2001 a space odyssey

entry88 galeri47 video2
    13.
  1. http://www.kubrick2001.com/

    adresindeki flash video izlenirse daha iyi anlaşılabilecek olan film.
    1 ...
  2. 12.
  3. gelmiş geçmiş en iyi bilim kurgu filmi olduğu söylenir ama bence en iyisi blade runner'dır.
    1 ...
  4. 11.
  5. kitabı filminden güzel olan eser.
    1 ...
  6. 10.
  7. filmdeki; kemiğin, bir uzay aracına dönüşme sahnesi sinema otoritelerince, dünya sinema tarihinin en önemli geçiş sahnelerinden biri sayılır. belki kimine göre en iyisi.
    3 ...
  8. 9.
  9. ilk izleyişte birşey anlayamadığım sonra vay anasını dediğim film. http://www.kubrick2001.com/ da film içindeki sembollerin açıklaması mevcuttur.
    4 ...
  10. 8.
  11. --spoiler--

    ------------------------------------------------------------------------------

    lahit'in neyi temsil ettiği ile ilgili üzerinde bir sürü tartışma yapılmış, ama hala bir yanıt bulunamamıştır. zira bir kubrick klasiği olan filmin sonunu seyirciye bırakma huyu bu filmde daha da açık ortaya vurulmuştur. kubrick ise film hakkında şunları söylemiştir:

    "2001'in felsefi ve alegorik anlamı konusunda spekülasyon yapmakta serbestsiniz."

    yani her şeyin ucunu açık bırakmıştır. isteyen istediğini anlayabilir. yani filmde 3 kez gözümüze gözüken lahit'e bir mermerde diyebilirsiniz, tanrıda. size kalmış.

    filmin en güzel yanı, kubrick'in en büyük özelliklerinden biri olan detaycılığı daha da belirginleştirmesi kanaatimce. yani filmde gördüğümüz birçok sıradan olay, aslında filmin temel taşlarını oluşturuyor. hal ile dave'in satranç oynaması ve hal'in dalga geçermişçesine dave'i yenmesi, daha sonra hal'in dave ile frank arasında geçen konuşmayı ağızlarını okuyarak öğrenmesi ve akabinde dave hariç tüm insanları öldürmesi, dave'i de öldürmeye çalışması filmi güzel yapan unsurlar. ancak bunları yaparken ne kadar gelişmiş olursa olsun hal'in düşünmediği tek şey insanın cesaretidir. kubrick bunu vurgulamak için filmde hal ile yapılan sohbetler arasına "hal hissediyor musun? duyguların var mı?" gibi cümlelere yer vermiştir. konu sapmadan toparlayayım. velhasıl kelam hal, dave'in (insanın) cesaretini hesaplayamadığından yaratılmış en basit alet olan (ben burada tornavidayı filmin başındaki kemikle karşılaştırıyorum) tornavida ile yok edilir. daha sonra başka bir bölüme geçilir. ve bu bölüm, insanın yüzleşeceği en zor bölümdür: insanın ölümü.

    burada dave kendini görür. artık yaşlıdır, ve ölüm anı yavaş yavaş gelmektedir. buradaki ince detay içinde şarap olan bardağın düşmesi, ve şarapın yerde kalmasıdır. bardak-şarap ilişkisi, beden-ruh ilişkisiyle bagdaştırılmalıdır. bardak kırılmıştır, yok olmamıştır ama herbir parçası başka yere saçılmıştır. oysa ruh, hala bir bütündür ve ebediyete kadar orada kalacaktır (gudik arkadaşlar; "e abi sıcaklıktan şarap buhar olur uçaaar?" diyebilir. ama demesinler yanılırlar. zira oradaki 4 duvar aslında bir simgedir, dünya'dan bir yer değildir.)

    daha önce belirtmem gereken ama unuttuğum birkaç detay daha vardır ki, şu anda nasıl unuturum lan diye hayıflanmaktayım kendi kendime. birincisi uzayda hiç sesin olmamasıdır. bu inanılmaz bir detaydır. filmi en gerçekçi bilim kurgu filmi yapan en önemli detaydır. zira seslerin oluşması için havada titreşimin olması gerekmektedir, ancak uzayda yoktur. bu da klasik müzik hastası kubrick'in işine yaramıştır elbette ki. akabinde kulaklarımıza uzunca süre süren vivaldi şenliği yaşatmıştır. diğer büyük detay ise dave'in tamirata çıktığı zaman kendi nefesinin sesinden başka hiçbir sesin olmayışıdır. burada insanın acizliğini anlatmaya çalışır ve başarır kubrick (elbette bana göre, kubrick'e göre değil). insan artık dışarıya egemen olamayacağını anlar. çünkü onun o anda egemen olduğu tek şey, cam fanusun içidir. çünkü dışarıda nefes alamaz. çünkü, uzayda yaşamak için daha çok erkendir, uzayda yaşamak için daha bebektir o. filmin ilk sahnesinde nasıl insan-maymunlar kemikten silah yapmayı öğrendilerse ve bir evrim sürecini başlatmışsalarda, burada da insan bir evrim sürecini başlatır. ve burada nietzsche'nin üstüninsan teorisi kendini belli eder.

    filmin aklımda kalan diğer bir detayı da lahit ilk kez göründüğünde insan-maymunların lahite tedirginlikle yaklaşması, dokunmaktan korkması ama cesaretinin üstün gelip dokunmaya başlamasıdır. insan oğlu aradan geçen 4,000,000 yıl boyunca o kadar şerrefsizleşmiştir ki, ayda ortaya çıkan lahitin önüne geçip fotoğraf bile çektirmeye kalkar. bu da kubrick'ten bizlere güzel bir hediyedir.

    buraya kadar kendim yazdım bir şeyler, şimdi de vikipedi'den gördüğüm bir şeyi kopyalamak isterim.

    ------------------------------------------------------------------------------

    bilimsel gerçeklik:

    Genel anlamda film üst düzeyde gerçekçidir, ses olmayan ve uzay gemisininde ses üretmediği hassas bir uzay portresi (hemen hemen vakum) ile yapılmış en gerçekçi bilim kurgu filmlerinden biridir.

    Filme gerçekçilik veren diğer bir unsurda Discovery' nin ağırlıksız güverte portresidir. Filmin kendisi, yapay yerçekimini sağlayan, Döner Tekerlek içindeki etkileyici çekimlere, HAL in tamiratı ve kapatılması gibi tekerlek dışındaki ağırlıksız sahneleri kontrast yaparak buna dikkat çekmektedir. Pod bay içindeki yürüyüş sahneleri, garip derecede yavaş olan yürüyüş adımlarını da açıklayan Cırt Cırt benzeri kumaş kaplamalı taban ile açıklanabilir.

    Buna rağmen filmde bazı başarısız bilimsel gerçeklikler vardır.

    Ay tepelerinin yükseklikleri aşırı varsayılmıştır, film Apollo programının bulgularından önce yapıldığı için meteor erozyonu az varsayılmıştır.
    Ay günleri yaklaşık bir Yer ayı sürmektedir, dolayısı ile güneşin yükselişi çok hızlıdır.
    Clavius üssündeki yer çekimi Ay dan çok Yerdeki yer çekimine benzemektedir.

    Öngörüleri:

    Filmin gelecekle ilgili bazı öngörüleri gerçekleşmemiştir

    Ayda kurulmuş koloniler
    Jüpitere insanlı seyahat
    insanı derin uyku kipinde yaşatabilecek teknoloji
    HAL' in konuşma, anlama ve kendini ifade yetileri 2001 in çok ötesine geçmiştir.
    Pan Am ve Bell System, 2001 yılını göremediler
    2001 yılında Sovyetler Birliği ve Amerika ile değişmiş olan ilişkileri
    Gerçekleşen öngörüler

    Bilgisayar içeren cihazlar
    Düz ekran bilgisayar monitörleri (filmde arkadan projeksiyon ile benzeştirilmiştir)
    Küçük, taşınabilir, düz ekran televizyonlar
    Geniş açılı uçuş televizyon ekranları
    Can sıkıcı uzay yolculuğu
    Uzay araçlarında Cam Kokpit
    Çoklu TV kanalları
    1960 lardakinden daha çok basamaklı telefon numaraları
    IBM ve Hilton Hotelleri gibi şirketlerin 2001 e kadar kadar hayatta kalmaları
    Ortalama bir insan oyuncuyu yenebilecek yetenekte bilgisayar
    Geminin bir takım FORTRAN kodu ve şematik çizimler gösteren bilgisayar arayüzü, genellikle, grafiksel kullanıcı arabiriminin yanlış öngörüsü olarak görülmekle birlikte, gömülü sistemler çoğunlukla benzeri arayüze sahiptir. Bu öngörünün gerçekleşmişliği tartışmalıdır.

    kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/2001:_A_Space_Odyssey

    --spoiler--
    12 ...
  12. 7.
  13. Sinemanın her alanında yapıt vermiş büyük ustadan *, bir bilim-kurgu destanı.

    izlerken ve izledikten sonra da, bunu yapsa yapsa Kubrick yapar dedirten bir filmdir.şahsen bilim-kurgu filmlerinden özel bir zevk almamama rağmen, bu film, kaçınılmaz olarak beni etkilemiştir. özellikle açılış sahnesi ve yapılan vurgu çok etkileyicidir.

    Kullandığınız silahın ya da yöntemin önemi yoktur. insanoğlu, nihayetinde kendisini tüketip başladığı yere geri dönecektir..
    1 ...
  14. 6.
  15. 1968 yapımı Stanley Kubrick filmi. filmi bilimkurgu olarak görüyorsanız zaten anlamamışsınızdır. bu film kesinlikle bir bilimkurgu değildir, sadece bilimkurgu kılıfına sokulmuş felsefi bir filmdir. Tanrı'nın varlığını sorgulamaktadır. Birçok kişi için tahammül edilemeyecek bir film olsa da sinema tarihinin başyapıtlarından biridir. Oscar da dahil olmak üzere birçok ödül almıştır. Ayrıca aynı konuyu işlemiş bir film daha vardır: Andrei Tarkovsky'nin Solaris adli filmi. (bkz: Solaris) (bkz: Andrei Tarkovsky)

    Önemli not: George Clooney'nin oynadığı saçmalık adı Solaris olsa da orjinal Solaris ile hiçbir ilişkisi yoktur. izlenmesi zaman kaybıdır. çünkü Tarkovsky'nin filmi Stanislaw Lem'in eserine uygun olarak tanrı'nın varlığını sorgularken, Steven sodenberg'in filmi klasik bir aşk hikayesinden ibarettir.
    2 ...
  16. 5.
  17. geleceği çekildiği yıla nazaran başarılı bir şekilde öngördüğünü düşündüğüm başarılı film.her şey iyi güzel de o goril familyasıyla alakalı sahnelerde içimi gerim gerim geren bir ses var,bi ona laket okudum.
    2 ...
  18. 4.
  19. uzay gemilerinin uzayda giderken vicuv vicuv diye ses çıkarmadığını * bilmeyene öğreten bir kult film şaheseri.
    film ilk temasa * dair ilginç bir başyapıttır. Aslen Arthur c clarke abimizin kısa bir öyküsünden uyarlama olup, filmi çıkınca kitaplaşmış utanmamış sıkılmamış 4lü bir seri olmuştur. Arthur abimiz şimdilerde piyasada olan çoğu şeyi öngörmüş olmasına rağmen (bilgisayarın satraçta insanı yenmesi, bi nebzeye kadar düşünen/konuşan bilgisayar, görüntülü telefon*, uzayda yapay yerçekimi gibi..) bir çok * şeyi de * tutturamamıştır (sovyetlerin çökmesi, insan gibi düşünen bilgisayar, başka neyi tutturamadı unuttum). Filmin sonundaki sahneyi * daha sonraki kitaplarında kendince açıklar. (bkz: 2010) (bkz: 2061) (bkz: 3001)
    3 ...
  20. 3.
  21. Alet kullanan insanla alet tarafından kullanılan insan arasında ki milyonlarca yılı gözlerimiz önüne seren filmin senaryosunu kubric ve arthur clarke birlikte yazmış. Filmde çoğunlukla clasik müzik kullanmayı tercih eden kubric özellikle insanın evrende yalnız olduğu duygusunu ve bundan doğan korkusunu vermeyi bilmiştir. Ayrıca filmin müzikleriyle ilgili ilginç bir not kompozitör alex North filmin ay yolculuğuna kadarki kısmına 40 dakikalık müziklerini yazar ama kubric daha sonra klasik müzik kullanmayı tercih ediyor.
    3 ...
  22. 2.
  23. sonu asla tam olarak ne anlatmak istiyor bilinemeyen üstad stanley kubrik'in belkide en önemli filmi...
    filmlerinde sayısız gönderme gizli olan ve hiçbirinin tesadüf olmadığı bilinen yönetmen ile ilgili bir anektod;
    bir gazeteci filmdeki bilgisayarın adının HAL olması ile ilgili "alfebede bu harfleri kendilerinden bir sonra gelen harf ile değiştirildiğinde IBM harfleri ortaya çıkıyor bu konuda ne düşünüyorsunuz?" dediğinde, gülümseyerek " bak allahın işine ne hoş tesadüf" demiş insan...
    7 ...
  24. 1.
  25. charlie ve çikolata fabrikası adlı filmde yönetmen tim burtonun çok sevimli bir gönderme yaptığı film.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük