bugün

Sen bir de 35'e gelince gor. Swh.
Ne edebiyat yaptınız aq.
Hiçbir şey değişmeyen yaştır; 25-26 neyse, aynısı.
bunu 27 de değil de başka herhangi bir senede de kişi yaşayabilir. Henüz yaşamamış ya da yaşadıysa da yaşarken düşünmeyi, anlamayı unutmuş adamlar nasıl da kendini belli etmiş. gerçi herkes yaşama aynı şekilde yaklaşmıyor, onlar da kendi içlerinde gayet tutarlılar. neyse.

yaşadığın şeyleri şu an bende 24'te yaşıyorum. huzursuz, mutsuz değilim ama bi' şey var yani...
işimden memnunum, ailemle, arkadaslarımla aram iyi (çok şükür) ama bir şey var...Eski heyecanla, istekle, enerjiyle yaklaşamıyorum hiçbir şeye. Bir şeylerin aynı kalması zaten çok makul bir şey değil ama bu hale evrilmesine de hazır değilmişim galiba.

Evin en küçüğü benim ama o küçüklük sadece anılardan bahsedilirken vurgulanıyor. Artık bir karar alınırken bana da soruluyor, birileri evlilikle ilgili konuşurken annem "hayır daha çok küçük..." diye karşılık vermiyor, birikim yapma konusunda devamlı tavsiyeler veriliyor... Ama ben o kadar büyümedim ki :'( bazı anlar büyüğüm, bazı anlar küçüğüm :'(

öğrenciyken de çalışıyordum ama o zamanın çalışması ile şimdiki farklıymış birbirinden, ne çok enerjim varmış herkese, her şeye. O zaman öncelik okul, sonra iş olduğu için yaşanılanları algılayış birbirinden çok farklıymış ama mevzu tam olarak da o değilmiş, işte böyle bir gariplik var. Çap yapmaya başladım, ikinci sınıfa başlarken. Kendi alanımdan mezun olduktan sonra işe girdim, diğer bölümü biraz aksattım yoğunluktan. Üstümdeki yukarıda anlattığım hali atmak için dedim okula biraz daha ağırlık vereyim, belki daha iyi gelir, okul zamanlarındaki gibi hissederim... Ama o öyle deolmuyormuş... alandan çok memnunum, keyifle de okudum bu zamana kadar ama son 3 dersim öyle bir yük oldu ki... Okuldan bir mesaj dahi görmek istemiyorum şu anda.

Artık anlamam gereken bir şeyler var ama ben anlamamak için her yolu deniyorum... işte tam da bu zamanlarda başını yaslayacak geniş bir omuz isteyince anlıyorsun tüm mevzunun ne olduğunu ahahsjsjd

Şaka şaka, öyle işte...
Hatalı kararlar verme yaşıdır. Bu yaşlarda karşınıza çıkan, kadın ya da erkekle inanılmaz mutlu olmasanız da olm bu zamana kadar armudun sapı üzümün çöpü dedin ve yalnız kaldın. Devam et bakalım nereye gidecek dersiniz ve korkunç bir şekilde, nişanlanırsınız. Her gün inanılmaz sıkıntılı şeyler yaşasanız da gözleriniz kör olur. En sonunda nişan atarsınız. Bir de bunun evlenen versiyonu var. Çocukları da oldu. Hayatları sik gibi afedersiniz.

Velhasıl kelam, dostlar bu yaşlarda kendinizden ödün verecek kararlar almayın.
Eliniz ayağınız tutuyorsa, herhangi bir hastalığınız yoksa bence allah'tan belanızı aramayın, öğretilmiş krizlerle tribe girmeyin.
ben şu an 25 yaşımda yaşıyorum bunun devamı da mı varmış?