heves kirmak gibi olmasin lakin olmayan bunalimdir. olsa olsa su dunyada vaktin ne kadar cabuk gecebildiginin farkina ilk varildigi saskinlik evresidir. onun haricinde 23 yas, gucun kuvvetin yerinde oldugu, enerjinin zirve yaptigi, bir on yil kadar sonra mumla aranacak bir donemdir, keyfi cikarilmalidir. (bkz: 29 yaş sendromu) ise pek cogumuz icin gercek bunalimin miladidir. takip eden yillarda bunalimdan kurtulma umudu, yerini yavasca 35 yas bunalimina birakir. ote yandan 40 yas ile birlikte etkisinin zayiflayacagi, bir erkegin altin cagini yasayacagi doneme girecegi iddia edilmektedir. ne diyelim, gumuse razi, bekleyisimiz suruyor.
Şımarıklık sendromudur. Okusam bir dert okumasam bir dert bunalımı da denilebilir. Hayata karşı isyancı olurlar. Sebebi ise ergenliği yeni atlatmış “ben büyüdüm yiiaaa!” Diyerek hayata meydan okumaktır.
Hayatla ilgili kararların alındığı yaşlar genellikle bunalım yaşlarıdır. En güzel yaşımızda üniversiteye hazırlanırız, en güzel yaşımızda iş ararız, en güzel yaşımızda doğru kişiyi bulmaya çalışırız. Ya seçimlerimiz yanlışsa?
Benim yaşımın bir tık alt numarasıdır. Valla 20 den sonra hayat su gibi geçiyor bir bakıyorsun yaş 35 yolun yarısı eder şiiriyle karşı karşıyasın. Virajı dönüyorsun hep bayır sonra.
şu ara ben dahil etrafımdaki herkesin skerler yeaa hayat çok güzel, eve mi çıksam, tek mi yaşasam, bi köye mi yerleşsem, astronot mu olsam, bezelyeye mi aşık olsam vidvidi zırvaladığı..
Liseden mezun olur olmaz üniversiteyi kazandığı yetmezmiş gibi birde utanmadan dört yılda üniversiteyi bitiren ve sonrasındaki süreci tasarlayan bireylerin girdiği bunalımdır. Bir yandan iş arama telaşı vardır diğer yandan da yalnızsa bir hayat ortağı telaşı vardır ki aile bireyleri baskı kurarlar bir yandan, hele ki bu insan erkekse askerliği dört gözle yolunu gözlemektedir.