2001 a space odyssey

entry88 galeri47 video2
    62.
  1. Ya kubrick babuş allah aşkına niye bu kadar kastın be mübarek. anlatmak istediğini düzgün akıcı bir şekilde anlat çekil kenara otur keyfine bak. ne o insanı geren müzikler koyup sesini arttırıp azaltmalar falan. amaç ne yarraam. bekliyorum bir şey olacak bir şey patlayacak diye geriliyorum sonra o artan müzik yavaşlıyo ve azalıyo. ne bu şimdi tarak kafalı çok sinirlendim yeminediyorum.

    Görsel olarak iyi eyvallah. uzay mekikleri, uzayda yenilen yemekler falan tamam onlara da eyvallah güzel ufuk açıyosun vay be diyosun iyiymiş diyosun da saçma sapan 20 dk boş müzik dinletmelerin nedir? yarak gibi bi mekiğin ay yüzeyine 20 dk inişini ne izletiyosun sen bize. indir gitsin amk 20 dk da değil de 10 dk da indir ne abartıyosun.

    Filmin sonu nedir ne anlatmaya çalışıyosun bi bok anlamadım. ilk aleti kullandık kendi aletlerimizi ürettik. o kadar ilerlettik ki artık bize rakip oldular (HAL). Bu arada o taş da tüm bunlar olurken hep bizimleydi değişmedi evrilmedi. buraya kadar tamam eyvallah. ama o sonda saçma sapan gereksiz yere gerginlik yaratan sahneler, o beyaz oda, yemek yeme faslı,bi astronot oluyo bi odada yemek yiyen adam oluyo bi yatakta yatan yaşlı adam oluyo taş geliyo ne bunlar amk ne anlatıyon. sonra o yaşlı adama taştan bakınca embriyo gibi görünüyo. Dünyanın yanında kocaman bi embriyo oluyo. sikeyim filmini
    0 ...
  2. 61.
  3. izlenebilecek en sıkıcı filmdir. Ulan ilk 25 dakika tek kelime dahi diyalog yok lan filmde! Her şey çok ağır çekilmiş, yarım saatte uzay aracının Yörüngeye oturmasını çekmiş adam.

    Felsefi açıdan öyledir değildir bilemem ama bundan çok daha iyi bilimkurgu filmleri mevcut. Ha yılına göre
    Olağanüstü başarılı tabi ki filmi izlemeye değer yapan da bu.

    8.1/10.
    1 ...
  4. 60.
  5. insanoğlunun uzaya çıkışının en derin ve en kapsamlı hikayesi. her şey o siyah taş yüzünden.
    0 ...
  6. 59.
  7. izlemeden önce kitabını okuyun. 1968 yılında böyle bir film tasarlamak ve buna cesaret edebilmek büyük bir olay.
    1 ...
  8. 58.
  9. net söyleyeyim adam akıllı bir şey anlamadım. var bir kaç anektod, sezgisel bişiler falan ama. tek olay çekildiği yılı baz aldığınızda çağın ötesine geçmesi ki günümüzde bu biraz paradoksa dönüşmüyor değil.
    0 ...
  10. 57.
  11. ilginç bir film. filmde anlatılan bence her şeyin başa döneceği. ne kadar ileri gidersen o kadar da geri gitmiş olursun.
    1 ...
  12. 57.
  13. --spoiler--

    hiç kıvırmadan belirtmek gerekirse, beğenmediğim ve yarısını uyuklayarak geçirdiğim film. filmin çok orijinal bir hikayesi varmış, kubrickin anlatımı çok başarılıymış, maymunun fırlattığı kemikten uzay mekiğine geçiş sahnesi sinema tarihinde dönüm noktasıymış, kubrick film boyunca pek çok kez simetrik görüntülere yer vermişmiş vs. anlamam ben. uyukladığım filme nasıl güzel derim lan?

    hiç boşuna "düşünmeden eğlenmek" falan filan zırvalığına girmeyin arkadaşım. a clockwork orange'ı da seyrettim. bir an olsun gözümü ekrandan ayıramadım. eyes wide open'ı da izledim. aynı şekilde. beğenmeyene laf etmem ama ben gayet de keyif aldım bu filmlerden. ama dakikalarca siyah ekrana bakıp müzik dinlemek, dakikalarca bir uzay mekiğinin gidişini seyretmek nedir Allasen? yoksa biz de anladık maymun-insanın ilk aleti bulmasıyla hızlanan evrim sürecinin (ki orada da siyah lahit baş etken oluyor) aletin evrimleşmesine kadar ilerlediğini, dünyada evrimin zirvesinde olan insanın, uzayda halen iki ayak üzerinde zor duran bir tür maymun olduğunu, ama buna rağmen cesareti sayesinde (tıpkı maymun-insanda olduğu gibi) kendinden daha üstün olan bir makineyi alt ettiğini falan. biz de bir takım çıkarımlar yaptık yani. filmi izleyip de bunları yapamayanlar kendilerini suçlamasınlar. iki dakikada anlatılabilecek bir şeyi, yarım saate yayarsan elbette anlamaz insanlar ne anlatmaya çalıştığını.

    filmin 1968de çekilmiş olması, kubrickin bir yönetmen olarak başarısını ve hayal gücünü gösteriyor. ona itirazım yok. filmin felsefi bir derinliği de var. ona da sözüm yok. ama yine de işin bir de kişinin beğenisine kalan kısmı var. dedim ya, ben bir filmde uyukluyorsam, o filmi beğenmemişimdir. ayrıca şu "adam orada neler neler anlatıyor da sen öküz gibi uyuyorsun. git sen akasya durağı izle" kafasını bir çözemedim gitti. aga adam çok orijinal bir hikaye anlatıyor olabilir, bunu da çok orijinal bir takım sinema teknikleriyle yapmış olabilir. ama gel gör ki bana güzel gelecek bir şekilde anlatamamış. gereksiz derecede durağan sahnelerle uykumu getirmiş, ben de doğal olarak sıkılmışım. sen sıkılmamışsan bu senin beğenilerinle ilgilidir.

    ama ben pek çok kişide "madem bu kült bir film, o zaman ben bunu sevmeliyim" kasıntısı olduğunu düşünüyorum. kasma kardeşim kendini. sevdiysen sevdin, sevmediysen sevmedin. bilmem kaç milyon kişi recep ivedik'e gidip kahkahalar atar, ama ne hikmetse hiç kimse sevmez o filmi. aynı kasıntı işte. daha geçen gün de düğün derneğe gittim. yalan yok, büyük beklentilerle gittim çünkü cemcir-kural-cengiz ekibinin yer aldığı her projeyi severek seyretmiştim şimdiye kadar. bunda da öyle bir şey bekliyordum. ne oldu peki? arkamda oturan üç beş kişi iç anadolu şivesini hayatlarında hiç duymamış olacaklar ki, her "eğlenecook, yapacook, edecook" denilişinde avazları çıktığınca kahkaha attılar. hatta cemcirin "ben tokata gideyim, orada akrabalarım var" dediği sahnede birisi kahkaha atıp "bak kendi memleketi ya, ondan gönderme yapıyo. çok zeki adamlar yhaa eki eki" deyince çıkıp gidesim geldi ama sabrettim. beğenmediysen beğenmedin aga, nedir bu kasıntı?

    neyse filme dönersek eğer, imdbde aldığı puanı hak eden bir film olabilir. yani düşününce, sırf o dönemde bu kadar başarılı bir 2001 filmi çekmek bile bu puanı hak ediyor aslında. ama herkesin beğenebileceği bir film değil. aşırı durağan ve hikayesiyle değil de görselleriyle ve müziğiyle ilgisini cezbetmeye çalışıyor insanların. eğer siz de benim gibi, filmde görselden çok hikayeye ve o hikayenin anlatımına değer veriyorsanız eğer, iki sahnede bir durdurup "uff simetriye bak beaa, adam yapmış abi" demiyorsanız; o zaman filmin yarısını uyuyarak geçirmeniz gayet de mümkün olabilir.

    --spoiler--
    1 ...
  14. 56.
  15. kubrick'in beyond the infinite bölümünü çekerken parasız kalıp filmin sonunu ekran koruyucu veya winamp visualizasyonu ile bağladığından şüphelendiğim film.
    0 ...
  16. 55.
  17. kişinin inaçları doğrultusunda istediği yöne çekebileceği uykuluyken kesinlikle izlenilmemesi gerekilen film.
    0 ...
  18. 54.
  19. izleyeli üzerinden çok zaman geçmiş olmakla beraber, filmin sonunda o kocaman uzay gemisinin sadece gazdan oluşan jüpiter'in merkezine o kadar mürettebat ile neden son hızda dalış yaptığını anlayamamıştım, halen daha bilmiyorum cevabını. sonda verilmek istenen mesaj neydi, astronotlar "biz uzayda kafayı sıyırdık kendimizi jüpiter'in gazlarında boğacağız huleynn" gibisinden bir düşünceyle intiharı mı seçmişti, ne olmuştu, neden bu gezegenin dibine dibine uçuyorlardı çözememiştim. bilen, anlayan varsa anlatsın sevaptır. bak o kadar yıl diyorum, gözüm açık giderim*.
    0 ...
  20. 53.
  21. filmdeki siyah taş merak konusu olmuştur , film efekt bakımından zamanının ötesindedir mindfuck movies kategorisindedir.
    1 ...
  22. 52.
  23. Arog filminde kendisine çok hoş bir atıfta bulunulan film. filmin az bilinmesinden dolayı pek kimse anlayamamıştı tabi vakti zamanında.
    0 ...
  24. 51.
  25. yönetmenliğini stanley kubrick'in yaptığı 1986 çıkışlı film. başrollerinde keir dullea, gary lockwood, william sylvester ve douglas rain vardır. film, aynı isimli arthur c. clarke romanından uyarlanmıştır.
    0 ...
  26. 50.
  27. sadece maymundan ibaret olmayan film. (ilk 30 dk yı izleyip bırakanlar için)
    4 ...
  28. 49.
  29. sevgilinizle izlemeyin sakın.
    0 ...
  30. 48.
  31. Stanley Kubrick harikası. Öyle bir film ki anlarsak, film başarısız kabul ediliyor. Arthur C. Clarke öyle söylüyor en azından. Gerçekten de anlaşılması imkansız derecesinde bir yapım. Sonlarına doğru felsefik fikirler verebiliyor sadece. Bunu da olağanüstü bir bakış açısıyla yapıyor. Bir tane ayrıntılı siteye girdim film hakkında ve oradan anlamadıklarımı tazeledim. Onun üzerine ancak yorumlar katabiliyor insan. Kubrick yorumlama kısmında seyirciyi özgür bırakınca da tadından yenmiyor.

    --spoiler--

    Film Darwinizm alt teması ile işlenmiş. Maymun insan kavramı o günden bugüne kadar nasıl ve ne şekilde gelmiş o anlatılıyor. Herşeyin başlangıç noktası ise 'merak'. Maymunlar karşılarına çıkan siyah bir cisme karşı ilgi ve merak içerisindeler. Ancak siyah cismin filmin içerisinde felsefi bir alet olarak kullanıldığını düşünüyorum. Dış bir güç tarafından orada bulunması imkan dahilinde değil. Zaten ben Darwinizm teorisine inanmadığım için primatlardan geldiğimizi de düşünmem. Stanley Kubrick ise hem sanatsal hem de felsefi olarak bizlere sunmuş bu hikayeyi.

    Maymunun biri bundan sonra bizde doğuştan olan şiddet arzusunu gösteriyor. Bastırılamayan bu arzu o kadar keskin ki insanı alet yapımına itiyor. Bu aletlere de zaman içerisinde kendimiz teslim oluyoruz ve yarattığımız şeylere karşı bir hakimiyetsizlik söz konusu. HAL 9000 serisi bilgisayar ise insanların ne kadar boş amaçlar peşinde olduğunu görüp kendi içinde bir sınama yoluna gidiyor. Son olarak da biz insanoğlunu cezalandırıyor. Kısacası hiç hata yapmayan bu makineler bir insanı öldürüp zaten başlı başına bir hata yapıyorlar. Herkes hata yapar.. HAL 9000 serisi bilgisayar ise sadece bir tornavida yoluyla tüm işlevini kaybediyor. Yani bir makineyi sonlandırmak çok basitken insan hayatını sonlandırmanın yolu çok uzun.

    Son sahneler ise beni en çok etkileyen kısımdı. Uzay bilimci girdiği odada (aslında boşluk), yaşlı halini yemek yerken görüyor. Masada yemek yiyen bu adam bardak düşürüyor ve kırılıyor. Fakat şarap şişesi hala ayakta.. Bundan sonra ki sahnede ölmek üzere olan adam yine siyah cismi görüyor elini uzatıyor ve ölüyor. En son sahnede ise yıldız çocuğun varlığını görüyoruz. Bana göre siyah cisim başlangıç noktası.. O cisme dokukan maymunlar da bir başlangıca sebebiyet verdi. Milyon yıl sonra bilim adamları da ondan etkilendiler, bir nokta yarattılar. En sonunda ona dokunmak isteyen bir adam hayatını kaybetti ve yıldız çocuk olarak dünyaya geri döndü. Herkes ölür, ancak yine başka bir beden olarak dünyaya geri döner. Bize zarar verecek tek şey ise duyduğumuz merak sonucu yaptığımız aletler. Kendi sonumuzu da yine bizler yaratıyoruz.

    --spoiler--

    Saygılar Stanley Kubrick.. Çok büyük adamsın.
    0 ...
  32. 47.
  33. derin simgeselliği ile içine girebilmek oldukça emek istiyor. haliyle, izledikten bir süre sonra sahneler kolay hatırlanmıyor. the blue danube'li sahnelerin muhteşemliği hariç. kubirck abimizin müzik kullanımı her daim özel olmuştur. ancak bu film ile tavan yapmıştır şahsım nazarında. gerçi eyes wide shut'ta da müthişti müzikler.
    1 ...
  34. 46.
  35. Orijinal nihai zihin gezisi.

    &feature=bf_next&list=WLAD74FC5BDBA9F921&shuffle=528090
    0 ...
  36. 45.
  37. kitabı çok daha iyidir. ki filmde ara sahneler çok uzun tutulmuş ve izleyici sıkılmıştır. başarı stanley kubrick in değil, kitabı yazan arthut c. clark ındır. serinin diğer kitapları 2010, 2061 ve 3001 olarak sıralanmaktadır. diğer kitapları okumadan ana fikri anlamak maalesef mümkün değildir. bu yüzden film yetersiz kalmıştır zaten. aslen bu seri ile anlatılmak istenen insanoğlunun teknoloji ile tanrılaşma sürecidir.
    0 ...
  38. 44.
  39. bir insanın yapabileceği en iyi film.*
    3 ...
  40. 43.
  41. bilinenin aksine, kitap uyarlaması değil, bir öyküden esinlenerek çekimi başlamış ve bu öykü sadece ilk 15 dakikalık kısımdır, fakat filmin çekimi için öykü geliştirilerek senaryo ve kitap olmuştur.
    2 ...
  42. 42.
  43. ---olası spoiler şeysi---

    bol detaya gömülmüş kubrick filmi. aslında konu çarpıcı, görsel efektler bugün bile oldukça etkileyici fakat filmin ilk bir saati oldukça iyi giderken sonra anlamsız ayrıntılar gereksiz yere uzatılmış. oysa başında primatların evrimi ve insanlığın yıkıcılığı keşfi ile modernite arasında kurduğu analoji izleğini takip etse daha tatlı olurdu diye düşünüyorum. sonunda yine bu konuya dönüyor gerçi kubrick ama bu dairesel kurguyu fazla geniş tutmuş. geniş plan çekimleri ve orijinal mekanlar, hal-ibm hadisesi, yapay zeka ile reel zeka karşılaştırmaları filmi bir adım öteye taşıyor. müzik konusuna hiç girmeye gerek yok. film müziği ya da soundtrack nasıl olmalıdır sorusuna yanıttır kendileri. kubrick gibi fotoğrafçılık menşeili bir yönetmen için ilginç bir konu ve bol durağan çekimler içeriyor. filmin tam olarak ne anlattığı 40 yıldır tartışılmasına rağmen bilim kurgu içerisinde gizlenmiş farklı anlamlar taşıyan bir yapım olduğu kesin. monolit metaforu burada ezoterik bir mana içeriyor yada sadece mac-guffin etkisi vermek için ucu açık bir imge olarak kurgulanmış. neticeyle görsel ve işitsel olarak şaheser mertebesine haiz olmasına rağmen gereksiz detay çekimlerinin uzunluğu ve konuyu çok gizleyerek anlatması açısından sinefillere farz, sade vatandaşlara vacip bir filmdir. vesselam...

    ---olası spoiler şeysi---
    3 ...
  44. 41.
  45. sinema tarihinin ilk bilim kurgu filmi olarak kabul edilmektedir.
    0 ...
  46. 40.
  47. 39.
  48. sinemanın neden görsel sanatlarının en etkilisi olduğunu bir kez daha gözümüze sokan baş yapıt.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük