bugün

iklimler adlı kitabında istanbulu, "bütün doğu gibi pis ve görkemli" şeklinde kısa ve öz tanımlayan kitapları okunası yazar.
yaşama sanatı adlı kitabın yazarı
unutulmaz ve iz bırakan 'iklimler' kitabının yazarıdır.
insanın karmaşık duygu denizini, mutluluğu ve aşkı yaşayabilmenin insanın geçmişinden ve kişiliğinden bağımsız olmadığını hatta çoğu zaman bunlara kurban edildiğini anlatan etkileyici bir eserdir. odile, philipe ve ısabella hatta françois hepsi aşkın ve sevginin farklı iklimleridir ve hepsi bizden izler taşır.

'daha mutlu olmasını istediğimiz bir geçmişi yadsıyarak, onu yeni karşılaştığımız insanlar için değiştirebileceğimizi ummamız, bu insanların çekiciliğinden ileri gelir.'

'kadınlar bedenlerini nasıl verirlerse, erkekler de ruhlarını öyle verirler: bölge bölge, en açıktan en gizliye doğru.'

'belki de insanları en çok bölen şey, kimilerinin her şeyden önce geçmişte, kimilerinin de yalnız içinde bulundukları anda yaşamalarıdır.'

'gerçekten aşık bir kadının kişiliği yoktur, hiçbir zaman; bir kişiliği olduğunu söyler, kendini buna inandırmaya çalışır, ama doğru değildir. hayır, sevdiği adamın kendisinde bulmak istediği kadını anlamaya, o kadın olmaya çalışır.'
isabelle

'insan, karşısındakinin tüm yaşamını durmamacasına yenilenen bir zenginlikle doldurmasını bilmiyorsa, sevilen varlığı kendimize bağlamamız için büyük bir aşk yetmez.'
philippe

'aşkın gözünün kör olduğunu söyleyen yanılıyor, ne var ki aşk bir insanda kendisi için her şeyden önemli olan, o çoğu zaman tanımlanması olanaksız şeyi bulduğunu sanıyorsa, çok iyi gördüğü kusurlara, zayıflıklara ilgisiz kalır.'
isabella
iklimler adlı güzel eserin yazarıdır ve bu kitap, kadın erkek ilişkilerine daha olgun yaklaşmak isteyenler tarafından okunmalıdır çünkü kadın erkek ilişkilerini işleyip ergenlere hitap eden, herkesin bildiği konuların işlenmiş olduğu diğer kitaplara benzemiyor. okuduktan sonra yıllar geçse dahi akılda kalacak bir kitap, bakış açısını değiştirebilecek nitelikte. okuyanlar günlerce hüzünlü gezer o ayrı.
(bkz: tanatos oteli)
Iklimler kitabini okudugum su gunlerde kendimi insan hayatinin garipligi uzerine dusunurken buldum. Kitabin karekterleri tam anlamiyla icimizden cikip yazilmis gibi. uzatmayip kitaptan bir cumleyle kitabin tum anlatmak istedigini ozetliyeyim: " kaderlerimizle arzularimiz hemen hicbir zaman bagdasmiyordu. "
Kazanabileceğim bu oyunu oynamak istemedim.
Ben de bağlayabilirdim seni, gücünden özgürlüğünden, mutluluğundan yoksun bırakabilirdim; o korktuğun, o aradığın acılı kaygıyı ben de uyandırabilirdim içinde. istemedim.
Seni hiçbir kurnazlığa başvurmadan sevmek, göğüs göğüse çarpışmak istedim.
Silahları sen bana kendi elinle verirken, hiçbir savunmaya başvurmadan bıraktım kendimi sana. iyi ettiğimi sanıyorum.
Bana öyle geliyor ki sevgililer arasındaki bu amansız savaştan daha büyük bir şeydir aşk.
Sevdiğimizi açıkça söylememiz, gene de sevilmemiz olanaklı olmalı.
Evrenimdin benim.
Bunu sana göstermek, bunu sana duyurmak belki de önemsizce bir şeydi.
Ne çıkardı?
Ben sana karşı akıllı bir politika gütmek istemiyordum ki, sevgilim.
Yapmacığa kaçamazdım, önlemci olamazdım.
Seni seviyordum.