bugün

herhangi bir konu hakkında dış çevreden müdahale istemek, yardım istemek.

şimdi; aslında buraya bu konuyu hiç yazmayı düşünmüyordum lakin dış çevreden bu konu hakkında pek yardım alamadım işin doğrusu yardım almak istediğim konuyu kimseciklere doğru düzgün de anlatmadım ki şuan bile zorlanıyorum... zorlanıyorum dedim ya 5 dakika önce kafamda kurdum şunları şunları yazcam diye lakin hemen ne yazacaklarımı düşündüklerimi unuttum tamamını değil tabi ki de. üni4'teyken de aynı olay başıma gelmişti. bir akşam vakti babamın ortağının oğlu ile memleketteki iş hakkında tam 3 saat konuştuk neyse sabah oldu arkadaş beni aradı işlerle ilgili planlardan bahsediyor ve bana sürekli ya nasıl yapalım tekrardan bahsetsene diyor lakin ben de tık yok... ona nelerden bahsettim biraz açsana diyorum ve tam bir şok etkisi. akşam 3 saat boyunca konustuğumuz konu hakkında tek bir kalıntı bile yok. fakat akşamleyin sanki 10 yıllık planı çizmişim işleri rayına otutturmuşum şirketi düzlüğe çıkarmışım ve kendine güvenir istikrarlı, kararlı bir düşünce ve iradenin bende olduğunu iyi hatırlıyorum ki sabahta öyle uyandım ta ki telefonum çalana kadar bu andan itibaren karamsarlığım başladı beynimde fırtınalar esiyor, kafayı yemek üzereyim tüm planlar yok oldu gitti o kadar taktik vermişim ortağın oğluna hepsi boş bomboş... işte bende böyle bir durum var hala da devam ediyor.

son bir aydır aldığım kararlardan hep caydım. yok yok aldıgım kararları unuttum bir o yana bir bu yana caymak ne haddime insan biraz istikrarlı olur. bunu yapacam der ve ona koşar bende öyle değil, bugün bi' plan yapıp karar alınır ertesı gün o unutulur başka bir şey kararlaştırılır ve bu boyle yinelenir gider.

ve hiç mutlu olamıyorum çünkü ne yapacagımı tam bilmiyorum ki; bazen de bir işe koyulcak oluyor gibi oluyorum tamam diyorum, küçük bir engel vazcaydırıyor beni.

şimdi başka bir şirkette çalısıyorum ayrıca peder beyin ortak oldugu orta halli bir işletme var. kendi işimi yapmayı düşünüyorum peder ve ortakla. karar alıyorum kendimce... peki nerden el atmalıyım bu işe yönetimden mi yoksa pazarlamaya mı baksam... yönetimden giremem çünkü oraya hemen gel sen bizi yönet demez kimse... pazarlamadan başlasam şirketin gıda ürünlerini pazarlama ve satışını üstlensem ki başarılı olursam yönetim de direk beni sayacak haa işte bu adam iş biliyor diyecek sözü geçen birisi olacağım düşüncesini defalarca kafamda kurguladım tamamlan bu sefer yapcam dedim... pazarlama-satışla pek pratikliğim yok bi' kaç kişiyle görüştüm aldığım cevaplar birader ürünü verirsin parasını alamazsın... şöyle olur böyle gider dediler ve ben buz kestim... şirkette kendimi kabullendirmeye çalısıyorken tam tersi bir olayla karşı karşıya kalıyorum. böyle de düşününce bu düşünceden de vazcaydım. başka şirkette zooteknist olarak çalısmaya devam ettim sonra bir şirkette zooteknist pazarlamacı olarak çalısayım pzarlamacı-satış konularını ögreneyim diyorum... sonra karar yine değişiyorrrr... değişiyorrr. nereye gideceğini bilmeyen kaptan gibi rüzgar nere eserse gemi oraya...
şimdi bu konu ile ilgili siz değerli uludağ sözlük yazarlarından bu ruh halimi ve gidişatı hakkında düşüncelerinizi istiyorum özelden yazarsanız sevinirim şimdiden çok tşk'ler.
başvurma durumu.

arkadaşlar gerdan kırarken ayak bileğimi burktum az önce, ne yapmalıyım çok acıyor?
(bkz: mega herkül kupon)
Sağolun arkadaşlar buldum kuponu.
Sonuc negatif ne demek kardesim bi alip baska veterinere goturun? Telefonda olmaz bu isler, koyup bi koliye goturun hayvani yazik.
mola verilince ayaği güzelce yıka terlik al giy .
http://www.cumhuriyet.com...m.html?platform=hootsuite
yukarıya taşınması gereken başlıktır.
bırakın çekişmelerinizi. yazacağınız bir entry belkide bir hayat kurtaracak. bir hayatın kurtulması için bir dakikalığına, orman gibi kardeş ce.
https://eksisozluk.com/an...5571051?a=popular&p=2
Yukarıya taşınması gereken başlıktır.
Yardım çağrısıdır.

0:00 0:24
https://eksisozluk.com/og...lerim-satiliktir--6288854
haydi arkadaşlar !

https://eksisozluk.com/og...lerim-satiliktir--6288854
işten çıktım eve gidiyordum. Erken çıktım diye yine tam zamanında evde olabilmek için başka bir yoldan gideyim eve dedim. Kahvenin yanından geçiyorum. Aha baktım kimi göreyim? Bu twister dondurmayı nerede görsem tanırım. Kahvede tek başına çay içen twister dondurma, -mavi gözlü pembe dudaklıdır. Bu yüzden twister dondurma- Asker arkadaşım. EŞREEF dedim arkasından. Hığğ dedi. (?). Döndü baktı beni gördü. Tanıdı tabii cucumber. Ben zaten hala aynıydım. Sadece boyum attı, kası arttırdım vs. vs. en önemli detay saçımdı. Komutan yüzünden kimse unutamadı saçımı. Onu entrynin sonunda anlatırım. iki muhabbet falan ettik. Dikkat ederseniz ben asker arkadaşımı dışarda görmeme değil, sabahın köründe kahvede görmeme şaşırdım. Ne arıyo'n la burada dedim. Uyku tutmadı çay içeyim dedim, baktım evde çay yokmuş dedi. iyi güzel daha konuştuk ettik. Akşam yemeğe davet ettim. Yemekte herkesin rezillikleri ortaya dökülecek mutlaka. Gece anlatılanları unutmam için ne yapmalıyım?

şimdi gelelim saç anısına. Benim saçım o zamanlar da şimdi olduğu gibi 3 numaraydı. Ama şimdikinden daha kısa gibi gözüküyordu. Dolayısıyla ensem açıktı. Bir gün dışarıdayken boş muhabbetle geçirdiğimiz bir zaman diliminde yine boş espriler yapıyorduk. Arada komutan da dahil oluyordu. O gün ne oldu, niye boştuk hiç hatırlamıyorum. Sonra biri geldi, ot ota biz otuz demiş şakası yaptı. -evet o şaka taze yeni nesil şaka sanılabilir ama düşündüğünüzden daha bayat ve eski- sonra ben de o şakaya güldüm. Komutan da o sıralar patlayacak yer arıyor çünkü üstlerinden azar yiyor. O an benim açık enseme bir şaplak attı...
Yemin ederim hayatımda yediğim en sert şaplaktı. Sanki osmanlı tokadı atıyor p*ç.
işten çıktım eve gidiyordum. Erken çıktım diye yine tam zamanında evde olabilmek için başka bir yoldan gideyim eve dedim. Kahvenin yanından geçiyorum. Aha baktım kimi göreyim? Bu twister dondurmayı nerede görsem tanırım. Kahvede tek başına çay içen twister dondurma, -mavi gözlü pembe dudaklıdır. Bu yüzden twister dondurma- Asker arkadaşım. EŞREEF dedim arkasından. Hığğ dedi. (?). Döndü baktı beni gördü. Tanıdı tabii cucumber. Ben zaten hala aynıydım. Sadece boyum attı, kası arttırdım vs. vs. en önemli detay saçımdı. Komutan yüzünden kimse unutamadı saçımı. Onu entrynin sonunda anlatırım. iki muhabbet falan ettik. Dikkat ederseniz ben asker arkadaşımı dışarda görmeme değil, sabahın köründe kahvede görmeme şaşırdım. Ne arıyo'n la burada dedim. Uyku tutmadı çay içeyim dedim, baktım evde çay yokmuş dedi. iyi güzel daha konuştuk ettik. Akşam yemeğe davet ettim. Yemekte herkesin rezillikleri ortaya dökülecek mutlaka. Gece anlatılanları unutmam için ne yapmalıyım?

şimdi gelelim saç anısına. Benim saçım o zamanlar da şimdi olduğu gibi 3 numaraydı. Ama şimdikinden daha kısa gibi gözüküyordu. Dolayısıyla ensem açıktı. Bir gün dışarıdayken boş muhabbetle geçirdiğimiz bir zaman diliminde yine boş espriler yapıyorduk. Arada komutan da dahil oluyordu. O gün ne oldu, niye boştuk hiç hatırlamıyorum. Sonra biri geldi, ot ota biz otuz demiş şakası yaptı. -evet o şaka taze yeni nesil şaka sanılabilir ama düşündüğünüzden daha bayat ve eski- sonra ben de o şakaya güldüm. Komutan da o sıralar patlayacak yer arıyor çünkü üstlerinden azar yiyor. O an benim açık enseme bir şaplak attı...
Yemin ederim hayatımda yediğim en sert şaplaktı. Sanki osmanlı tokadı atıyor p*ç.
Merhaba abimin isteme ve havuz başı Nişan var. Hava aşırı sıcak olacak kombin önerileriniz var mı?