bugün

acil yardım

işten çıktım eve gidiyordum. Erken çıktım diye yine tam zamanında evde olabilmek için başka bir yoldan gideyim eve dedim. Kahvenin yanından geçiyorum. Aha baktım kimi göreyim? Bu twister dondurmayı nerede görsem tanırım. Kahvede tek başına çay içen twister dondurma, -mavi gözlü pembe dudaklıdır. Bu yüzden twister dondurma- Asker arkadaşım. EŞREEF dedim arkasından. Hığğ dedi. (?). Döndü baktı beni gördü. Tanıdı tabii cucumber. Ben zaten hala aynıydım. Sadece boyum attı, kası arttırdım vs. vs. en önemli detay saçımdı. Komutan yüzünden kimse unutamadı saçımı. Onu entrynin sonunda anlatırım. iki muhabbet falan ettik. Dikkat ederseniz ben asker arkadaşımı dışarda görmeme değil, sabahın köründe kahvede görmeme şaşırdım. Ne arıyo'n la burada dedim. Uyku tutmadı çay içeyim dedim, baktım evde çay yokmuş dedi. iyi güzel daha konuştuk ettik. Akşam yemeğe davet ettim. Yemekte herkesin rezillikleri ortaya dökülecek mutlaka. Gece anlatılanları unutmam için ne yapmalıyım?

şimdi gelelim saç anısına. Benim saçım o zamanlar da şimdi olduğu gibi 3 numaraydı. Ama şimdikinden daha kısa gibi gözüküyordu. Dolayısıyla ensem açıktı. Bir gün dışarıdayken boş muhabbetle geçirdiğimiz bir zaman diliminde yine boş espriler yapıyorduk. Arada komutan da dahil oluyordu. O gün ne oldu, niye boştuk hiç hatırlamıyorum. Sonra biri geldi, ot ota biz otuz demiş şakası yaptı. -evet o şaka taze yeni nesil şaka sanılabilir ama düşündüğünüzden daha bayat ve eski- sonra ben de o şakaya güldüm. Komutan da o sıralar patlayacak yer arıyor çünkü üstlerinden azar yiyor. O an benim açık enseme bir şaplak attı...
Yemin ederim hayatımda yediğim en sert şaplaktı. Sanki osmanlı tokadı atıyor p*ç.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar