cıktığından beri bayilerden ısrarla istediğim sigara. öğrenci sigarası sıfatını winstondan koparıp almıştır. zira artık 3.75 sigara parası vermek öğrenci adama yakışmaz. o kadar uzun zaman olduki winston almayalı inanın su an fiyatını bile hatırlamıyorum, yeri geldiğinde winston otlandığım oluyor ama anadolu tadını vermiyor.
askeri acidan bakilirsa savunulmasi cok zor bir cografyadir. neredeyse tamami denizler ile cevrilidir. fakat biz bu cografyayi 1071'den bugune hem de tek basimiza birlesik, beyaz, batili ve hristiyan medeniyetine karsi savunmayi basardik. dunya tarihinde boyle bir direnisin emsali yoktur. hicbir ulus 1000 sene boyunca birlesik bir medeniyete tek basina karsi koymamistir.
krallar mezarlığıda denir, bu toprakları almak için ordusuyla gelip kellesiyle geldiği yere dönen gövdesi bu topraklar üzerinde kaln krallara atıf yapılarak.kıymetli topraklardır efendim neyin üzerinde yaşadığımızı bilelim.
rumca'dan bozma anatolia kelimesinden gelir. kulllanılmaması gerekir. onun yerine uluğ başbuğ atatürk'ün de pek çok konuşmasında kullandığı 'türklerin yurdu' anlamına gelen 'türk eli' ismi kullanılmalıdır.
bir de artık çocukların bile inanmadığı bir hikayesi var bu terimin. neymiş efendim kadının biri askerlere ayran vermişmiş de, askerler ayranları bitirince kadın ayran dolduram mı diye sormuş da, askerler dolu ana, ana dolu diye cevap vermişmiş de, anadolu kelimesi oradan gelirmişmiş.
ayrancı kadının özel kalem müdürü vardı herhalde yanında. olan biteni zapta geçmek için.
bunlara bebeler bile inanmıyor artık.
üzerinde 1000 yıldır yaşadığımız topragı rum kalaycıları gibi isimlendirmek bize yakışmaz.
gelecek bin yılda bu coğrafyanın ismi türkeli olacak işte o kadar.
yüzlerce yıldır yüzlerce yöneticinin sahip olmak için peşinden koştuğu, en büyük savaşlara şahit olmuş, her çeşit insanı, yaşamı, kültürü bulabileceğiniz aşık olunası toprak parçası
mevlana nın babası alimler sultanı bahaeddin veled belh şehrinden anadolu yollarına düşmesi sırasında kent muhafızları gelip onların hangi kavimden olduklarını,nereden gelip nereye gittiklerini sorunca, bahaeddin veled deve sırtında, içinde oturduğu korunaktan başını çıkarıp, anadolu yolları için şöyle der;
__ allah'tan gelik, allaha gidiyoruz. allahtan başka kimsede kuvvet ve kudret yoktur.biz mekansızlıktan gelip mekansızlığa gidiyoruz.
mustafa kemal önderliğindeki ay yıldızlı bayrak önderliğindeki birliklerin dönemin dev emperyalistlerini attığı kutlu yurt. milattan önceki pontus krallığının önderi mitrahadates de al yıldızlı sembolleriyle emperyalist roma'yı yurdundan kovmuştur.
özümüzdür. ama üstünde durmadık. ya batıya yöneldik ya da doğuya. olması gereken bu değildi, çünkü batıya yöneldikçe kültürümüzü yitirdik, doğuya yöneldikçe yobazlaştık. halbuki olduğumuz gibi olsaydık biz çok daha güzel bir ülke olacaktık. hani diyoruz ya bu ülke hiç sömürülmedi diye. hayır! bu ülke hem batı tarafından hemde doğu tarafından sömürüldü hemde öyle böyle değil, ne benlik kaldı ne de ruh.
ben anadoluyum
yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç
şükrederek, kalktığım sofralarımda
ya soğan ekmek olur, yahut bulamaç.
hastalarım ölüm yataklarında
ne doktor yüzü gördüm, ne ilaç.
zaman zaman nankör çıktı büyütüp okuttuğum,
gölge vermedi çok kere diktiğim ağaç
devlet denince hep vergi geldi aklıma
jandarma deyince kırbaç
en gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti
üç beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç.
gittim, yiğitçe döğüştüm gazâ meydanlarında
ne tak-ı zaferler istedim, ne taç
savaşta çiğnetmedim hilâli düşmanlara
barışta düştü üstüme gölge gölge haç
yolsuz, okulsuz köylerim, kasabalarım hâlâ
alın terine muhtaç
ben anadoluyum, acılı, mahzun;
bende bitmez tükenmez dert kulaç kulaç
gül kurusu adlı albümde zafer işleyen' in bestesini yaptığı şairin seslendirdiği parça. aynı albümde abdurrahim karakoç ve "merhum şehid lider muhsin yazıcıoğlu" da*, üşüyorum adlı şiirini seslendirmişt. 2006 yılında çevirip çevirip dinlerdik. *