insan evladı, öyle bir alışıyor ki hayatta alışamam dediği şeylere, bir bakmışsın zaman ile beraber sende epey bir yol almışsın. yani demem o ki, alışmak sevmekten daha zor gibi gelse de, zorla sevemiyorsun ama zorla olmasa da, hayat seni alıştırıyor bir şekilde düzene. aslında hiçbir şey için geç olmadığına inancının olması da bununla alakalı bence. zamanı geri alamayacağımıza göre, alışıyoruz işte.
her gün gördüğünüz, konuştuğunuz, sarıldığınız kişiyi görmemeye, sesini duymamaya ve kokusunu içinize çekmemeye alışmanız gerektiğini söylerler en basitinden.
ama siz alışmaz yalnızca katlanırsınız bu duruma.
alışmak eyleminin bir başına pek anlam ifade ettiğini de düşünmüyorum.