avrupa ve dünya edebiyatının gelişmesinde son derece önemli bir yere sahip olan edebiyattır. alman edebiyatı denilince akla şüphesiz ilk olarak alman mitoloji karakterleriyle ünlü nibelungen destanı gelir ve bunu müziğe geçirecek olan richard wagner'in yarattığı birbirinden güzel şaheserleri.
bu dönemlerde resimde albrecht dürer ve müzikte bach, haendal, beethoven, telemann gibi ünlü sanatçılar ortaya çıkar, özellikle 1700'lerden sonra alman edebiyatında büyük bir patlama meydana gelir ve birbirinden yetenekli yazarlar ortaya çıkmaya başlar, bunlarla birlikte farklı alman romantizmi, alman idealizmi gibi farklı görüşler gelişmeye başlar, özellikle goetheve schiller iki büyük usta kısa sürede olsa alman klasizmini yaşatacaklardır.
büyük yüzyılın ikinci yarısına karl marx ve friedrich engels gibi yazarlar damgasını vuruyor, aynı zamanda felsefe alanında yaptıkları girişimlerle dünya da fikirleriyle oldukça etkili bir dönemin yaşanmasına da neden oluyorlar. yine bu dönemlerde liebig, albert einstein, max planck, william röntgen gibi bilimsel alandaki çalışmalarda dikkati çekiyor.
her mensubu alman değildir..almanca yazan avusturyalı ve ya çek yazarları da sahiplenirler..gerçi sahiplenme mi , üstüne yatma mı denmeli orası muamma..günümzde en başarılı temsilcileri zweig ve hesse'dir kanımca..
(bkz: steppenwolf)
(bkz: jeremiah)
Fransız edebiyatını okuyunca sıkılıyorum. Alman edebiyatında ise thomas mann hariç hevesle okuyorum. Şimdi birde Heinrich Böll okuyacağım bakalım 2. Cihan harbinin yansımaları eserine nasıl yansımış.