insanlar benden pay alıyorlar, benden çalıyorlar? benim neyim var ki? ben, tam kalabilmek için dışarıya adım atmıyorken, beni içeride bulup, benim kendime sakladığım, biraz olsun korumaya çalıştığım şeyleri neden harcıyorlar? ne varsa kalan, gözyaşlarımla birlikte fışkırıyor dışarı. bunu o kadar mesafeye rağmen nasıl yapıyor insanlar? bana dokunma,elleme, benim beynime girme. yüzeysel ol. sonra gitmen benim için sıkıntı olmaz.

ama sen gelip, benim benliğimin en karanlık yerlerine inen merdivenlerde bana meşalenle eşlip edip, sonra geri kaçarsan en başında bahsettiğim o korku ve güvensizlikle boğuşmak zorunda kalmaz mıyım? neden bunu yapıyorsun? bırak,kendi kendime öleyim.