Allah'ın şeytana irade verip ardından kararını sorgulayarak ona sen bana nasıl karşı çıkarsın deme durumudur.
Peki birazcık mantıklı düşünmeye ne dersiniz? Klasik melekler ile şeytan gibi varlıkları ayıran şey neydi ? Emre düşünmeden itaat etmemesi bunu düşünerek yapması değil mi ? Yoksa neye yarar ki zaten düşünce.
Ve Allah'ın söylediği emri şeytan düşünerek reddetti. Bu onun iradesine göre normal olandı fakat Allah onu yargıladı. Madem Allah şeytanın kendi dediği her şeyi yapmasını istiyordu o halde ne diye ona irade verdi ?
irade denilen şey ''Hayır'' demeyi sağlamaz mı ? Allah hem hayır deme hakkını verip hemde hayır dedi diye neden bir varlığı yargılıyor ?
düşünme yetisi bir şeye hayır deme olanağı verir. Eğer şeytan düşünemeseydi bu tarz bir şeye hayır diyebilir miydi ?
Eğer hayır denmemesi isteniyorsa neden düşünebiliyor ?
Konu budur.
Edit: Doğru olanı insana yönlendiren şeye vicdan diyoruz.
Edit2: Anlatamıyorum sanırım. Diyorum ki madem hayır cevabı Allaha isyan ve cezalandırılmalı. O zaman neden böyle bir hak veriyor ?
bu tür konuları bir hocaya sorsanız size fazla derine inme yoksa imanın gider gibisinden laflar eder. sorunun cevabı ise şöyledir; evet meleklerin iradesi yoktur kayıtsız itaat ederler. fakat azazil yani şeytan melek değildi o can kavmindendi allah onu cennete alıp meleklerin başına getirdi yani bir iradeye sahipti. islam kaynaklarında böyle geçer en azından. asıl sıkıntı ise allahın şeytan tarafından ihanete uğrayacağını bildiği halde neden onu cennete aldı ve daha sonra bizleri çok seven yani adem oğlununu seven allah insanları saptırabilmesi için şeytana izin verdi?
cevabı basit olan başlık. allah, şeytan vs insanın hayal mahsulüdür ondan.
iyi olan bir yaratıcı figürü tasarlayan insanoğlu 'bunca kötülük de yapabiliyor isek, bunun nedeni tanrı' nın kötülük yapmamızı istemesidir' şeklinde çelişkiden kurtulmak için tanrının karşısına kötü bir varlık dikmiştir.
bu varlık hem tanrıdan güçsüz olmalı hem de insanları kötülüğe sürükleyebilecek güçte olmalıydı.
şeytan diye kötülük uydurdular ve tanrı-şeytan tiyatrosunu hemen kaleme aldılar.
herkes de memnun kaldı bu tiyatrodan. şeytan isyan eder, tanrı ona süre verir iddialaşır, insan da gerizekalı gibi hiç görmediği şeylerin kuklası olup sonunu bekler. bazıları cehenneme bazıları cennete gidecek diye aval aval bakar durur. olay bu.
sen allahsın büyük düşün ya. insana neden secde etsin, sen " sadece bana secde et" demişsin. secde etseydi " benden başkasına secde ettin" deyip kovmayacağın ne malum ? iki ucu boklu değneği şeytanın eline vermiş.
Allah a bir günah keçisi lazımdı sonucta o da seytan oldu ışte. Yoksa hem akıl hem özgür irade verip ardından niye böyle yapıyorsun diye goygoy yapmak da hoş birsey değil. Tamam allah ya da tanri olabilir ama bu onun mantıksız davranmasını haklı kılmıyor.
dinlerin insan uydurması olduğunun göstergelerinden biridir. insan hayati siyah ve beyazlardan olusamiyor maalesef, bircok noktada griler karşımıza çıkıyor ve ilginçtir bu grilerden kuranın içinde yüzlerce var.
kısaca açıklamak gerekirse canlı bomba da allah yolunda şehit olacağına şüphesiz inanıyor, vatan savunan asker de inanıyor. e sen kitapta dersen din allahın oluncaya kadar savaşın, o adam da gider kendini patlatır. siyah ile beyaz gibi keskin olsun istiyorsun ama önümüze griyi koyuyorsun.
doğal olarak o griyi, isteyen siyah isteyen beyaz olarak görüyor.
allahı bir büyücü adam kisvesiyle yapılandırınca tabi... irade sahibi istediğini yapmakta özgür ama bununla birlikte yanlış verdiği kararların bedelini ödüyor, nesi kafa karıştıran kısım?
girdiğiniz bir test sınavında "madem bu sınava sokuyorsunuz neden yanlış şık koyuyorsunuz?" demeye benziyor bu. sınavın amacı doğru ile yanlışı, bilen ile bilmeyeni ayırmak değil mi birader... istersen doğruyu, istersen yanlışı seçersin. sonuçlarını da ona göre yaşarsın. ben senin önüne bir ferrari bir de tofaş koyup ve "seç birini" dediğimde, senin tofaş'ı seçip "ya bu haksızlık ama ya" demen saçma olur değil mi? ferrari'yi seçseydin, ben mi seni zorladım? seçme şansını verdim diye ben niye kötü oluyorum? aksine sana ferrari'yi seçme sansı verdiğim için bana teşekkür etmen lazım.
bilal'e anlatır gibi anlattım bak, daha ne yapayım!
irade, seçimi mümkün kılar. Seçim ise sonucu. irade verilerek sorumlu tutulan insan ve cinni taifesi, eldeki verileri kullanarak bir tercihte bulunup onda karar kılmak ve buna göre bu tercihine göre hareket etmek durumundadır.
insan karar verirken salt sadece kendi aklına ve kısıtlı bilgisine güvenerek hareket eder ve karar verirse, bu kararı onu iyiye güzele doğruya gerçeğe hakka ve hakikate ulaştıramaz. Allahın yolunu bulamaz. Şaşar. Sapar. Yoldan çıkar. Eğriyi doğru, doğruyu eğri yapar.
Akıl öncelikle karar verme sürecinde rol alan faillerden sadece biridir. Aklı tek başına ve komple yol gösteren olarak görürseniz, o halde aklı ilah edinmiş, kural koyucu kabul etmiş olursunuz ki, akıl halık değil mahluktur. O da insan gibi sonradan yaratılmıştır. Bu sebeple de akıl acizdir ve rabbi bilme ve tanımada diğer unsurlara muhtaçtır. Önce bunu bilelim.
Akıl, nakile, ilahi vahye muhtaçtır. Akıl, ilahi aklın, mutlak aklın, salim aklın rehberliğine tabi olmadıkça, bir arpa boyu yol alamaz. Dinler, kitaplar ve peygamberler bunun için gönderilmiştir.
Şimdi birisi çıkar kalkıp derse ki hayır ve şer niye var ? iyilik ve kötülük niye var ? Melek ve şeytan niye var ? o zaman biz de ona şöyle cevap verebiliriz; kimin ne tarafı seçip hangi amelleri yapacağına insanın kendisinin şahit olması için.
Devlet memuriyetine girerken bile kpss varken, hak ile batılın meydana çıkmasını sağlayacak mekanizmaların olması gayet normal. Cenabı allahın adeti, muradı, hikmeti bu yönde tecelli etmektedir dünya hayatı bu şekilde işlemektedir. Kural koyucu rabb varken kula düşen bu nizama göre hareket etmesi rabbinin bildirdiği ve istediği şekilde iradesini kullanması gerektiğidir.
Ey ademoğlu haddini bil. Sen hiçtin ey Ademoğlu. Yoktun. Rabbin seni yarattı yoktan var etti. Türlü türlü nimetler verdi. Akıl fikir verdi. Kulluktan kaçman, sorumluluktan sıyrılman, rabbine asi ve nankörlük edip karşı gelmen için değil. Onun koyduğu nizamı beğenmemen sorgulaman yada inkar etmen için değil. şayet inkarın, o çok beğendiğin aklın, düzeni değiştirmeye yetmiyorsa, ki --bu alemin bir nizamı olduğunu sorguladığın an rabbul alemini fark etmiş olmaktasın istesen de istemesen de-- o halde bırak bu inadı. Gel, Helak etme kendini. Perişan etme hayatını ve istikbalini. Uyma kör şeytana. Uyma zalim nefsine ey adem oğlu. Allaha kul ol. Rabbine ve elçisine uy. Seni kulluğuna davet eden şerefli davete icabet et. Bilerek ve isteyerek.
Acıma o melun şeytana. Zira o senin baban ademe acımadı zerrece. Babanı da sevmezdi zaten. Seni de sevmez O iblis. O ademoğlunun yaman düşmanıdır. O yüce allaha iftira etmektedir. O azgınlığı kendi nefsiyle istedi. O bunu kendi eliyle hak etti. O sadece layığını buldu. O bunun böyle olmasını kendi irade etti ve istedi. Bu işe severek gönüllü olarak tabi oldu. Allah hiç kimseye zulmetmez. Sakın seni kendine benzetmesin, bu tip vesveseler ile helak etmesin. Aklını başına topla. Son pişmanlık fayda etmez ey Ademoğlu...!
Allahın merhamet etmediğine, burnunu sokma, ahmaklık edipte merhamet etmeye kalkma. Allahın işine karışma. Sen kendi vazifen ile iştigal et.
allah insanı çok özel yaratmış- buradaki problem oradan kaynaklanıyo. adamı zengin edersin de seni tanımamaya başlar ya, onun gibi bişey bu da. sonuçta burada bizi ilgilendiren kısmı, fazla onunla ilgilenince bizim de götümüze giriyo.
bunlar çok bilinmeyenli konular. burada yorum yapanların hepsi de zanna binaen yazıyolar. bilmediğim konular da pek fazla fikir yürütmemek gerektiğimi öğrendim ben.
sonuçta allah aynı şeyi adem´e de vermiş, ve aynı şeytan gibi- onu da kovmuş.
