Bir zamanlar trt'de başlayan, star tv'ye geçen, başrol oyuncuları diziden çıkınca; dizinin basrollerinin yerine baska oyuncular gelen ve ekranda eskisi gibi tutunamayan dizimsi.
Bir o kanal benim bir bu kanal benim diyerek yosma gibi dolaşıp duran lakin ne oyunculuklar ne senaryo elle tutulur yanı olmamasına rağmen piyasada ekmek yiyen bir Türk işi dizi. Ha diyeceksin ki her malın alıcısı vardır derler o da ayrı mevzu.
Star tv'de yayınlanan günlük dizi.annem hastası,aşığı..hal böyle olunca bizde mecburen izliyoruz.
Son birkaç bölümdür başroller ergenler gibi davranıyor.sanirsin evli değiller yeni tanışmış 20'li yaşlarda ergenler.
'Mesaj atim mi? Arim mi? Uyudun mu?' Vesaire.
Çıldırıyorum şu an .
Müslüm gürsesin en güzel şarkılarından biridir. Ne zaman dinlerseniz dinleyin siz tribe sokar. Ne Kadar mutlu olursanız olun. Şöyle dinleyince insan bir an düşünüyor.
dizi mi, film mi bilmiyorum ve hiç rastlamadım, ama demet sağıroğlu tarafından seslendirilen, uzun yıllar da dinleneceği kesin olan çok hoş bir parça var.
şarkının (bkz: sessiz veda) sözlerinin bir kısmı ise şöyle;
“içimde garip bir his var...
yüreğimde olur olmaz duygular,
farzedelim, küçücük bir oyun bu.
oynayalım bu oyunu.
tahmin edemedim sonunu,
adını artık sen koy.”
Minimalist sanat akımını işleyen deriiiiiin TRT dizisi.
Diyaloglar: minimum noktada
- Benimle geleceksin.
+ Niye?
- işte.
+ Gelmesem
- Olmaz
(sonrası iki saat bakışma ve neyin gerilimiyse giren gerilim müziği)
Koca konak eşyalar minimalist:
Mesela yemek salonu: Bir yemek masası, yarısına kadar sandalye, masanın yarısı dolu, gerisi bomboş. Odada perdeler ve bir koltuk harici hiçbir şey yok.
Evin kocaman hollerinde ne bir resim ne bir süs; bomboş, upuzun, kıvrım kıvrım holler.
Makyaj masası makyaj malzemeleri: Normalde bir erkeğin bile daha fazladır süs bakım aletleri. Buradakiler bir ruj bir oje bir de belki far falan bitti. Sinirlenip masanın üstünü süpürüp yere çarptıklarında ses bile çıkmıyor galiba içleri de boş.
Aksiyon: Minimalist
Biri odaya girer, o odadakilere odadakiler ona on dakika bakar. Sonra giren çıkar.
Yemek. Yemeğe oturulur, günaydın denir, bir lokma alınır, afiyet olsun denir. kalkılır.
Kişiler arası diyalog: Tek kelime konuşmalar, saatlerce bakışmalar.
En önemli aksiyon: Bir kadının mafya emlakçıyla evi arasında mekik dokuyup durması, kadın varis olacak.
Müzik: iki tema müziği var. Biri gerilimli olduğu addedilen (uzun bakışma sahnelerinde), öteki de hüzünlü olduğu addedilen (uzun bakışma sahnelerinde) kullanılıyor. Geri kalan sahnelerde müzik yok çünkü uzun bakışma sahnesi haricinde sahne yok zaten.
Karakterlerin hareketleri: Minimalist
Bir şeye karar vermeleri üç saat sürebiliyor; mesela, bir anahtar almak, kapı açmak, yorganı alıp şuradan şuraya koymak.
Oyuncu kadrosu: Minimalist. Figüran denen bir şey yok. Olanlar da bir saniye varlar ve yoklar. Sanki kent boşaltılmış dizi de öyle çekilmiş havası var.
Galiba bütçe de minimalist. Oyuncular da ettikleri kelime başına para alıyorlar bu yüzden senaryo konuşmamaları üzerine kurulu.
Yine de lanet dizide bir dehşetengiz çekicilik var; hani +18'lik videoları kısık gözlerinizin arasından yine izler kanın fışkırdığı sahneye daha bir odaklanırsınız ya işte öyle bir şey var dizide. Aslında bilinçaltına yönelik bir korku filmi gibi. Dünya konuşmayı yeni öğrenen ağır aksak hareket eden zombilerle istila edilse böyle bir yaşam tarzı ortaya çıkardı herhalde.