bugün

inceller için kullanılan ve cuk oturan tanım.

Ben böyle olduğum için kızlar bana zaten ilgi göstermez. Bütün kızlar günün sonunda her zaman en yakışıklı, en zengin veya en güçlüyü seçer. Dolayısıyla Hepsi yalancı, fırsatçı, pragmatik ve horusupudur. Hepsinde nefret edilmelidir söylevinin, hakkı olanı alamayıp gadre uğramışlığa tahvil edilmesinden kaynaklıdır.

‘Ben çok efendi, çok iyi niyetli, zeki, ortalama üstü kazanan, esprili vs biriyim ama’ muhabbeti genelde o öfkeye varır.

Am alacaklılığı duygusu ise bu ahvali kısır döngüye çevirir.
--spoiler--
ben böyle olduğum için kızlar bana zaten ilgi göstermez. bütün kızlar günün sonunda her zaman en yakışıklı, en zengin veya en güçlüyü seçer.
--spoiler--

gerçek dışı bir hitap, niteleme biçimi.
yanlış mı ? dış görünüşün ezici biçimde ilişkileri en çok başlatan unsur olduğu bir dünyada yaşıyoruz. kızlar da gerçekten yakışıklılar, zenginler, güçlüler ile kahve içip sohbet ediyor, flört ediyor, seks yapıyor. bunu kimse inkar edemez.
dış görünüş, kas, iri yarılık, zenginlikten ötürü kızların ilgi gösterdiği hatta ilgi gösterdiğini belli ettiği çok erkek gördüm. hatta yakınlaşmalarına bizzat şahit oldum. ama sessiz, normal, kitap okuyan, ciddi, iddiasız tipler her zaman yalnız kaldı. bu aptal dünyanın adaletsiz ve saçma olduğunu, dış görünüşü iddialı olanların çoğunun ilişki yaşadığını kim reddedebilir ?

edit: ayrıca fırsatçı yanı vardır kızların. yakışıklı biriyle çıkmayı tercih ederler. erkekler de fırsatçıdır, onlar da güzel kadınların peşinden ayrılmaz. dış görünüşün esiriyiz biz.
Salak salak konuşanlara aldanmayın kızlar.

Zeki adam sikerken de, seçilirken de, bakışırken de, konuşurken de kendini belli eder.

Aynı zamanda yakışıklıysak bu da hüdadan.

Kesbişolsun size.

Ent.
--spoiler--
zeki adam sikerken de, seçilirken de, bakışırken de, konuşurken de kendini belli eder.
--spoiler--

iyi de zeki adam seçilmiyor ve sikemiyor ki ! sürekli yakışıklı, zengin, kaslı, iri, iddialı, uzun boylu tipleri seçtiğinizi, onlarla çıkıp seviştiğinizi biz de görüyoruz. dış görünüş üzerinden dönen bir dünyada yaşıyoruz. hiçbir erkek de hiçbir kadın da birine zekasından, kültüründen etkilenip yaklaşmıyor. hiç buna şahit olmadım. ama yakışıklı ve uzun boylu arkadaşlara, genelde somurttuğu halde, gülümseyen kızlar bile gördüm. kendimizi kandırmayalım.
dolayısıyla gerçek dışı bir göndermedir.
yanlış.

Bugün yaşayan homo sapiens’in ataları, klandaki en iddiasız üyelerden oluşuyor. Anatomik olarak en iyi gen dizilimlerinin sahipleri çoğunlukla savaşlarda derisi yüzülerek öldürüldü yahut avda yırtıcılara yem oldu.

Klanın ayak işlerine yapmaya yatkın olanlar genlerini geleceğe taşımaya başardı. Çünkü onlar kolektivizmi keşfettiler. Çünkü başka çareleri yoktu.

homo sapiens’e verilmiş en büyük ödülün güdüler değil, kafatası içindeki bir organ olduğunun anlaşılması çok uzun zaman aldı ancak bu fark edildiği andan itibaren bütün dünya, üzerindeki bütün canlılar için geri dönülemeyecek şekilde değişti. Son 20 bin yıldır değişmeyen tek gerçek bu. Bu kural hala çalışıyor ve yeni bir özellik keşfedilene kadar da çalışacak gibi gözüküyor.

Dış görünüş, zenginlik, soyluluk vs elbette avantajdır. Bu gerçeklik karşısında basitçe iki seçenek var: ağlamak veya başka avantajlar edinmek.

bir diğer gerçeklik şu ki; bu avantajlı özelliklerin hepsine birden doğuştan sahip olan ya da bunların içine doğan insan sayısı toplam nüfusun milyonda biri falan. Bunların ilgi duyacağı kadın sayısı da o oranlarda.

ikincisi, kadınların ilgi duyduğu şeyler içinde bu özellikler başlangıç için avantaj. Bundan başka şeylere de ilgi duyuyorlar.

Üçüncüsü, madem bazı gerçeklerin farkındasınız; niçin buna mersiye düzmekten başka bir şey yapmaya yanaşmıyorsunuz? Örneğin kas, edinilebilen bir şey.

Kitap okumanınsa bu konuda dezavantaj olduğuna hiç şahit olmadım. Ne okuyorsunuz ve Okuduğunuz şeyler size amaçlarınızı gerçekleştirmede ne kadar yararlı oluyor, konusu daha ehemmiyetli gözüküyor. Okuma kapasiteniz bir sabitse Sizin işinize (veya ulvi amaçlar için insanlığın işine) yaramayan şeyleri okumanın amacı ne olabilir ki?

Basitçe; mevcut realite mevcut sizle uyumlanmıyorsa ve siz realiteyi değiştiremiyorsanız, realiteye uyumlanma ihtimalini masaya koymak istemez misiniz?
--spoiler--
kadınların ilgi duyduğu şeyler içinde bu özellikler başlangıç için avantaj. bundan başka şeylere de ilgi duyuyorlar.

üçüncüsü, madem bazı gerçeklerin farkındasınız; niçin buna mersiye düzmekten başka bir şey yapmaya yanaşmıyorsunuz? örneğin kas, edinilebilen bir şey.
--spoiler--

kadınların bir erkeğe zekası, kültürü, okuduğu kitap için yaklaştığını asla görmedim. olabilir, bilemem. gerçeklerin farkında olmak da sırf kadınları tavlayıp onlarla sevişmek için olmadığın biri haline gelmek ve sevmediğin bir şeyi yapmak için sebep vermez. bir kadın beni sevecek diye olmadığım birine dönüşmem. ama bu kadınların ezici biçimde dış görünüşe değer verdiği gerçeğini de değiştirmez.
yani kesin olarak gerçek dışı bir nitelemedir. bu dünyayla alakası yoktur. bir insan sırf aşk ve seks için sevmediği şeyleri yapmamalı ve olduğu gibi kabul edilmelidir.
Hani marjinal bizdik? Saatten mi yoksa entellektüel olamamamdan mıdır nedir algılayamadığım başlık.;)
Sırayla gidelim madem:

“kadınların bir erkeğe zekası, kültürü, okuduğu kitap için yaklaştığını asla görmedim.”

ben gördüm. Hatta yaklaşmayı bırak kadınların birçoğu bu özelliklere baya bir azıyor. Hatta, dış görünüşünden etkilendiği bir erkeğin salaklığına şahit olmaktan nefret ediyorlar ve bu süreç -süre değişken olmakla birlikte- çoğunlukla soğumayla sonuçlanıyor. Diğer yandan, en başlarda bile, davranış biçiminin görünüşten çok daha etkili olduğu da bariz bir gerçek.

“gerçeklerin farkında olmak da sırf kadınları tavlayıp onlarla sevişmek için olmadığın biri haline gelmek ve sevmediğin bir şeyi yapmak için sebep vermez”

Olmadığın biri! Yok böyle bir şey. insan sabit değildir. Hatta insana dair en belirgin evrensel özellik değişimdir.

Kişilik de dahil olmak üzere yaşamı süresince insan sürekli olarak değişir. Düşünceleri, davranışı, kişiliği, varsayımları, tecrübesi, iddiaları, ön kabulleri, varsayımları, doğruları, ilkeleri, hemen hemen her şeyi. Hatta öyle ki, değişmemek, değişmek için olduğundan çok daha büyük bir çaba ve mücadele gerektirir ve hemen hemen her zaman insan bu anlamsız savaştan mağlup çıkarak ölür.

Birilerinin (kadınlarla istediği şekilde etkileşim kuran kişilerin) aslında her zaman olmadıkları gibi davrandığına yahut doğuştan o davranış özelliklerine sahip olduğuna dayanıyor bu varsayım.

iddia ediyorum ki, o ‘olmadığı gibi’ davrandığını düşündüğün erkeklerin en az %99,9’u kadınlarla etkileşimde en az yıl olarak yaşları sayısınca hezimete uğramış, kendini küçük düşmüş/örselenmiş/aşağılanmış, kısacası, bok gibi hissetmiştir. Ki bu bile çok çok iyimser bir tahmin, eminim ki, sayılar bundan çok yüksektir.

Yani, orada bazı erkekler var, onlar aslında senin gibiler ama seks için kişiliklerini satıyorlar yahut çok kaslı/yakışıklı/zengin oldukları için hiçbir çaba sarf etmeden kaynaklara ulaşıyorlar varsayımı belki çok çok küçük bir azınlık için gerçektir ama durum çoğu zaman böyle değil.

“bir kadın beni sevecek diye olmadığım birine dönüşmem.”

insan kişiliği/karakteri bile zaten değişkendir ama mevcut çerçevenin bi kimlik tanımlamasıyla da alakası yok aslında. Sen sahip olduğun ve kadınlar tarafından asla beğenilmeyeceğine inandığın özellikleri kimliğinle bağdaştırıyorsun, ki, durum çoğu zaman bu değildir. Özellikle; Davranış, tavır, konuşma, durumlara verilen reaksiyonlar, cinsiyet rolü konumlandırmaları, diğerleriyle iletişim vs konulardaki şekillenme çok yüksek oranda çevreseldir ve bunlar örf/adet/ritüel/inanış gibi kültürel kodlar haricinde olduğundan insana göre çeşitlenir. Bunları terk etmek, değiştirmek de hiçbir toplumda ulvi persona’nın terkine tekabül etmez.

Yani doğuştan bir kişiliğe sahip olmadığın gibi, kadınlarla dezavantaj saydığın özelliklerin, kullandığın anlamda ‘kişilik’ tanımıyla da bir ilgisi yok. Dolayısıyla değiştirilemez olmadığı gibi, değiştirilmesi ahlaki bir araz da değildir. Hatta çoğunlukla toplumsal anlamda da olumlu karşılanacak şeylerdir.

Örneğin en basitinden, girişken olmak, konuşkan olmak, kadınlara karşı cesaretli olmak, kendinden emin olmak gibi olumlu sayılan özellikler; insan fıtratının (genetik veya ruhsal sabitin) sadece bazılarına verdiği bir ödül falan değildir ve öyle değilken öyle olmak kimliğin/kişiliğin ahlaki anlamda dejenerasyonu da değildir.

Dahası, zeka veya kitap okuma kapasitesiyle bunlar ters orantılı da değildir. Hatta işlevsel kullanıldığında zeka ve kültürel birikimle bunlar arasında pozitif korelasyon da sağlanabilir. Çünkü neden sağlanmasın?

Genellikle şundan sağlanmaz.

Ben değişmez ama kendi içinde ulvi bir kişiliğim: kendi tanımladığı öz değere tapınma… Bu kişiliğin terki manasına gelecek en ufak (düşünsel veya davranışsal) değişim ahlaksızlıktır; değişimin her türlüsü kişilikle bağdaştırma…

Bu çarpık inanç sistemine yatırımın temel sebebi, çoğunlukla yüce bir ben’e sadakat değildir; bilinçaltındaki korkuyla yüzleşmek istememektir.

‘Ben’ yüceltilir ki, değişimi ihanetle eş anlamlılaşsın. Böylelikle riske girmek, korkuyla yüzleşmek, dolayısıyla zahmete katlanmak gerekmesin.

Kadınlar içten içe o ben’i keşfedememekle suçlansınlar ama dışarıya karşı ‘tamam, sevmeyin beni, ben zaten hak etmiyorum’ gibi bir hayıflanma tezahürüyle konu kapatılsın.

Buradan bakınca gözüken şu: çok büyük bir egonuz var.

Bu bir övgü değil. Mevcut kaynaklarınızla; yani sahip olduğunuz imkanlar, zeka seviyeniz, statünüz, kas gücünüz, başarınız ve toplumsal kabul görmüşlüğünüzle orantılı bir egoya sahip değilsiniz. önce o egoyu küçültmeniz, sonra kaynaklarınızı arttırmanız ve akabinde o artışa paralel bir şekilde o egoyu tekrar büyütmeniz gerekiyor.

Bu haliniz; elinizde çok büyük bir balonla dikenli teller altında sürünmeye benziyor. Alan dar, balon büyük ve en ufak temas egonuzu yok etmeye yetecek. Bu durumda tabi ki, ‘Hedefe varmak için Tellere sürtüne sürtüne geçmek, gerekirse üstümü başımı yırtmak, kanayarak ilerlemek benim kişiliğime ters, böyle yapmak ahlaksızlık, yapanların derisi diken geçirmiyor’ demek ve buna inanmak zorundasınız.

Ölene kadar buna inanabilirsiniz ya da o balonu kendiniz patlatır biraz kanamayı göze alırsınız. Seçim sizin.

Kadınlardan çok daha önemli şeyler için de önemli bir seçim.
Duyduğum en s*k kitap ismi olurdu uzun uzun açıklamış birde.
vade farkı hesaplarının nasıl yapılacağı merak ettirir.
(bkz: derdinizi sikeyim).
Verecekli olan, şayet alacakliya borcunu ödemezse, icra yoluyla alsin swh. Üstteki tartışmalara binaen, yeni bir ürün piyasaya surulurken, janjanli ambalajlar tercih edilir ilgi çekmesi için, bilmem anlatabildim mi?.