atatürk'ü anlamayan dallama troll sıçmığıdır.*
zaten atatürk ilke ve inkılapları zaman içinde değişmeyi de öngören devrimcilik ilkesini de içerdiğinden dolayı asıl bel bağlanması medet umulması gereken yerdir. atatürk ilke ve inkılaplarının yanlış anlaşılıp günümüzde yanlış uygulanması veya uygulanmaması onların yetersiz olduğu anlamına gelmez. di mi çocuğum? küçükken çok sağlam menenjit atlattın heralde.
eğitim alırken kalıcı zaiyata uğramış insan önermesi.
halen atatürk'e çamur atma yetkisini kendinizde görebilmenize şaşıyorum.atatürk ilkeleri 57. yüzyılda bile geçerliliğini koruyacak kadar düzgün yapılandırılmış ilkelerdir. halen başka düşünceleriniz varsa (bkz: götten medet ummak)
türk devriminin tüm dünyaya ilham veren bir devrim olduğunu bilmeyen bünyenin aşağılamaya hakkının olmadığı ilkelerdir bunlar. tek bir bünyenin altısını birden hazmetmesi, sen ocusun ben bucuyum kavgalarına son getirebilecek bir durumdur. bir türk bu ilkelerin hepsini bünyesinde barındırırsa, kimseyi ne devrimci olduğu için suçlar, ne de milliyetçi olduğu için. bu altı ilke birbirleriyle kardeştir. 21. yy'da hala bu ilkeleri anlayamamış insanlar ise içlerinden kendilerine uygun gördüklerini seçmekte, diğerlerini inkar etmektedir.
cumhuriyetçilikin, (bkz: demokrasi)nin nesi kötü? (bkz: halkçılık) gerekemez mi, halk sensin zaten! laiklik konusuna hiç girmeyeceğim, yeterince araştırmamış, kelime anlamına bile vakıf olamayan insanlarla bu konuyu tartışmaya niyetim yok. şehit haberlerini duyduğumuzda bünyesi milliyetçilik le dolmuyor mu hepimizin? inkılapçılık a laf etmeniz için, önce altınızdaki kot pantolonu filan çıkarın beyler, fes takınız. devletçilik de yine bize zararı değil, faydası olacak bir ilkedir. bütünleştiricidir.
gelelim ev ödevinize. önce altı ilkeyi bir nefeste sayabilecek kadar ezberleyin. bir kağıda on kere yazın. sonra anlamlarını öğrenip, birer cümle içinde kullanabilecek hale gelin. sonra buyrun tartışalım.
normaldir zira atatürk' ün ilkeleri vefatından sonra kimse tarafından aynı hızla ve inançla devam ettirilmemiştir. devam ettirilse medet ummaz içerisinde yaşardık ama bizde siyasilerin durumu malum, mustafa kemal atatürkte askeriye disiplini ve vatanseverliği vardı, şimdikiler oğullarını askere göndermiyor. zaten bir devlet için gerekli olanlar atatürk ilkeleridir ötesini bilen varsa bir anlatsın da biz de başka şeylerden medet umalım.
atatürk ilkeleri halkı adam yerine koymayan ve tepeden inme yaptırımlardır. cahil halka yeni şeyleri silah zoruyla kabul ettirmektir. yukarda bir kaç kemalistin cahil halk lafını bol bol kullanmalarının sebebi de bu zaten. inönü çok partili düzene yani demokrasiye geçileceği dönem(1944-47) bunların değiştirilmesi gerektiğini yoksa demokrasi içinde oy alamayacaklarını söylemiştir. ama kemalistler inönü'ye bile karşı çıkmıştır.
atatürk ilkeleri demokrasi olan bir düzende uygulanamaz. uygulanması için demokrasinin devamlı darbeler ile sıfırlanması ve kesintiye uğratılması gerekir. zaten inönü sayesinde çoğu ilke yumuşatılmış veya kaldırılmıştır. adları kalmıştır ve darbe dönemlerinde darbeciler bunları tekrar işler hale getirir.
bundan sonra darbe olur mu bilmem ama olmazsa bu ilkelerin anayasada var olup olmaması hiçbir anlam ifade etmeyecektir. cahil halkı kontrol altına almaya çalışan ilkeler artık cahil halk tarafından yenilmiştir.
demokrasilerde cahil, aydın, akıllı, aptal ayrımı olmaz. herkes tek oy hakkına ve bir gerizekalı ile bir süper zeka aynı haklara sahip. bu devirde demokrasiyi savunmamak, karşı çıkmak her zaman yenilgi ile sonuçlanacağından atatürk ilkelerinin tepeden inme özellikleri de yürütülemez. pekala demokrasi ile birlikte olmazsa olmaz "insan hak ve özgürlükleri" ilkeleri yaşatabilir mi? maalesef o tarafta da ekmek yok. kimseye zorla istediğin elbiseyi giymeyi, istediğin eğitimi vermeyi zorlayamazsın. kendi kültürünü yaşamasını engelleyemezsin. devlet eliyle zorla tek millet olmaya zorlayamazsın.
günümüzde, göz(t)ümüze modern yenilenme/yenileşme/ilerleme adı altında sokulan reform hareketlerin ve bir takım kriterlerin bizi bir an bile olsun ileriye götürdüğünü sananların söylemidir.
önemli olan atatürkün ilkelerine bağlı kalarak yeniliği gerçekleştirebilmektir. yoksa, gerçekten atatürk ilkelerine bağlı kalıp yeni bir şey yapamamak gerçekten çok vahim durumdur.
toplumun şu anki durumunun, onun ilkelerini belirlediği günler kadar karartılmak istenildiği bu günlerde tartışmaya bile gerek bulunmayan konudur. ilkeleri dün ne kadar gerekli ve geçerli ise, bu gün de aynı şekilde gerekli ve geçerlidir.
yaşam değişiyor bu değişimin içinde her şey değişiyor bundan 80 yıl önce ortaya çıkan düşünceleri günümüz şartlarına uygulamak olmuyor artık o fikirler o zamanın şartlarına uygundu bugünkü şartlarda uygulanamaz yaşadığımız yüzyıl bunu gerektiriyor.onun için bazı düşünceleri putlaştıp tabu haline getirmeyin istesinizde istemesenizde değişim her zaman kaçılmaz olarak var olcak.
atatürk'ün ilkelerini nerelerden anlamamıza bağlı söylemdir. en basitinden milliyetçilik ilkesini faşizm olarak algılarsan hata yaparsın. devrimcilik ilkesini ise "devrim yapmak" olarak algılarsan hata yaparsın. laiklik ilkesini dinsizlik diye algılarsan hata yaparsın.
tüm bunları halka anlatmak yerine çöpe atarsan hata yaparsın.
ya ne olacaktı a hainler?
sizin gibi ingiliz amerikan kucağına oturmuş hainler atatürk'ün ilke ve inkilaplarına zarar veremeyecekler bunu aklınızdan çıkarın.
olduğun yerde sabit kalmak demektir. atatürk'ün yaptığı yenilikleri geliştirmek ve çağa uyarlamak bir gereklilikten çok zorunluluktur. böylece atatürk'ün yaptığı hataların ülkeye verdiği zararlar minimuma inerken yararları maksimum olacaktır. unutulmamalıdır ki atatürk'ü sevmek onun yaptıklarını tekrarlamak değil o eylemleri gelişitirmektir.
atatürk'ü yanlış anlamak veya hiç anlamamaktır. değişmeyen tek şey değişimin ta kendisidir, hal böyleyken hala 70-80 sene önceki fikirleri günümüze birebir uygulama çabası gereksizdir, boşa enerji israfıdır.
modern dünya artık demokrasi ve insan haklarının, kişisel hak ve özgürlüklerin gelişmesi için çaba harcıyor. yine bu dünyada partiler bu hakları daha da geliştirme sözü veriyor. buna rağmen hala ülkemizde devletçilik ilkesine bağlılık yeminleri edilmesi ki bu tamamen semboliktir akıl ve mantıkla izah edilemez bir durumdur.
atatürk akla ve bilme önem veren bir insandı, fakat onun peşinden gittiğini söyleyenlerin değişime ve gelişime kapalı olmaları, değişimi anlıyormuş gibi gözüküp başka bir yerlerinden anlamaları gülünçtür. atatürk'ü ilahlaştırma ve ondan ekmek yeme çabalarıysa artık demodedir.
o halde yapılması gereken şey ulusalcı kemalist tayfanın artık dünyaya daha fazla açılması ve dünya ile bütünleşmesidir. körü körüne ab veya abd düşmanlığı ve ilke romantizmi ile hamasi nutuklar türkiye'yi ileriye götürmez. teorikte uygulanması çağımız koşullarında mümkün olmayan ilkeleri de bu kadar canhıraş savunma girişimini zaten anlıyamıyorum.
üzülerek söylüyorum ama bazı şeyler yaşanır ve biter. zamanı geri döndürmek mümkün olmadığına göre yeni düzene ayak uydurmak gerekir. yani kısacası eski kral öldü yaşasın yeni kral. burada atatürk öldü artık tayyip'e biat edin anlamı da çıkmasın, ha eğer öyle bir anlam çıkıyorsa da girdiği yerden çıkamasın. *