alphaville

entry37 galeri4 video1
    1.
  1. 80 ler deyince ilk önce akla gelen 2 şeyden biri olan big in japan isimli şarkıyı söyleyen grup. diğeri için (bkz: self control)
    0 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. seksenlere aşık olmamı sağlayan grup.bir çok şarkısında yerinde duramam.eğlendirir.hoplatır.zıplatır.gözümde seksenlerin en kral grubudur.onlar olmasaydı seksenler bu kadar sevilir miydi.güzel olur muydu.

    (bkz: Big In Japan)
    (bkz: Forever Young)
    (bkz: The Jet Set)
    0 ...
  5. 4.
  6. 5.
  7. şarkıları sıkça coverlanan efsane olmuş bir 80s grubu daha
    0 ...
  8. 6.
  9. Solid Gold Surprise with Alphaville @ istanbul
    21 Eylül Perşembe 20:00
    Refresh


    Solid Gold Surprise with Alphaville @ Ankara
    22 Eylül Cuma 20:00
    O.D.T.Ü Mezunları Derneği Vişnelik


    Solid Gold Surprise with Alphaville @ izmir
    23 Eylül Cumartesi 20:00
    Soyer Kültür ve Sanat Fabrikası


    *
    0 ...
  10. 7.
  11. big in japan, sounds like a melody şarkıları bir yana az bilinen flame ve point of return şarkılarıyla solist marian gold'un başı çektiği, seksenlerin en sevilen alman gurubudur...
    1 ...
  12. 8.
  13. ''for a million years baby..'' şarkısı da mükemmel olan grup.geçen 20 yıl boyunca yeri doldurulamamıştır.çıkardıkları kasette bir tane bile kötü şarkı yoktur.hepsi birbirinden güzeldir ve keyiflidir.
    0 ...
  14. 9.
  15. 1983 yılında marian gold, bernhard lloyd ve frank mertens tarafından kurulan alman new-wave, synth-pop grubu. 1984 tarihli big in japan ile büyük bir çıkış yakalayan grup, ardından aynı yıl yayımladıkları iki single sounds like a melody ve forever young ile kendilerine geniş bir hayran kitlesi oluşturmayı başardılar. 1984 tarihli albümleri forever young bu üç hit haricinde the jet set, fallen angel ve in the mood gibi başarılı şarkılardan oluşuyordu. 1984 aralığında kurucu üyelerden frank mertens gruptan ayrıldı ve yerini grup 1986 tarihinde ikinci albümleri afternoons in utopia yı yayımladılar. albüm grubu müzik dünyasında hakettiği yere getiremese de sevenleri için vazgeçilmezdir. jerusalem, dance with me, afternoons in utopia, sensations, the voyager, universal daddy, lassie come home ve red rose bu albümün en öne çıkan şarkılardır. grup 1988 yılında toplama albüm singles collection ı yayımlayıp bir yıl sonra yeni albümleri the breathtaking blue yu piyasaya sürdüler. alphaville in bence en iyi albümleri olan the breathtaking blue summer rain, romeos, she fades away, the mysteries of love, arianna, for a million, middle of the riddle ve patrica's park gibi muhteşem şarkıları içeriyordu. grup 1990 yılında the breathtaking blue albümünde yer alan 9 şarkıya 9 farklı yönetmen tarafından çekilen kısa filmlerden oluşan songlines ı yayımlandı, christoph ve wolfgang lauenstein tarafından middle of the riddle için çekilen kısa film o sene en iyi kısa film oscar ını aldı. grup 1992 yılında ikinci toplama albümleri first harvest 1984-92 yi yayımladı, 1993 yılında official fan club üyelerine özel kaset formatında history yi yayımladılar, 1994 yılı ise hayranlarına yeni bir alphaville albümü getiriyordu prostitue, albüm the paradigm shift, fools, the impossible dream, faith, iron john ve apollo gibi yeni alphaville güzelliklerine sahipti. üç yıllık bir aradan sonra 1997 yılında salvationalbümü yayımlandı, albümde inside out, monkey in the moon, guardian an angel, wishful thinking, flame, control, soul messiah, pandora s lullaby gibi yine birbirinden güzel şarkılar yeralıyordu ve alphaville mucizesi kaldığı yerden devam ediyordu. 1998 yılında 8 cd lik box set dreamscapes piyasaya sürüldü, albüm grubun eski şarkılarının yayımlanmamış versiyonları ve yeni alphaville şarkılarından oluşuyordu. 2000 yılında grubun çeşitli konserlerinden seçilen canlı performanslarının kayıtlardan oluşan stark naked and absolutely live yayımlandı. 2001 yılı içinde grup hayranlarına kendi internet sitelerinden mp3 formatında yeni şarkılarını sundular aynı yıl yine toplama bir albüm olan ve grubun sevilen şarkılarının remixlerinden oluşan forever pop piyasaya sürüldü. grup son olarak 2003 yılında dreamscapes in devamı sayılabilecek 4 cd lik box set crazy show u yayımladı ve bernhard lloyd albümün çıkışından kısa bir süre sonra gruptan ayrıldı. entry tarihi itibariyle orijinal kadrodan geriye sadece marian gold kaldı ama alphaville güneşi parlamaya devam ediyor.

    not : alphaville hayranlarının çok sevdiği elevator ya da tam adıyla the nelson highrise sector 1: the elevator sounds lika a melody single ında b-side olarak yer alıyordu ve grup her ne hikmetse bu şarkıyı forever young albümüne almadı, şarkı kendine ancak dreamescapes albümünde yer bulabildi.

    kaynaklar :

    http://en.wikipedia.org/wiki/Alphaville_%28band%29
    http://www.medyapop.com/alphaville/index.htm
    3 ...
  16. 10.
  17. iki sene önce türkiyeye gelmiş olan 81de kurulmuş müzik grubu. big in japan klibinde sempati duyduğum vokalleri marion gold'u 2005te sahnede en önden izleyince büyük çok geçirmiş ve bir insan nasıl gençliğinin üç katı olabilir diye düşünmüşümdür. fakat sesine olan sempatim devam etmektedir.
    2 ...
  18. 11.
  19. Forever young ve Big in Japan Parçaları ile 80leri kırıp geçirmiştir.
    0 ...
  20. 12.
  21. solisti Marian Gold(Hartwig Schierbaum)çok değişik bir ses rengine sahiptir.döneminin en iyilerindendir.iki üç parçasıyla anılsada bütün şarkıları güzeldir.gerçek fanlarının dışında unutulmaya yüz tutmuştur.bütün elemanları ayrılsada solisti grubu yaşatmaya yetmiştir.
    0 ...
  22. 13.
  23. 14.
  24. filmin tam adı alphaville, une étrange aventure de lemmy caution dır. godard ın bilimkurguda çığır açan eseridir. fransız yeni dalgasının mihenk taşlarındandır.
    0 ...
  25. 15.
  26. 16.
  27. 17.
  28. 80lerin en baba gruplarındandır... Solisti Marian Gold ünlü olmadan evvel taksi şöförlüğünden tutunda bulaşıkçılığa kadar her tür işi yapmıştır... Big in Japan şarkısıyla kaderi değişmiştir... Bunun yanısıra Forever young ve Sounds like melody gibi müzik tarihinin klasikleri arasına girmiş eserler vermiştir...
    0 ...
  29. 18.
  30. bunların her şarkısı gibi into the dark adlı şarkıları da türk filmlerinde kullanılmıştır. fakat işte akıl bu anasını satayım taktı bir kere. hangi filmde kullanıldı diye.
    1 ...
  31. 19.
  32. Dinleyince, insanın aklına geçmiş yıllar, 80'ler geliyor. Farklı bir his veriyor cidden.
    0 ...
  33. 20.
  34. yönetmenliğini jean-luc godard ın yaptığı altmışbeş yapımı fransız filmi. kabataslak bir amerikan ajanının istihbarat toplaması diyebiliriz. 1984 kitabıyla bir ilişkisi var mıdır bilmiyorum ama bana onu hatırlatmıştır. bahşiş muhabbetleri ve kavga sahnesi komikti görüntü biraz yorabilir ama listeye ekleyin derim ben.
    1 ...
  35. 21.
  36. godard'a hayran olma nedenlerinden sadece biri. Bu filmden evvel bilmem kaç yüz tane benzer kurguda/mevzuda film izledim ama artık eminim ki bu türlü filmlerin anası/esin kaynağı/ temeli bu filmdir. Mükemmel bir godard eseri. Adama zaten hayrandık "vicdani redci" olması hasebiyle, böyle eserlerini de görünce taşşağından mı ısırsak yoksa mokundan mı tadsak diye de ikilemde de bırakmıyor değil. Moklu taşak olaydı da kendisine yönetmenim diyen çoğu fasafiso kameramanlara yedirseydik.
    1 ...
  37. 22.
  38. 94 doğumlu olmama rağmen keyifle dinlediğim 80 lerin efsane grubu.
    2 ...
  39. 23.
  40. 24.
  41. forever young adlı zamanın ötesinde eseriyle dönemine* damga vurmuş olan alman new wave grubudur.
    0 ...
  42. 25.
  43. Garip,çok garip bir film.Açıkçası izlemeden önce bu kadar tuhaf ve sıradışı bir film ile karşılaşacağımı bilmiyordum.Dışarıdan bilim-kurgu gibi gözüksede film tam olarak bilim-kurgu değil.Film duyguların,kelimelerin anlamlarının yok edilmeye çalışılıp sadece mantıkla hareket eden insanoğlunun yaratılmaya çalışıldığı Alphaville'ye gelen bir ajanın hikayesini anlatıyor.Film bir sistem eleştirisi filmi diyebilirim,insanların sadece onlara verilen görevleri bir robot gibi yapmasını,"neden" diye sorgulamaması gerekilen bir dünyayı eleştiriyor film,günümüz dünyasını da bu hale getirmek istemiyorlar mı zaten? Filmin süresi yaklaşık bir buçuk saat fakat anlaması ve izlemesi zor bir film olduğu için iki buçuk saatlik filmler gibi insanı yoran bir film.Ben senaryoyu beğendim fakat özellikle hem yönetmenin çekim tarzını hem de filmde yaratılan atmosferleri çok beğendiğimi söylemeliyim.Ben filmi izlerken aklıma hem Dogtooth hem de Den brysomme mannen filmleri aklıma geldi,belki o iki film Alphaville filminden etkilenmiş olabilirler.Ağır bir film,anlaması zor bir film,yorucu bir film fakat oldukça sıradışı ve insanı reality'den koparan bir film olduğunu da söylemeliyim.Filmin finalini de beğendiğimi söylemeliyim.Oyunculuklar oldukça iyi.Filmdeki düğümler belki biraz fazla basit çözülüyor ama sonuçta filmin anlatmak istediğini anlatma yolu oldukça başarılı bence.Ben filmi beğendim,evet ağır ve yorucu bir film fakat gerçekten farklı bir film,eğer kendi dünyanızdan biraz da olsa kopmak istiyorsanız tavsiye ederim.

    7.5/10
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük