makine mühendisliğinden yeni mezun bi öğrenci olarak beni daha da etkilemiş filmdir. Şu saçma sapan danslar zırt pırt araya girmese çok daha güzel olcak. Nedir bu hintlilerin filmlere damdan düşer gibi saçma sapan danslar koymaları anlamadım. Mühendislik okuyanlara ayrıca tavsiye ederim. bizim öğrenciler , bizim hocalar ve de bizim eğitim sisteminden çok şeyler göreceksiniz. Mühendislikte okuduğum yıllar tek tek gözlerimin önünden yeniden geçti. imdb puan oldukça yüksek sanırım 8.1. Kesinlikle hakettiğini düşünüyorum.
ironik bir isme sahip nefis hint filmi. son zamanlarda izlediğim en doyurucu filmlerden biri. dünyanın çoğu yerinde sistemin bu şekilde olduğunu görmüş olduk. ezberci eğitim sisteminin yerilip bilgeliğin ve dostluğun yüceltildiği, fedakarlığın ön plana çıktığı samimi bir havası var filmin. böylesine uzun bir filmi bu kadar sıkılmadan izlediğim pek nadirdir. ebeveynlerimizi ve öğretmenlerimizi a clockwork orange'daki gibi sinema koltuğuna bağlayıp onlara bu filmi izlettirmek farzdır.
ömrümde ilk defa tanınmış, iyi, sözü dinlenen bir sinema eleştirmeni olmak istedim, keşke elimde olsa da bu filmi herkese izletebilsem.
oyunculuk falan demiyorum sadece, senaryosu ile bile izlediğim filmler arasında kesinlikle ilk üçe girebilecek bir film. ve inanın bana çok fazla film izledim.
Kesinlikle on numara bir film, izlememiş olanlar an itibariyle okumayı bırakıp izlesinler hemen.
bir arkadaşın "çok komik film olum" önerisiyle seyrettim. salt bir komedi filmi olacağı yanılgısına düşmüştüm ama, öyle değilmiş. komedi, dram, sistem eleştirisi, herşey var filmde. burada spoiler falan verip kafa sikmek istemiyorum, hem gülecek hem hüzünlenecek hem de düşüneceksiniz bu filmde. Favori filmlerim arasına kesinlikle girdi, hint sinemasınada bakışımı iyiden iyiye değiştirdi bu film.
vücuda serotonin simule edici etkin bir madde gibi film, 3idiots. rengarenk, her duygu var. izlediğim her filmin ilk 15 dakikası benim için çok önemlidir ve izlediğim diğer bütün filmlerde hep zamana bakmışımdır bitse de gitsek havalarında. ama bu kez öyle olmadı. 3 saat gibi uzun süreli bi film olsa da, bu defa öyle olmadı.
bir film izledim hayatim değişti sözlerine pek inanmazdım fakat, bu filmden etkilenip hayatını bir nebze de olsa değiştiren insanlar vardır bir yerlerde.
bir yandan kahkahalara boğarken diğer yandan gözümde yaş bırakmayıp aynı zamanda en kallavi mesajlar veren bir hint şaheseri.
ah "çakma ranço" nasıl da beş para almadan o kelli ferli prof'lara hikmet dersleri veriyorsun. dünyanın kaç bucak, kuru bilimin nasıl bir hiç olduğunu adeta kafalara vura vura garkediyorsun. raju ve ferhanın yanında keşke beni de çetenin bir elemanı olareak alsaydın da şu dünyanın kıçına beraber tekme sallasaydık..
zubi dubi zubi dubi pum paara.. dilime dolandı ama kimseye açıklayamıyorum. * keşke bu dans olaylarını yapmasalarmış diye düşündüm bu şarkı başlarken ama sözleri çok güzel ve gündemdeki şarkıları aklımdan silmeye yetti. belki de izlediğim en anlamlı filmlerden..ol iz vel.
sabahleyin feysbukta sıkça dolaşan bir video izledim. 1 dakikadan biraz fazla olan videoyu görünce tebessüm ettim. videonun sonunda da 3 idiots yazıyordu.
gogıla arattırdım, buldum işte, bu bir filmmiş.
partlara baktım götüm yemedi önce izlemeye 9-10 tane yirmişer dakikalık part. sıkılırım diye düşündüm ilk partta kapatmaya yeltendim, hele bi dur dedim sonra biraz daha izleyeyim. sonra peyderpey filme ısınmaya başladım. sanırım 5. parttan sonra kendimi fena kaptırdım.
sevgilim arıyor açmıyorum, mesajlara yarım saat sonra, part değiştirirken cevap yazıyorum o derece olmuşum. yatağımın hemen yanında bulunan masanın üstü bira şişesi dolu, fıstık, sigara gırla giderken, onları bile ihmal eder oldum.
filme öyle kitlenmişim ki üzerine yattığım kolum karıncalandı, sırt üstü yatar pozisyona geçtim.
sürekli gülerek ve hayretle izlediğim filmin, sonlarına doğru ağlamaya başladım yemin ederim göz yaşlarım yastığa şıp şıpp dökülmeye başladı. 3 ayrı sahnede ağladım, ki hayatta sulugöz biri değilimdir. annem girdi bir ara odaya napıyorsun dedi, aklıma soğan doğruyorum, toz kaçtı lafları geldi ama; mekana uygun değildi bu klasik yalan. sigara dedim sadece... dumanı yaktı da.
izlediğim en iyi film diyebilirim, bir an kendinizi gülümserken,bir an bir şeyler üzerine düşünürken, bir an gözlerinizi dolmuş bir şekilde bulabilirsiniz.
all is well diye bağırmak gelir içinizden.
hayata yön verebilecek, hayatlara yön verdirtebilecek filmlerden.
şimdi benim bakış açımdan bakmanız da önemli. mesleğim* gereği bu filme daha farklı bakmış olabilirim.
evde tek başıma izledim bu filmi, ertesi gün götürdüm okula ve diğer tüm öğretmenlere de izlettim.
--spoiler--
filmdeki mesajlar 'sivil' olarak ne kadar etkileyici ise de, bir öğretmene verdiği mesajlar açısından daha önemli, daha vurucu.
'muhammed ali'yi babası şarkıcı olması için zorlasaydı? ya da micheal jackson'u boksör olması için kursalara yollasalardı dünya nasıl bir yer olurdu?'
bu soru bir öğretmen için çok önemli. ben öğrencilerime matematik öğretirken bazen kendimi kaybetip:
'bunu öğreneceksiniz! bu sizin ileride evleneceğiniz kadını, altınızda olacak arabayı, içinde oturacağınız evi belirleyecek!' dediğimi hatırlıyorum.
evet 'sistem', bu. ama öğretmen olarak sistemi arkamı alıp hunharca öğrenciye saldırmaktansa, sistemi kendi istediğimiz yönüne çevirmek de (çevirmeye çalışmak da) var. sisteme karşı öğrencinin yanında olmak da var.
en azından ''sistemin düzeltmeye çalışacak, 'insanı önemseyen, kafalarını sikmemeye çalışan' hale getirmeye çalışan öğretmenler'' de yetiştirebilirim bir öğretmen olarak.
bende bu fikri yeşertmişse bu film güzeldir.
neyse, zaten ''sonuncu sorusu 'kompozisyon' olan sınavlar'' gibi bir kabusu olan ben için bu yazı bile çok çok iyiydi. daha fazla uzatmamalıyım.
--spoiler--
not:
öğretmenseniz kesinlikle izleyin ve yorumunuzu bana söyleyin, lütfen...