amat

entry66 galeri0
    40.
  1. değişik ve kendine has imgeleri olan bir kitap.

    bu kitabı gerçekten anlayan 5 kişi çıksın sözlüğü bırakırım. net. evet.
    1 ...
  2. 39.
  3. çok tehlikeli bir kitaptır. gece uyku uyutmaz...
    1 ...
  4. 38.
  5. "ah! sessizliği işitip karanlığı görmek keşke mümkün olsaydı, işte o zaman müminlerin tespihlerinden gelen şıkırtılar, yediklerini köşe başında çıkartan bir sarhoşun göğsünden gelen hırıltıları, kuytularda büyü yapanların dudaklarından dökülen fısıltılar duyulabilir ve on binlerce altınlık servetlerden saçılan ışıkta parıldayan gözler, şuh kahkahaların çınladığı batakhanelerin kapılarında asılı kırmızı fenerler, tenha köşelerde kirli ellerin çektiği o pırıltılı hançerler seçilebilirdi."

    kitabın kendi atmosferinde daha da bir parıltılı duruyor cümleleri, burda da parıltısını yitirmiyor görüldüğü gibi.

    Kitapta ismi geçen bazı kitaplar;

    Kuşunlu Mahzen Katibi Hamamcı Musa Efendi’nin Tezâkirü’l Mücrimin,

    Rûznaçe Kisedârı Ölügözlü Cuma Bey’in Kamûsü’l Desais,

    Kuşçubaşı Halifesi Kuyruklu Rıza Çelebi’nin Kitabü’l iber,

    Masraf Kâtibi Kuzgunî Halim Efendi’nin Silsiletü’l Havadis,

    Vakanuvis Şaşı ikram Efendi’nin Kevaşifü’l Melânet ve’l Habâset
    2 ...
  6. 37.
  7. 2005 yılında iletişim yayınlarından çıkan ihsan oktay anar' ın 4. kitabı.

    diğerleri;

    puslu kıtalar atlası (1995)
    kitab-ül hiyel (1996)
    efrâsiyâb'ın hikâyeleri (1997)
    suskunlar (2007)
    0 ...
  8. 36.
  9. 36.
  10. --spoiler--
    gecenin bu saatinde kibar adamlar yalılarda, köşklerde ve kasırlarda uyuyup rüyalarında cariyelerin peşlerinde koşarlarken sizler, uyanık olarak buradasınız. çünkü kan dökülmesi gerekiyor. dilerim ki, dökülen kan sizin kanınız olmaz. biliyorum ki, döktüğünüz kanı siz değil, yalılarda yaşayan şiir yazıp sizi hakir gören nazik adamlar içecektir. konstantiniye'nin kibar insanları kanla beslenir, ama siz değil! bu yüzden siz onlardan temizsiniz! ancak kan görünce bayılan ve vahşetten nefret eden bu beyzadeler, sizleri daima ayaktakımı olarak gördüler ve göreceklerdir. onların ruhlarının ve vicdanlarının temiz olması için, bizzat sizler, ellerinizi çamura sokacaksınız. getirdiğiniz ganimetin neredeyse hepsi, bu kibar efendilerin kesesine girecektir. ocağımızın kanunu odur ki, onların içmesi için sadece kan dökmeyecek, ayrıca şu koca konstantiniye'nin sokaklarında dönüp sizin suratınıza bile bakmadıkları zaman onlara tahammül de edeceksiniz! şairler mersiye, destan, gazel yazacak. ne ile mi? mürekkeple değil elbette! kanla yazacaklar ve ünlerini ebediyete kadar sürdürecekler! sizden istenen de bu: konstantiniye'ye kan getirin!
    --spoiler--
    3 ...
  11. 35.
  12. gereğinden fazla denizcilik terimi var bazı şeyleri anlamayı bırakın kestiremiyorsunu bile ama yinede 10 numara üslubuyla yazar yine yapacağını yapmıştır. biraz felsefe biraz mizah çokça da masalımsı bi tarz ile oluşturmuştur amat'ı.
    1 ...
  13. 34.
  14. ihsan oktay anar' a bir kez daha hayran kaldığım roman. bir gemiye bindim. adı gerçekti. hikaye bittiğinde gemiden afallamış şekilde indim diyebilecek kadar içine alan kitap.
    4 ...
  15. 33.
  16. muhteşem tasvirler barındıran ve şahane, ince göndermeler yapan kurgusu hakikaten muhteşem kitap. ara ara ele alınıp tekrar tekrar okunması elzemdir. detayları hatırlayayım diye tekrar 3. kez okuduğumdur.
    giriş zaten direkt bir dini göndermedir ve enteresan şekilde kimse yazmamıştır:
    "kendine gofer ağacından bir gemi yap; gemide odalar yapacaksın ve onu içeriden ve dışarıdan ziftle ziftleyeceksin."
    tekvin, 6:14
    3 ...
  17. 32.
  18. 31.
  19. sayfa 138:
    "ilk kez öldürdüğünde bir değil, sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun."
    1 ...
  20. 30.
  21. --alıntı--
    sen piyer kilisesinin sabık zangocu, peygamber efendimizin ümmetinden olmadığından, hamamda bir gayrimüslimin bulunduğuna dikkat çekilmesi için, ferman gereği beline en küçük hareketiyle bile çın çın çınlayan çıngıraklı bir peştemal dolamıştı.
    --alıntı--
    sayfa: 15.
    ne fermanmış yahu. amaç nedir? merak ettim.
    1 ...
  22. 29.
  23. 28.
  24. 27.
  25. ihsan Oktay Anar'ın ustaca kaleme aldığı, oldukça eğlenceli, okunası kitabı. Tarihle kurgunun iç içe geçtiği eserde geçmişe doğru ıslak, yosun kokulu bir yolculuk yapıyorsunuz. Denizcilik terimleriyle dolu cümlelerde sayfa altında neden bir açıklama, dipnot yok diye sızlansam da araştırıp öğrenebildim hepsini. Fakat ahalinin kaçta kaçının bu terimleri biliyor olduğunu sorgulamak lazım.
    1 ...
  26. 26.
  27. kurgusuyla, anlatmaya çalıştıkları, anlattıkları ve anladıklarımızla, diyavoluyla, daniyeliyle, süleymanıyla, nuhuyla, bu isimlerin tarihsel göndermeleriyle, arap alfabesi ve yüz yıl öncesine kadar kullandığımız lakin bize unutturulmuş diliyle hiç tartışmadan türk romanının en iyi yirmi eserinin arasına koyulacak eserdir.
    4 ...
  28. 25.
  29. çok kitap düşkünü biri olamama rağmen bu kitabı elime aldığım andan itibaren birşeyler olacağını sezmiştim. uzun soluklu bir filmin içine çektiğini hissedeceksiniz zaten.gemi güvertesinde ateş edenin kıç tarafında gemi gözetleyinin topu ateşlemek için israfilin borusunu bekleyenin siz olduğunu bu olayınların sanki sizin çevrenizde geçtiğini şahit olunca içinden çıkamayacağınızı anlayacaksınız.
    2 ...
  30. 24.
  31. ihsan oktay anar'ın zamanın döngüselliğini masalsı bir dille anlattığı şaheseri.
    2 ...
  32. 23.
  33. Amat.. şimdiden bir kült eser olabilecek nitelikte, tarih ve edebiyatın içiçe harmanlanarak okuyucuyu büyüleyen, sarsan, irkilten, düşündüren ve en çokta heyecanla bir solukta okutan,karakterlerden bir kaç roman konusu oluşturabilecek hikayeleri barındıran nitelikte enfes bir eser.
    Amat'ı okumadan önce biraz dini, biraz tarihi ve biraz da -ki bunun için yanınızda osmanlıca sözlük bulundurması önerilir- kelime dağarcığınızı yüksek tutmanız gerekir. eğer bu donanıma az çok sahipseniz ve pek tabi tarih, gemi savaşları, serüven ve efsaneleri seviyorsanız bundan iyi bir roman bulmanız güç..
    Harika bir üslupla hazırlanan olaylara bir de ince detaylar barındıran karakterler eklenince muhteşem bir eser ortaya çıkmış. Üstat (bkz: ihsan Oktay Anar)'a saygıyla..
    2 ...
  34. 22.
  35. 21.
  36. ali taner baltacı tarafından sinemaya uyarlanması düşünülen kitap. ihsan oktay anar'ın okuyucusunun ağzına çaldığı bir parmak balın lezzetini düşününce nasıl uyarlanırsa uyarlansın hep biraz eksik bir film olacaktır.
    2 ...
  37. 20.
  38. bol bol dini göndermeler içeren ihsan oktay anar şaheseri.
    (bkz: diyavol paşa) : diavolos, şeytan
    (bkz: kırbaç süleyman) : süleyman peygamber (rüzgara hükmetmesiyle)
    (bkz: eşek israfil) : israfil (suru çalmasıyla)
    (bkz: nuh usta) : nuh peygamber (gemiyi yapmasından dolayı)
    (bkz: ali reis) : şeytana(diyavol paşanın yanından kovulurken sarfettiği sözlerle)
    2 ...
  39. 19.
  40. iletişim yayınlarından çıkan romandır. ihsan Oktay Anar'ın felsefe eğitimini dibine kadar kullandığı kitaptır.
    0 ...
  41. 18.
  42. boyunlarında veba hastalığına karşı muska içinde taşıdıkları birer meşe palamudu olan iki yüz kırk yedi gemici, iki yüz kırk yedi meşe ağacından yapılmış bir kalyon.

    aramaya koyuldukları efsanenin aslında kendi hikayeleri olduğundan habersiz, kaderlerine doğru kürek çeken insanlar.

    modern bir simurg efsanesi ya da sofistike bir kader göndermesi.
    2 ...
  43. 17.
  44. kitabın giriş cümleleri bile ömre bedeldir.

    --spoiler--
    peygamber efendimizin ve onun tebliğ ettiği kitaba iman edenlerin mekkeli putperestlerden gördükleri eza ve cefa nedeniyle medine ye hicretlerinden 1080-1082 yıl,isa aleyhisselamdan ise 1670 yıl kadar sonra ,şevval ayının üçüncü gecesi ,debdebesi ve cağcağasıyla yedi iklim dört bucağa nam salmış o kostantiniye şehri,gökyüzündeki karanlık bulutların altında yorgun bir dev gibi uyumaktaydı.
    --spoiler--

    breh breh
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük